Sürpriz!!! Ben geldimmm!!! Artık buralardayım :) İnşallah bol bol görüşeceğiz. Bölümler de hızla gelmeye başlayacak ben diyeyim dört günde bir, siz diyin üç günde bir :)
umarım beğenirsiniz, keyifli okumalar :)Oğuz Murat, gül fiyaskosu üzerine kahvaltıdan sonra yapması gereken bir işi olduğunu öne sürerek masadan kalkmıştı. Ben de merak etmediğimden değil, sırf uyuzluğumdan ne işi olduğunu sormamış sadece kafamı sallamakla yetinmiştim.
Gider gitmez kızlara dönüp "Ne işi var acaba?" diye sordum.
Tarihçi ayıplar gibi göz süzdükten sonra cevap verdi.
"Kızım fark etmedin mi? Çocuk Cuma selâsını duyduktan sonra kalktı. Cumaya gidecek herhalde."
Bunu duyunca bendeki jeton adeta çın etti kulaklarımda. Ay düşününce bu durum hoşuma da gitti. Yalan yok.
"Hee, iyi bari." Dedim sırıtarak. "Kızlar Pazar günü için bugün ve yarın daha fazla çalışmam gerekiyor. Ben bir saate kaçıyorum."
Dişi kartalım oturduğu yerden kalkarak bana sıkıca sarılınca önce bir şaşırdım, sonra ben de sarıldım.
"Ya ben seni bu ara fazla özlüyorum. Bitsin şu çalışmalar, bitsin şu turnuva artık." Deyince kollarımı daha da sıkı sardım.
"İnşallah hayırlısıyla bitecek. Az kaldı Eylüle zaten." Dedim yanaklarını öperek.
İlberim kollarını ikimize de sarıp "Panda Kucaklaşması" deyince kahkahalarla birbirimizden ayrıldık. İkisine de öpücük gönderip odama geçtim.
*
Antrenmanda hoca canımı çıkarmıştı. Kaç saattir buradaydım, artık bacak kaslarımı hissetmiyordum. Dengemi kaybedip düştüğümde de sol dirseğimi acıtmıştım. Bembeyaz tenimde şimdiden mosmor bir leke oluşmuştu. Anlayacağınız her yerim dökülüyordu.
Asaf hoca paydosu verince kendimi yere bıraktım. Sırt üstü uzanıp kolumla gözlerimi kapadım. Bıraksalar saniyesinde uyurdum.
Orada olduğundan haberimin olmadığı kaslarım bile ağrıyordu. Eve nasıl gideceğimi düşününce başım da ağrımaya başladı. Merdivenler gözümde büyüdükçe büyüdü.
Keşke herkesçiklerden başarılı olup ışınlanmayı bulabilseydim. İnsanlığı geçtim şu an kendime faydam yoktu benim.Tepemde birinin dikildiğini hissedince kolumu gözümden çekip tekini açtım. Ayşenur tepemde pis pis sırıtıyordu. Sinirlenecek kadar bile enerjim yoktu. Elini beni kaldırmak için uzatınca sızlanarak doğruldum. Koluma girerek yavaşça beni ayağa kaldırdı. Kolumu yavru kartalın omzuna atarak tüm ağırlığımı ona verdim.
"Çüşşş! Hatice abla ne yaptın ya? Kucağıma alayım istersen?" diye sitem edince kendimi toparladım.
"Ah, keşke alabilsen Ayşenur..." diye mırıldandım.
Soyunma odasına geçince seri bir şekilde duşa girdim. Hiç oyalanmadan hemen çıktım. Üstüme pamuklu bol tişörtümü geçirince rahatladığımı hissettim. Ayşenur beni binanın dışında bekliyor olmalıydı. Telefonumu eşofmanımın cebine atarak çantamı omzuma taktım.
Ağır adımlarla dışarı çıktığımda karşımdaki manzarayı görünce anlık bir şaşkınlık yaşadım.
Bizim Ayşenur ilk andan beri uyuzluk yaptığı Oğuz abisiyle telefonda bir şeye bakıp gülüyordu. Adımlarımı hızlandırarak yanlarına vardım.
"Neye gülüyorsun bakayım Ayşenur Hanım?"diye sordum. Muhatabımı direk Ayşenur alarak Oğuz'u saf dışı bırakmıştım. Tavırlı halimin sürdüğünü görünce hemen gülmeyi kesti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can Apartmanı Sakinleri (Tamamlandı)
HumorSöz verdiğim gibi canlarım sizin için... Bu hikaye tamamen eğlence amaçlıdır. Drama, duygusallığa yer yok dersem yalan söylemiş olurum. Hayatın içinde ne varsa burada da karşınıza çıkabilir. Yüzünüzde bir tebessüm oluşturabilme ümidiyle :)