/Sonsuza kadar.../
Final
Bütün saray halkı ve başka krallıktan gelen misafirler büyük salonda ağırlanıyorlardı. Yemek ikramları da çoktan yapılmıştı. Şimdi ise herkes müzikler ve içkiler eşliğinde yavru Min velihatının gelişini kutluyorlardı. Tabi içip de eğlenenlerin dışında yeni anne ve baba adayları da oturdukları yerde oldukça mutlulardı. Diğerleri aksine hamile olanın isteği üzerine portakal suyu içiyorlardı -evet Yoongi'de. Eh bir baba olarak eşine ve yavru alfasına her şekilde ve koşulda eşlik etmeliydi.
"İyi misin sevgilim. Yoruldun mu?"
"Hayır yorgun değilim fakat biraz gürültülü geliyor."
"Odamıza gidelim o zaman-"
"Hayır hayır! Gitmek istemiyorum Yoonnie~" Dudaklarını büzerek reddetti kocasını. Gitmek istemiyordu , bu kutlama yavruları içindi ve elbette ki kendisi de olmalıydı.
"Pekala , o halde bahçeye çıkalım hava almaya ihtiyacın var ve bu sefer itiraz istemiyorum." Jimin kafasını usulca sallayarak kocasının sözünü dinledi ve arkadaşlarından müsaade isteyerek dikkatlice ayağa kalktı. Eşinin kolundan kavramasıyla kalabalığın arasından insanlar kenara çekildiği için onlara açılan yoldan geçerek çıktılar dışarıya. Hafif esen rüzgar hamile olanın ürkmesine neden olurken şu sıralar kendisine karşı korumacılığı artan deltası hemen bedenini sarmalamıştı. Bu ani harekete gülümseyip kafasını geriye doğru atarak kaslı göğüse yaslandı. Temiz havayı içine çekti derince. Zifiri bir sessizlik yoktu , hafif müzik ve uzaktan gelen konuşma seslerini işitse de rahatsız olmuyordu.
"İyi misin biraz daha?"
"Hm hm." Aldığı mırıltıyla yumuşak yanaklara naif bir öpücük kondurdu. Hamileliğinden ötürü kokusu daha da tatlılaşmışken onun için kafayı yememek çok zordu. İlerideki aylarda ne yapacağını bilemiyordu. Zira kilo almış , karnı burnuna gelmiş , kızarık tombul yanakları , minik burnu ve pofidik ayaklarıyla etrafta pıtı pıtı yürüyen bir Jimin'i düşününce bile çılgına dönüyordu. Galiba cidden kafayı üşütecekti.
"Yoonnie~"
"Efendim yavrum?"
"İçeri geçsek mi? Kokun beni mayıştırıyor biraz daha durursak uyuya kalacağım." Gülümseyerek kafasını eğip papatya kokan enseye öpücük kondurdu ve ince beli eliyle destekleyerek içeriye yönlendirdi.
•••
"Her şey için teşekkürler Kral Min. Bir gün hanedanlığımıza sizi de bekleriz."
"Ne demek Park. Uygun olan bir zamanda uğrarız tabi."
"Tekrar hayırlı olsun Jimin'ciğim. Umarım sağlıkla dünyaya gelir."
"Teşekkür ederiz Baekie. Kendine dikkat et." Son misafirlerini de uğurladılar Min çifti. Ne kadar güzel bir gün geçirseler de oldukça yorgun düşmüşlerdi. Jimin hemen sıcak yataklarına girip deltasının göğsüne sokulmak istese de onun aksine eşi ellerinden tutup bilmediği bir yere doğru çekiştirmeye başlamıştı. Saraydan iyice uzaklaşıp ormanlık bir yola girdiklerinde omega huysuz huysuz söylenmeye başlarken delta yüzündeki gülümsemeyle karşılık veriyordu ona. Ne de olsa birazdan çok mutlu olacaktı , azıcık huysuzluğunu çekebilirdi.
"Yoon , evimize dönelim aşkım. Bak çok yorulduk-" Dolunay ve yanında ona eşlik eden yıldızların yansıdığı berrak göl suyu , taze çimenlere atılmış yumuşak görünen minderler ve çevrelerine konulan kokulu mumların görüş açısına girmesiyle homurdanmayı kesti omega. Burası beraber ilk görüştükleri ve sohbet ettikleri göldü , hemen anlamıştı. Anlaşılan romantik kocası yine yapmıştı yapacağını.
