17. "Kavuşma"

9.1K 502 80
                                    

"Bak kim geldi!"

Mete, bakışlarını pencereden çekip kapıya yönlendirdiğinde, elinde uğur böceği şeklinde bir pasta ile içeri giren Ömer'i gördü. "Ben geldim!"

Göz devirip sırtını pencereye yasladığında, Ömer gülümseyerek içeri girip kapıyı kapattı. "Nasılsın bakalım?"

"Bırak artık beni!"

Elleri yumruk olmuş, sağ ayağını sertçe yere vururken bu görüntü karşısında güldü, Ömer. "Maalesef bu mümkün değil."

Pastayı odadaki masanın üstüne bırakıp Mete'ye döndü. "Hem burası tıpkı eski odan gibi."

Mete bu durumun farkındaydı. Bulunduğu oda, tıpkı Pusat'ın ona verdiği oda gibiydi. Evin içindeki hizmetliler de, korumalar da Pusat'ın evindeki insanlar gibi davranıyordu. Manzara bile neredeyse aynıydı ancak bunlar sadece görünüştü. Zira 'evde' gibi hissetmiyor, sürekli diken üstünde davranıyordu.

Kaşları çatık, Ömer'e baktı. "Orası eski odam, burası da yeni odam değil!"

Gerçekten davranışları tıpkı küçük bir çocuk gibiydi. Yine de anlatmak istediği çok farklıydı. Ömer gülüşünü bozmadan omuz silkti. "Ne fark eder? Sonuçta Pusat peşini bıraktı."

Kaşları mümkünmüş gibi biraz daha çatıldı. Pusat'ın onu bırakmayacağına emindi ama bu adamın bunları söylemesi onu hem sinirlendiriyor hem de üzüyordu.

"Bırakmadı!" Yanakları şişmiş ve kızarmışken oldukça tatlı, sevimli duruyordu. Ömer gülümseyip biraz daha yaklaştığında, kendisine dokunmasını istemediği için kenara çekildi. Bu birkaç gün içerisinde fazlaca dokunmuştu. "O beni bırakmaz!"

"Sen öyle sanıyorsun! Hastaneye yerimizi öğrendiği için gelmişti ama bulamayınca hemen pes etti."

Ömer, bunu söylediği zaman Mete'nin şaşırıp, üzüleceğini düşünmüştü ama en son düşünceği şey, bir anda üstüne atlamasıydı.

"Sürekli yalan söylüyorsun! Sürekli beni kandırmaya çalışıyorsun!"

Minik eliyle yaptığı yumruklarla Ömer'e vururken sırtına atladığı için Ömer onu tutmaya çalışıyordu. Düşmesin diye belinden tuttuğunda, Mete daha sert vurmaya çalıştı. "Senin yüzünden Pusat yanımda değil!"

O da bunu yapacağını tahmin etmemişti. Adamdan cidden korkuyordu ve üç gündür çokça tacizlerine maruz kalıyordu. Artık canına tak etmişti ve Pusat'a olan özlemi kafasını karıştırmıştı.

"O seni aramıyor bile!" Ömer, Mete'nin her ne kadar yumuşak olsa bile darbelerinden kaçmaya çalışırken aslında bu durumdan oldukça eğleniyordu. Zira Mete ilk kez isteği ile ona bu kadar yakın duruyordu. Belki hisleri farklıydı ama sonuç aynıydı.

"Yalancı! Beni aradığını biliyorum, tamam mı?!" Buna inanıyordu ama Ömer her bunu söylediğinde kalbindeki acı katlanıyordu sanki. İnanmak istemiyordu, sözlerine ve bir anlığına dahi olsa düşünmek onu çok üzüyordu.

Saçlarını çekiştirdiğinde, bu kadar yeter diye düşünüp Mete'yi tuttuğu gibi önüne getirdi. Belinden tutulup ayakları yere değmeyecek şekilde havada asılı kaldığında, Mete kollarını, bacaklarını sallıyor kurtulmaya çalışıyordu. "Bırak beni! Pis herif!"

Bu hakareti(?) bile oldukça tatlı olsa da Mete'nin çatık kaşları biraz olsun geri çekilmesini sağlamıştı. Mete çırpınmaya devam ederken onu yere bırakacağı sırada kapının açılması ile göz devirdi. Adamlarına onu rahatsız etmemelerini söylemişti!

Sırtı kapıya dönük olduğu için sertçe konuştu. "Size gelmeyin demedim mi?!"

Bakışları Mete'nin yüzüne tırmandığında, gördüğü ifade ile kaşları daha çok çatıldı. Dudaklarını birbirine bastırmış, arkasındaki birine ellerini uzatmıştı. Muhtaç bir yavru gibiydi.

MASUM -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin