Ben geldimmm.. yeni bölüm sizlerle.. umarım beğenirsiniz :)
Merdivenlerden yukarı çıkarken Oğuz çoktan kapıya çıkmış, beni bekliyordu. Onu görünce sırıtmaya başladım. Tedirgin bir sırıtmaydı bu. Arabanın anahtarını havaya kaldırıp,
"Sanırım arabanı kaçırdım." Dedim. Yüzü gülümsüyordu ama yine de vereceği tepkiyi merak ettim.
"Feda olsun sana, bir araba nedir ki?" deyince gözlerimi kocaman açtım. Sabah sabah ayarlarımla oynuyordu bu çocuk. Kapıyı üstü çıplak açmalar, feda olsun araba demeler falan dengem şaşmaya başlamıştı. Hemen kendimi toplayıp anahtarı geri uzattım.
"Teşekkür ediyorum. Bu dediğini elbet hatırlatırım." Dedim şirin bir şekilde. " O değil de sen herkese kapıyı o vaziyette açmıyorsundur, inşallah. Oyarım, haberin olsun." Fırına gitmeden önceki halini başkalarının görme ihtimali aklıma geldiği gibi çemkirme moduna geçiş yaptım.
"kapı deliğinden baktım herhalde kim olduğuna. Senin kapıyı o şekilde çaldığını düşününce acil bir şey olduğunu düşünüp hemen açtım. Yoksa üzerime elbet bir şeyler geçirip açardım, canım." Diye kendi açımdan yeterli bir açıklama yaptı. Oy canım atım, sevgilisine hesap da verirmiş.
"He, tamam." Diyerek kafamı salladım. "Hadi ben kaçtım, haberleşiriz."
*
Kızlarımla yaptığımız kahvaltıdan sonra Derya ablamı yukarı çağırdık. Nasılsa hafta sonuydu, Ömer enişte evdeydi. Çocukları ona bırakıp hemen yanımıza geldi.
"Ee ne yapıyoruz kızlar?"
"Abla programımız yoğun bugün. Biliyorsun, yarın adaya gideceğiz. Hatcik antrenmana gitmeden komple bakıma girmemiz lazım." Diye cevapladı dişi kartalım.
"O zaman ben kahveleri yapmaya başlayayım. Kahvelerimizi içelim. Sonra ne yapacaksak yaparız." Diyen tarihçiye hepimiz kafamızı salladık.
Esen yer arayışlarına girdiğimizde de her zamanki gibi kış bahçesine geçtik. Derya ablam karşıma oturur oturmaz gözlerini üzerime dikti.
"Kız ne âlemdesiniz? Dün akşam gördüm çocuğu hala perişan haldeydi?" deyince sırıttım.
"Hak etti o perişanlığı. Beni arkadaşıma rezil etti. Ağlattı. Dünden beri yapmadığı kalmadı kendini affettirmek için." Derin bir nefes içime çekip göğsümü kabarttım oturduğum yerde. "Fırına giderken arabasını çalmama bir şey demediği için de demin affettim. Şimdi yüzünde karanfiller açıyor." Dedim.
"Çocuğun arabasını mı çaldın? Kız nasıl becerdin onu de hele?" Derya ablam gözlerini şaşkınlıktan kocaman açtı. Sesi çığlık atar gibi çıkmıştı.
"Abla anahtarı kendi verdi." Tüm dişlerimi göstererek güldüm. "Ben de fırsatı değerlendirdim. Feda olsun sana araba, dedi hem demin. Sıkıntı yok yani." O sırada dişi kartalım ooooo diyerek balkona girdi.
"Araba lazım olunca kime gideceğimiz belli oldu. Baksana araba feda edilmiş Hatçe'ye."
"Kıskanma ne olur, çalış senin de olur." Dedim karşılık olarak. Derya ablam bu sefer dikkatini Kübra'ya çevirdi.
"Kız, senin cephede işler ne durumda?" diye sordu. Dişi kartalımın yanaklar saniyesinde al al oldu. Ay, bayılıyordum bu kızın bu utangaç hallerine. Anında kızarma özelliğine sahipti. Benim hakkımda konuşurlarken sorun yoktu, ama iş onlara gelince diğer Kübra da böyleydi. Hemen bir yeni gelin moduna girmeler falan çok tatlı oluyorlardı. Yanaklarını sıkasım geliyordu ikisinin de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can Apartmanı Sakinleri (Tamamlandı)
HumorSöz verdiğim gibi canlarım sizin için... Bu hikaye tamamen eğlence amaçlıdır. Drama, duygusallığa yer yok dersem yalan söylemiş olurum. Hayatın içinde ne varsa burada da karşınıza çıkabilir. Yüzünüzde bir tebessüm oluşturabilme ümidiyle :)