"Ya Yoonie~"
"Bu özel günümüzde ilk birbirimizi keşfettiğimiz yerde başbaşa vakit geçirmemiz gerektiğini düşündüm. Sen , ben ve yavru alfamız."
"Bu kadar düşünceli olman beni duygulandırıyor." Dedi sesinin titrememesine dikkat ederek dolan gözleriyle. Ancak yanağına konulan el ona hiç yardımcı olmamıştı. Gözlerini kapayarak birkaç damlanın düşmesine neden oldu.
"Gözlerin dolduğunda , şu gölü anımsatıyorlar bana. Küçücükler fakat koca bir yıldız kümesi sığar içine." Bu hoş iltifata karşılık vermek yerine gülümsedi sadece. Ancak bu yoğun duygu dolu ortamı küçük elleriyle kaslı kola 'şlaps' diye geçirerek bozdu.
"Ya! Sen eğer hep böyle konuşursan ağlayıp dururum ama! Ağlamak istemiyorum bu gece sadece gülmek istiyorum ben." Yoongi sinirli olmaya çalışan eşine kıkırdayıp saçını öptü ve belinden destekleyerek minderlere oturttu dikkatlice. Kendisi de arkasına yerleşerek bedeni kendine çekip sırtının göğsüne yaslanmasını sağladı. Çenesini güçsüz omuza çok baskı uygulamamaya özen göstererek yerleştirdi ve eşinin karnındaki hafif yumru halini almış bölgeye sardı.
"Güzel olmuş mu?"
"Evet , çok güzel."
"Öyle. Burası seninle karşılaşmadan önce de çokça ziyaret ettiğim bir yerdi. Bazen babamla tartışırdık sakinleşmek için buraya kaçardım , bazen de dersler kafamı bunaltırdı dinlenmek için gelirdim. Tahta geçtiğimde de buraya gelmeyi ihmal etmemiştim. Huzur veriyordu bana hep ve buna ihtiyacım vardı lakin seni gördükten sonra işler değişti." Cümlesini bitirdikten sonra yutkundu. Dolmaya başlayan gözleri ona hiç yardımcı olmazken belli etmemeye çalışarak konuşmaya devam etti.
"Bu ormanın yeri bende daha da bir özelleşti sanki. Sen bana huzur vermeye başladın Jimin. Sadece uzaktan öylece seni izlerken bile kendimi iyi hissediyordum. B-büyülü bir melek gibiydin ve-ve ben..." Boğazına dizilen hıçkırıklarını daha fazla tutamayarak ağlamaya başladı. Gözyaşlarını kafasını yasladığı omuza dökerken burnu mührünün ev sahipliği yaptığı boyundaydı. Usulca ağlayarak içindeki yoğun duyguları vurdu dışarıya. Biraz daha sakinleştiğinde doğrulup elini omeganın kızarık yanağına yaslayıp kendine döndürdü. Dolgun dudaklara tutkudan uzak , yumuşacık bir öpücük kondurup geri çekildi.
"Beni beklediğin için minnettarım aşkım. Üstelik sana hiçbir açıklama bile yapmamışken sorgulamayıp beklediğin için teşekkür ederim. Söz veriyorum sana , kaybettiğimiz onca zamanın acısını çıkaracağım. Asla yanlız bırakmayacağım seni , gitmeyeceğim."
"Y-yoongi-"
"Şşş... Bir şey söyleme. Sadece sevelim birbirimizi. Konuşmadan , dokunuşlarımızla iletişim kuralım. Öpücüklerimizle ifade edelim duygularımızı. Yarın yokmuşçasına sevişelim Jimin." Geceyi tutkudan uzak , duygu dolu bir şekilde sevişerek geçirdiler. Cırcır böceklerinin ve göl suyunun çıkardığı sesler dışında sevgi dolu inlemeleri yayıldı. Zamanında Jimin'in Yoongi'yi bekleyeceğine dair söz verdiği tam o yerde tekrar sahip oldular bedenlerine ve ruhlarına. Dolunay da aşklarına şahit oldu o anda , asıl hayatları yeni başlamış oldu.
Birlikte , sonsuza kadar.../08.02.22/
•Papatyalar'a•
Son
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Papatya•
Fanfiction"Soru sorma Jimin , sadece bekleyemez misin?" "Beklerim. Neden beklerim bilmiyorum ama beklerim. " |21.05.21 |08.02.22