"Eğlendin mi bari?"
Mete, Pusat'ın huysuz ifadesine kıkırdayıp başını salladı. "Evet! Çok hem de."
"Çok değildir ya." Kendi kendine mırıldandığında, dediklerini kulakları işitmiş gözleri açılmıştı. İyice kafayı yiyecek hâle gelmişti.
"Çok çok!"
Gülümseyerek başını çevirip yanağını çıplak göğüse yasladı. "Teşekkür ederim. Çok güzeldi, sürpriz."
Pusat, Mete'nin saçlarının arasına dudaklarını yasladı. İçini çekerek öptüğünde, Mete yine konuşmuştu. "Gerçekten haftaya babamın yanına mı gideceğim?"
Sürekli söylemese olmazdı, zaten. Dünden beri aynı şeyleri tekrarlıyordu ve eğer Pusat, Mete'nin sesini duymayı sevmeseydi, çoktan pes etmişti.
"Hafta sonu için, sadece."
"Üvey annem de olacak mı?"
"Babanın dediğine göre, hayır."
"Ne oldu, acaba?"
"Boşanacaklarmış."
"Ne!?"
Başını kaldırmış şaşkınca ona bakan Mete'ye tebessüm etti. "Anlaşılan oğluna kötü davranan bir kadın ile birlikte olmak istemiyormuş."
"Benim yüzümden mi yani?"
Yeniden yanağını sıcak göğüse yasladığında, Pusat dilini ısırdı. Büzülmüş dudakları ile konuşmasına içi giderken hemen cevap verdi. "Hayır, kadın kötü biri olduğu için."
"Ama-"
"Mete," Kollarından tutup yüz yüze gelmelerini sağladığında, dudaklarına minik bir öpücük bırakmıştı. "Emin ol tek sebep sen değilsin. Baban, onu çok sevseydi, bunları göz ardı edebilirdi."
Etmezdi ama konumuz bu değil.
Mete, iç çekip başını bu sefer boynuna yasladı. "Şimdi babamın yanına gittiğimde, üvey annem orada olmayacak mı?"
"Şimdi gitmeyeceksin." Sesindeki huysuzluğa tekrar güldü. Pusat'ın böyle bir yanı olduğunu bilmiyordu ama keşfetmiş olması mutlu etmişti.
"Gitmemi istemiyor musun?"
"Dediklerine göre, senden üç adım uzakta olunca kalbim atmıyormuş."
Aslında dediklerine göre, Mete'nin olmadığı her an, sinirleri, Mete'den öncesine göre daha gerilmiş ve daha öfkeli oluyordu. Sanki uyuşturucu almaya başlamıştı da, artık eksikliği daha büyük bir tahribat yaratıyordu.
Mete, önce güldü, sonra göz devirdi. "O zaman artık senden bir adım bile uzak olmayacağım." Kollarıyla üstünde olduğu bedeni sıkı sıkı sararken Pusat güldü. "Bana uyar," Mete'nin sarılışına karşılık verdiğinde, telefonu çalması ile kaşlarını çattı.
Başını çevirip komidinin üstündeki telefona baktığında, Mete uzanıp ona vermişti. Pusat, yatakta uzandığı için her zaman ona yaptığı gibi göğsüne oturmuştu. Elleri çıplak teninde dolaşırken Pusat yutkunarak telefona döndü.
Mesut.
"Söyle." Telefonu kulağına yaslayıp konuştuğunda, ona merakla bakan Mete'ye gülümsedi. Buna karşılık Mete onun yanağını öpmüştü.
"Efendim, bugün kurul toplantısı ve Ersoy İnşaat ile görüşmeniz var. Dün ertelemiştiniz."
Pusat, sıkıntıyla nefesini bıraktığında, Mete bu sefer yanağı ile alt dudağı arasındaki çizgiyi öpmüştü. Ama böyle yaparsa Pusat çalışmaya istek duyamazdı ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUM -GAY
RomanceMete ile Pusat Suç makinesi ve Masumluğun tanımı (Bebek gibi) Sanıldığının aksine Pusat asla Mete'ye zarar vermezdi. O, onun saflığına, hareketlerinin çocuksuluğuna, düşüncelerinin masumluğuna aşık olmuştu. Her baktığında içinde heyelanlar yaratan...