Merhaba Can Apartmanı Sakinleri :) finalden önceki bölümle sizlerleyim. Açıkçası bu hikayede sona geldiğimi bilmek beni bir miktar üzüyor ama üç yıldır süregelen bir hikaye. Tadında bırakmak gerektiğini düşünüyorum. Bunu bitirip Derya Deniz'e devam edeceğim. Deryama sözüm var ❤
Umarım keyif alırsınız. İyi okumalar."Ayşenur sinir etme beni. Giyeceğim şeyler göster bana. Abla ya şuna bak! Resmen eğleniyor benimle. İnsan içindeyiz demem yolarım seni Ayşenur!" Dedim çığırımdan çıkmış bir şekilde. Ben çıldırdıkça karşımdaki Derya ablamla Ayşenur daha bir eğleniyorlardı. Canım tektaşım görüyorsun değil mi?
"Gülmeyin ya! Yangın var diye bağıracağım şimdi!" Kaşlarımı çatabildiğim kadar çattım. Ablam gülmesini kontrol altına alıp yavru kartalın omzuna vurdu. Sonra kollarını omzuma sarıp geri çekildi.
"Sen de biraz sakinleşsen mi artık Hatcik?" Dedi gülerek. "Yeni gelin gergin olurmuş tamam da sen abartıyorsun." Dediğinde gözlerimi kocaman açtım. İnanamıyordum. Resmen eğlence çıkmıştı bunlara.
"O söz öyle miydi abla ya?" Ayşenur kahkaha atarak araya girdi. Ablamla göz göze geldiklerinde de ellerini havada çaktılar.
Aceleyle giyinme kabinine geri gidip üstümdeki elbiseyi çıkardım. Kendi siyah sweatimi kafamdan geçirip kot eteğimi de giydim. Üstüme de uzun trençkotumu aldıktan sonra aynadan kendimi kontrol ettim. Mart ayında olmamıza rağmen bugün resmen yazdan bir gün çalmıştı bahar. Hava çok güzeldi. Sol elimi kaldırıp yüzüğüme bir bakış atıp kendimi sakinleştirdim. Kabinden çıkarken benimkilerin tarafa bakmadan direk dışarı yöneldim. Çaktırmadan da peşimden gelip gelmediklerini kontrol ediyordum. Bir miktar koşturup yetiştiler bana.
"Nereye gidiyorsun kız? Takılıyoruz biz sana?" Diyen ablama bezmiş bir şekilde baktım.
"Abla zaten sevmiyorum kıyafet alışverişini. Kabinde kıyafet denerken daral geliyor bana. Bir de siz canıma ot tıkıyorsunuz." Sitemimi ikisi de ciddiye almayıp güldüler.
Allah'ım benim de güleceğim günleri göster. Amin!
Derya sultan ve okulun yeni dönemini henüz kendisi için başlatmayan Ayşenurla benim isteme törenim için elbise bakmaya önce Ümraniye'den başlayalım demiştik. Ablamla yavru kartal hemen kendi kalemlerinde bir elbise bulmuşlardı bile alışverişin ilk saatinde. Ben hala arıyordum. Diğer iki Kübra evdeydi. Benim alışverişte nasıl bir insana dönüştüğümü bildiklerinden bize katılmamaya karar vermişlerdi. Bu arada baya zaman geçmişti ekimden bu yana.
Avukatçım staj yerini değiştirip İstanbul'da Kadıköy'deki bir firmanın yanında staj yapmaya başlamıştı. Zaten gittiğinde odasını hiç ellememiştik. Götürdüğü gibi eşyalarını geri getirdi yerleştirdi. Ne demişler? Akılsız başın cezasını ayaklar ve kollar çeker.
Tarihçi ilk dönem mezun olmuş formasyon almaya başlamıştı. Bir yandan bu kadar okumak bana yetmedi deyip bahar döneminde yüksek lisansla eğitimine devam ediyordu.
Ben de iki ay öncesinde mezun olmuş, bir ay süreyle iş aramış, sonunda bir elektrik proje taahhüt firmasının yanında işe başlamıştım. İşe başladım dediysem de bir ofiste proje çiziyor gibi düşünmeyin hemen. Şantiyede amelelikle geçiyordu iş hayatımın ilk günleri. Ben, prensesler gibiydim ben baba evinde diye şarkılar söylerken; beni şantiyede arka fonda İbrahim Erkal parçaları eşliğinde mühendislik adı altında amele gibi haftada altı gün çalıştırıyorlardı. Bir pazarım vardı dinlenebileceğim onu da elbise bulacağım diye heba ediyordum resmen.
"Abla ya hadi Hakkı ustama gidelim. Acıktım ben. Sonra devam ederiz." Dedim bizimkilere içimdeki bağlamdan kopup. Açlığım ağır basmıştı yorgunluğuma. Şuan gözümde yemek>her şey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can Apartmanı Sakinleri (Tamamlandı)
HumorSöz verdiğim gibi canlarım sizin için... Bu hikaye tamamen eğlence amaçlıdır. Drama, duygusallığa yer yok dersem yalan söylemiş olurum. Hayatın içinde ne varsa burada da karşınıza çıkabilir. Yüzünüzde bir tebessüm oluşturabilme ümidiyle :)