Kaçın Kurası

6.4K 464 175
                                    

Tüm annelerimizin anneler günü kutlu olsun.. Başta da sizin @@kitaptakiben , @@kuzuum sizi çook ama çok seviyorum :)

Pazar sabahı, gözlerimi saat sekizde tırınk diye açmıştım. Geceden beri heyecandan saatte bir uyanıp telefona bakmış, bi huzurlu uyku uyuyamamıştım.

Umarım uykusuzluğun sebep olduğu huysuzluğum bugüne yansımazdı. Eğer öyle bir şey olursa kızlar canıma okurlardı. Gözlerimi tekrar kapayıp biraz daha uyumayı denedim ama bu sefer de gözümün önüne Oğuz'un dün banyodan sonraki hali gelince sızlanarak yatağın içinde doğruldum.

 Gözlerimi tekrar kapayıp biraz daha uyumayı denedim ama bu sefer de gözümün önüne Oğuz'un dün banyodan sonraki hali gelince sızlanarak yatağın içinde doğruldum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mutfaktan gelen tabak çanak sesine kulak kabartıp yataktan çıktım. Hangi Kübra'nın kalktığına dair tahmin yürütüp ayaklarımı sürüyerek mutfağa doğru yollandım. Kesin tarihçi ayaklanmıştı. Mecnun'una kavuşacağı anı beklerken yerinde duramadığına emindim.

Kafamı kapıdan uzattığım yanılmadığımı kendime kanıtlamış oldum.

"Günaydın aşkısı." Mükemmel bir gülüşle adeta enerji patlaması yaşayarak bana döndü.

"Günaydın Hatciğim." Diyerek şakıdı.

"Bu enerji de ne böyle? Ben resmen dökülüyorum." Dudaklarımı sarkıtarak bakışlarımı gülen yüzüne sabitledim.

"Ay hiç öyle bakma bana. Modumu düşürmene izin vermeyeceğim. Hadi duşa mı giriyorsun, hazırlanıyor musun, ne yapıyorsan yap. Bak daha komşu kızını uyandıracaksın." Deyip kıkırdadı.

Uyandırma kısmını hatırlatmasıyla tüm tüylerimi diken diken eden bir ürperti vücudumu sardı. Hemen kendimi banyoya attım. Elimi yüzümü soğuk suyla yıkayıp az biraz kendime gelince mutfağa geri döndüm. Ben masaya otururken dişi kartalım da uyanıp mutfağa teşrif etmişti. Onun da yüzü gülüyordu.

Sofrada bir benim yüzüm asıktı. Dişi kartalım dayanamayıp sordu. "Sana ne oldu? Hayırdır? Ne bu surat?"

"Keyfim yok." Dedim ağzıma peynirden atarken.

"O niye?" diye üsteleyince "Uyuyamamış, şuna baksana." Diyerek tarihçi benim yerime cevap verdi.

"Heyecandan kaç kere uyanmıştır, kim bilir?" yüzüme bakıp sırıtınca gözlerimi devirdim.

"Ayağını çek üstüne bastın." Dedim suratımı buruşturarak. Sonra tekrar yemeye devam ettim. Doyduğuma emin olunca ellerimi karnımda kavuşturup kızların üzerinde göz gezdirdim.

"Bir şey diyeceğim. Bu çocuk dün arabanın da evin de anahtarını bana gözü kapalı verdi. Üçüncü de ne verecek? Merak ettim."

Kübraların ikisi aynı anda kahkaha attı. Hatta gülerken dişi kartalımın yediği boğazına kaçtı. Az kalsın boğulacaktı ama yine de bir yandan öksürüyor bir yandan gülmeye devam ediyordu.

Can Apartmanı Sakinleri (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin