|Oldukça tanıdık bir acı...|
Üçlü sadece ay ve yıldızların aydınlattığı yine de buna rağmen karanlık olan ormandalardı. MinHee oğlu ile önemli meseleleri konuşuyor , JiHyeon ise konuşmalarının bitmesini , artık sözün kendine geçmesi için sabırsızlıkla bekliyordu.
"Sonuç olarak anneciğim benim işlerim çok iyi. Her şey tıkırında ilerliyor. Sen anlat biraz da , sarayda ne var ne yok?"
"JiHyeon deltanın çekmecesinde bir şal bulmuş."
"Şal mı?"
"Evet lakin mesele bu değil. Asıl mesele şalın bir omegaya ait olması."
"Omega mı?"
"Omega Park Jimin." Vita oturduğu yerden kalkıp elleri paltosunun cebinde uyuşuk adımlarla annesinin ve erkek kardeşinin yanına adımladı.
"Tae-oh bu sabah geldi yanıma müjdeli haberiyle. Omega Park Jimin büyük bir ihtimalle delta kral Yoongi'nin biricik aşkı. Hatta sadece Yoongi'nin değil , artık Tae-oh'un da biricik aşkı sayılır." Alayla kıkırdadı sustuktan sonra.
"Ne demek istiyorsunuz anlamıyorum."
"Ben sana şöyle anlatayım canım kardeşim:
Ben bu pembiş şalı kralın çekmecesinde bulunca anneme gösterdim. Annem ise şalın sahibini bulalım dedi. Bu konuda alfa Tae-Oh'dan yardım istedim. Kabul de etti. Bir-iki güne kokusundan bulmuş hemen. Daha sonra beyefendi omegadan etkilenmiş , yaptığı göreve karşılık Jimin'i mühürlemek istediğini söyledi. Aslında bunun iyi bir fikir olacağını düşündü- ""Tae-oh o omeganın peşine takılırsa krala yeni bir uğraş çıkar sadece , tabi delta gerçekten ona aşıksa."
"Tae-oh'dan ya da jimin'den daha önemli işlerimiz var mesela Min krallığını ele geçirmek gibi. Bunlara odaklanalım diyorum artık çocuklarım , hm?"
"Evet haklısın anne. Onları kendi hallerine bırakalım ne yaparlarsa yapsınlar. Nasıl olsa tahta geçtiğimde barınacak bir sarayları kalmayacak. Hiçbiri bizi ilgilendirmiyor , yani en azından çoğu."
•••
Delta çizimini bitirdiğinde kağıdı yüz hizasına kadar kaldırıp baktı. Gördüğüyle tatmin olup tebessüm etti. Şimdi sadece geriye iki iş kalmıştı; tasarladığı yüzüğü yapmak ve o yüzüğü kalbi ile birlikte sahibine teslim etmekti. Geciksin istemiyordu , yarın erkenden kalkıp gereken malzemeleri almaya gidecekti.
Kütüphaneden çıkıp merdivenlere yöneldi. Akşam vakti pek kimse yoktu ortalıkta , iki-üç asker dışında kimseye selam vermedi.
İkinci kata çıktığında aniden kalbine giren sancıyla acıyla inledi. O kadar şiddetliydi ki hareket bile edmiyordu , kaskatı kesilmişti olduğu yerde. En kötüsü ise bu acı çok tanıdıktı.
Elini bağrına bastırıp nefes almaya çalıştı. Onun iki büklüm olmuş halini gören muhafızlar yardım etmek istediklerinde zar zor boştaki elini kaldırıp durmalarını işaret etmişti.
Delta kurdu içinde omegasının ismini haykırırken acısı giderek artıyordu. Yoongi daha fazla dayanamayıp kendini deltaya teslim etti. Kapkara gözleri yerini koyu maviye bırakınca doğruldu. Artık acı hissetmiyordu sadece büyük bir öfke vardı. Kudurmuş gibiydi. Omegasını sahiplenme iç güdüsü onu adeta kudurtmuştu , ya da onu kudurtan aslında omegasının ta kendisiydi. Sert adımlarla son hız sağa veya sola sapmadan dümdüz önündeki koridora doğru ilerlemeye başladı. Kendisini bu denli delirten şeyi ardında barındıran kapıya geldiğinde hassas kulakları sayesinde kolayca işitebilidği cümleler ellerini mosmor edecek kadar sıkmasına sebep oldu. Hiç beklemeden hiddetle açtı kapıyı , açmaktan ziyade belki de biraz kırmış olabilirdi lakin bunu takmadı.
Omegasını , kendi omegasını sarmalamış olan alfayı görünce sanki hiç olmamış gibi bir kez daha nevri döndü ve tüm sarayı ayağa kaldırabilecek güçte kükredi adeta:"BEN SANA ŞİMDİ BÜTÜN SICAKLIĞIMI VERECEĞİM VE CEHENNEM ATEŞİNDE YANAR GİBİ YANACAKSIN!"
|10.07.21|
•Papatyalar'a•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Papatya•
Fiksi Penggemar"Soru sorma Jimin , sadece bekleyemez misin?" "Beklerim. Neden beklerim bilmiyorum ama beklerim. " |21.05.21 |08.02.22