|Evlilik...|
"Aç ağzını bakalım."
"Ya Yoongi doydum , doyduuumm!" Dedim bıkkınlıkla burnumun ucuna kadar soktuğu yemek kaşığına şaşı şaşı bakarken eşime hitaben. O ise beni takmayarak kaşığı daha çok yaklaştırmıştı yüzüme. Hayır yani bari ağzıma götür değil mi? Burnumdan mı yemek yiyorum ben!
Kafamı kaşık ağzımın hizasına denk gelecek şekilde aşağı eğdim ve ılık mercimek çorbasını içtim. En sevdiğim yemeklerden biri olsa bile pek iştahım yoktu ancak eşim olacak sevimli adam ısrarla tabağımı bitirmem gerektiğini diretiyordu. İnatçı kedi ne olacak! İnanabiliyor musun daha bana neler olduğunu , neden yataklara düştüğümü söylememişti bile! Sadece bir haftadır uyuduğumu biliyordum o kadar. Hiçbir şey de hatırlamıyordum zaten. Lakin içinde benim de bulunduğum çok garip olaylar dönüyordu ortada. Bunun farkındaydım. Uğraşmak istemiyordum. Yoongi'nin de bana hiçbir şeyi anlatmayarak ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum lakin yine de ona güveniyordum."Aferim bebeğime! Çorbasını bitirdi~" Bak nasıl da kaşla göz arasında içirdi bana o çorbayı. Şeytaann.
"Ya Yoon deme öyle şeyler. Hem şımarırsam görürsün gününü."
"Şımarmayı en çok sen hak ediyorsun küçük şey. Sıkıntı yok yani." Cilveli cilveli kıkırdayıp elimi omzuna vurdum hafifçe. O da dış etleri gözükecek kadar çok kocaman gülümsemişti. Tanrım! Öpsem ne olurdu ki? Öpsem mi? Öpeyim mi? Azıcık öpeyim? Of of of! Dayanamıyorum!
Hızla yatak başlığının sırtımla olan temasını koparıp azıcık ötedeki eşimin yanağına ufak bir öpücük kondurup tekrar yatağa attım kendimi ve yorganı kafama kadar çekip kızaran yanaklarımı görmesini engelledim.Tanrım , ne yaptım!? Ne yaptım!? Ne yaptım!? Çok utanıyordum! Sanırım bir ömür yorganın altında yaşayacaktım. Yüzüne bir daha asla bakamazdım.
"Ya , Min Jimin! Ne diye utanıyorsun güzelim? Ben senin deltanım tabiki beni ölebilirsin. Bunda utanılacak bir şey yok." Telkin edici cümlelerine karşın olmuz silktim. Ne olursa olsun utanıyordum işte!
"Pişt güzellik bak hele." Yorganın üzerinden omzumu dürtüp sesine çapkın bir tını takınıp konuşunca kıkırdamadan edemedim. Yüz ifadesini çok merak etmiştim. Acaba serseriler gibi sırıtmış mıydı?
"Naz yapma kız!" Dayanamayıp kahkaha patlattığımda yorganı üzerimden atıp hiç doğrulmadan arkamı döndüm ve kısılan gözlerimle Yoongi'ye baktım. Gördüğüm kadarıyla sırıtıyordu şapşik. Suratını yerdim ben bunun.
Bir süre sonra öylece bana bakmayı kesmiş , olduğu yerde hareketlenip yanıma uzanmıştı. Ben de boş durmayıp ona yanaşmış kafamı göğsüne gömüp yapışmıştım büyük bedenine. Böyle sarmaş dolaş olduğumuzda çok huzurlu hissediyordum."Jimin." Kalın tiniyi işittiğimde gözlerimi tavandan ayırıp bütün dikkatimi ona verdim.
"Hm?"
"Ne zaman evleneceğiz?" Sorusuyla birlikte şaşkınlıkla göğsünden ayrılıp oturur hale geldim yatakta.
"Ne?!" Hafif yüksek çıkan sesimi umursamamış bileğimden tutup kendine çekmişti beni. Eski pozisyonuma dönerken hala şaşkındım lakin kalbim resmen depar atıyordu. Heyecanlanmıştım birden.
"Sadece sordum." Modunun düştüğünü anlamıştım hüzünlü çıkan sesinden. Onu üzmek istememiştim. Aniden sorunca şaşırmıştım sadece.
Durumu nasıl toparlayacagımı düşünürken ağzımdan çıkan cümleler bana ikinci bir şoku yaşatmaya yetmişti bile."Ailelerimizi en kısa sürede tanıştırmalıyız."
•••
Akşam saatlerinin serinliği eşliğinde sarayın bahçesinin yeşil çimenlerinde oturmuş sohbet ediyorduk bizimkilerle. Onları gerçekten çok özlediğimi yeni fark edişim kendime kızmama neden oluyordu.
