Hepimizin Neşesi

8.3K 526 250
                                    

 " Dolabın üstünde çilingirin numarası var. Arayın!"

Ağız tadıyla bir romantizm yaşayamıyorduk şu çocukla. Gerçekten de, ya babam arardı ya Kübra benim telefonumu alırdı ya da Mehmet, Oğuz'un telefonunu alırdı. Bu ne kardeşim? Herkes mi bize karşı?

Oğuz duymasın diye iyice tarihçinin kulağına eğilip sessizce tehdit ettim.

"Kızım seni odana bir kilitlerim. Kırk tane çilingir gelse yine de çıkaramazlar seni oradan. Çilingir numarası varmışmış."

Doğrulduğumda yüzüme bakıp haince sırıttı.

"Kızım demin sen demiyor muydun? Bana laf sokar mısın? Kendimi kötü hissediyorum diye. Şimdi niye kızıyorsun acaba? Sorarım sana?" tamam doğru diyordu da her doğru her yerde söylenmezdi. Mesela Oğuz'un yanında. Şimdi bende çirkinleşip Mehmethan konusunu açabilirdim ama açmayacaktım. Çünkü yeri değildi.

"Oğuzlayken mi yap dedim? Acısını sonra çıkartacağım. Görürsün." Dedim kelimelerin üstüne basa basa. Oğuz'a dönerek hiçbir şey yokmuşçasına tebessüm ettim. O sıra da kapı çalınınca Kübra kalkıp bakmaya gitti. Acaba şimdi kim gelmişti? Merakım ağır basınca Oğuz'a "Geliyorum hemen." Deyip Kübra'nın peşine ben de kalktım.

Gelen Derya sultandı.

"Hoş geldin abliş." Dedik tarihçiyle aynı anda.

"Sesiniz çıkmıyor kızlar akşamdan beri. Gruptan mesajıma da cevap yazan yok. Limon almaya geldim."

Mutfağa girdiğinde dişi kartalımla sohbet eden bir adet delikanlı görünce önce bir şaşırdı. Bakışlarında o kadar çok soru vardı ki önce hangi soruyu cevaplayacağımı şaşırdım. Kış bahçesinden mutfağa giren bir adet de Oğuz Murat görünce sorular saniyesinde ikiye katlandı. Kadının yüreğine inecekti.

"Merhaba, nasılsınız?" Derya ablayı görür görmez benim komiser hemen hoşbeşe başladı.

Kaleyi içten fethetme çabaları bölüm bir. Artı hanene bir artı daha koydum canım benim. Aferin hep böyle ol sen.

"İyiyim, Murat sen nasılsın?" diye karşılık verdi ablam gayet rahat bir şekilde. Gören hiçte aklında bin bir soruyla meraktan ölüyor demezdi.

"İyiyim, teşekkürler." Diyerek kocaman gülümsedi. Tam gülüşüne kapılıp gidecekken ablam beni kolumdan tutup kendine çevirdi.

"Hatciğim, dudağına ne oldu kuzum senin öyle? Çok kötü gözüküyor. Acıyor mu?" suratımı buruşturdum. Ablam dudağımdaki felaket uçuğu görünce aklındaki soruların önem sırası değişmişti anlaşılan.

Ah, acımaz mı ablam? Oğuz'un yanında hatırlattın bak daha bir acımaya başladı.

"Abla, Oğuz'un niyeti yok sanırım. Ben tanıştırayım. Mehmet. Oğuz'un yakın arkadaşı." Dişi kartalım eliyle Mehmet'i gösterdi. Sonra Mehmet'e dönerek " Bu da bizim canım ablamız Derya Sultan." Diyerek Derya ablamı takdim etti.

"Çok memnun oldum. Demin Kübra ile videoyu izledim. Tebrik ederim ayrıca, çok başarılıydı." Mehmet'in kibarca konuşması ablam tarafından olumlu karşılandığı belliydi.

"Bende memnun oldum. Ee, ne yapıyorsunuz burada?" diye artık dayanamayarak sordu.

Bu konuda açıklamayı yapsın diye tam Oğuz'a döndüm ki tarihçim herkesin yerine cevapladı.

"Anahtarları evde unutup kapıda kaldılar abla." Ablamın anlam veremediği suratından anlaşılıyordu.

"İyi de neden burada olduklarını açıklamıyor. Oğuz'un teyzesi alt katta oturuyor. Hem onda eminim ki yedek anahtar da vardır." Dedi ablam tek kaşını sorarcasına kaldırarak.

Can Apartmanı Sakinleri (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin