oy sınırı:90
"Ne zaman?"
"Bu sabah aramaya çalıştı, ancak engelledik."
Pusat, alnını okşadığı sırada Tekin, onun sinirli haline yutkunarak baktı. "İsterseniz, Asaf'ın adına bir mesaj yazabilirim."
"Aramak isterse?"
"Müsait olmadığını söylerim."
"Doğru, öteki tarafta hesaba tutuluyordur."
Tekin sessiz kaldığında, eliyle ensesini okşadı. "Hiçbir sebep belirtme. Eğer arayı yakın tutarsak, görüşmek isteyecektir. Terk ettiğini söyle."
"Efendim, ya ulaşmaya çalışırsa?"
Pusat omuz silkti. "Sadık ile görüşmek için telefon kullanırsa, engelle. Yüz yüze görüşürlerse de zaten bizden bilmezler. Mete üç aydan fazla süredir yanımda. Ondan önce bana sorar."
Tekin başını salladı. "Peki, efendim."
"Mete ne yapıyor?" Nefesini bırakıp olayları düşünmemeye çalışarak konuştu. En azından biraz aklını toparlayabilirdi. "Denizhan'ın yanında. Ağaç evdeler."
"Tek başlarına mı?" Kaşları çatık, sesindeki rahatsız tonla beraber söylediklerine karşı Tekin yutkunup başını salladı.
Şirkette olmak cidden hataydı. O deli kılıklı herifin evinde olmasından rahatsızdı ama Mete'ye de laf söyleyemiyordu. Zira bebeği uzun zaman sonra ilk kez bir yabancıdan korkmuyordu ve bahçede dolaşıyordu.
Aslında bu da Pusat'ı rahatsız ediyordu çünkü kahretsin ki bu Denizhan'a güvendiğini gösterirdi.
"Tamam, Mesut'u çağır. Hemen bitirelim şu işleri."
Tekin başını sallayıp odadan ayrıldığında, şimdiden yorgun hissediyordu. Başını çevirip elinde dosyalar ile bekleyen Mesut'a onay verdi. Adam, önce kapıya sonra kendisine bakmıştı. "Ne oldu?" Dedi, kaşlarını çatarak. Tereddüt mü ediyordu ki?
Mesut, hafif korkmuş bir ifade ile Tekin'e fısıldadı. "Geçen sefer bir sürü iş var diye bana çok kızmıştı."
Koca koca adamın verdiği cevap için gülerek başını iki yana salladı. "Şansına küs. Yine sinirli."
Mesut, nefesiyle beraber omuzlarını da bırakırken elindeki tablete bakmıştı. "Korkunun ecele faydası yok." Dedi, kendi kendine. Eğer dün, Pusat'ın odasından çıkmasını engelleyip, eve geç gitmesini sağlamasaydı daha az korkabilirdi.
"Dert etme. Aklına bile gelmez, dün."
Mesut, aldığı biraz olsun destek ile gülümseyip başını salladı. "Teşekkür ederim. İşin mi var senin?"
"Evet, size kolay gelsin."
Mesut başını sallayıp yeniden kapıya döndü. Nefesini kontrol ederek kulpu çevirdiğinde, Tekin gülümseyerek birkaç kez omzuna vurmuş sonra da adımlayarak asansöre ilerlemişti. Mesut, arkasından öylece bakarken aniden duyduğu ses ile sıçradı. "Mesut!"
"Ge-Geliyorum, Pusat Bey!"
Tekin, titreyen sesye kendi kendine gülüp asansöre bindi. Mesut bugün pek kendinde değildi, anlaşılan.
🦠🦠
"Hayır,"
"Nedenmiş o?"
"Çünkü tam bilmiyorum, nasıl yapıldığını."
"Nasıl ya? Öğretmediler mi sana?"
Mete, nefesini bırakarak başını tamamlamaya hazırlandığı yap-bozdan kaldırdı. "Okula gitmedim ben."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUM -GAY
Storie d'amoreMete ile Pusat Suç makinesi ve Masumluğun tanımı (Bebek gibi) Sanıldığının aksine Pusat asla Mete'ye zarar vermezdi. O, onun saflığına, hareketlerinin çocuksuluğuna, düşüncelerinin masumluğuna aşık olmuştu. Her baktığında içinde heyelanlar yaratan...