"Yani sonuç olarak Jungkook'umu çok kırdım. Sizce kendimi nasıl affettirebilirim?"
"Jungkook hyung sana kırılmakta ve sinirlenmekte çok haklı Taehyung. Ne demek hamile kalmamak için ilaç kullanmak!? Delirdin mi sen tanrı aşkına!? Kendi canının hiç mi kıymeti yok gözünde!?"
"Üstüne gitme Hoseok. Kendince haklı sebepleri var onun da."
"Lakin bu yaptığının yanlış olduğu gerçeğini değiştirmiyor sevgilim."
"Evet elbette. Fakat yine de zaten yeterince üzgün , bir de sen üstüne gidiyorsun."
"Peki bir tanem." Taehyung'a baktığımda yanağından süzülen yaşı fark ettirmemek istercesine gizlice silmeye çalıştığını gördüm. Hatalı olduğunun farkındaydım ve bu konuda ben de ona çok kızmıştım lakin olduğu yerde küçülmüş , savunmasız bir çocuk gibi gizlice ağladığını fark etmemle kalbim burkulmuştu. Hemen yerimden kalkıp onun yanındaki boşluğa oturdum ve kafasını göğsüme çekip sarıldım ona. Artık daha fazla sessiz olmaya dayanamamış olacak ki hıçkırarak ağlamaya başlamıştı koynumda. Kafamı kaldırıp diğerlerine baktığımda onlar da en az benim kadar üzgün gözüküyorlardı. Hatta ChaeYoung'un da gözleri dolmuştu tıpkı benimkiler gibi.
Biz böyleydik işte; hep birlikte ağlar , hep birlikte gülerdik. Daima birbirimizin yanında olur , zor zamanlarımızda yardımlaşır , herkesin sırrını herkese söyler birbirmizinkileri ise bir hazine edasında saklardık. Gerçek dostluklar bunları gerektirmez miydi zaten?"Aaa yeter ama bu kadar zırlamak! Tamam oldu bitti işte. Kapatalım bu konuyu artık. Ve sen de Taehyung , Jungkook işini bana bırak. Siz ne zaman bu hallere düşseniz hep ben yapmıyor muydum sizin aranızı zaten? E yine yaparım canım , elime mi yapışır sanki!? Sen üzülme artık hadi. Toparlanın gençlik!" Taehyung doğrulmuş , yaşlı gözlerini silmişti bilekleri yardımıyla. Yüzündeki hafif tebessüm içimi ısıtırken kendimi daha iyi hissediyordum.
"Hepinize çok teşekkür ederim , iyi ki varsınız."
"Awee~ sen de iyiki varsın minik kaplan." Jennie'nin şen sesi ortamın kasvetli havasını aniden alıp götürmüştü uzaklara. Bu kız deli doluydu ama nerde ne zamana nasıl davranacağını çok iyi bilir , daima güçlü dururdu.
Taehyung son defa burnunu çekip kırık sesiyle sessiz kalan ortamı bozdu:"Ee hadi başka şeyler konuşalım , belki kafamız dağılır."
"Aynen. Hoseok kardeşim düğün ne zaman?" Düğün... Jennie düğün deyince aklıma sabah Yoongi ile konuştuklarımız gelmişti.
"Yakın bir tarihte nasipse."
"Şey..."
"Ney kız ne oldu!? Sesin çok şüpheli çıktı var bir şeyler sende dökül bakalım. AY DUR YOKSA SİZ DE Mİ EVLENİYORSUNUZ KRAL MİN İLE!? "
"Yani bilmiyorum ama... Bu sabah Yoongi bana ne zaman evleneceğimizi sordu."
"Ya~" diye ciyakladı ChaeYoung.
"Oha!" Diye böğürdü Jennie.
"Hii!"diye heyecanlı bir nida kaçırdı ağzından Taehyung.
"Nasıl yani?" Diye sordu son olarak Hoseok hyung söylediklerimi anlamlandıramamış gibi.
"İşte ne zaman evleneceğiz diye sordu. Ben de ilk başta bir şey diyemedim şaşkınlıktan. Sonra o sessiz kalmama üzüldü biraz 'sordum sadece' dedi. Ben de onun üzülmesine dayanamadım 'Ailelerimizi en kısa sürede tanıştırmalıyız dedim."
"Ya~ diye ciyakladi tekrar ChaeYoung."
"Ay basbayağı evleniyorsunuz yani şimdi! "
"Hayır! Sadece tanışacaklar Jennie."
"Bu evliliğin ilk adımıdır zaten ahmak!"
"Senin için en iyisi neyse o olsun Jiminnie."
"Umarım Hyung , umarım..."
|20.08.21|
•Papatyalar'a•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Papatya•
Fanfiction"Soru sorma Jimin , sadece bekleyemez misin?" "Beklerim. Neden beklerim bilmiyorum ama beklerim. " |21.05.21 |08.02.22