Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
|Vita JiHyeon ve annesi...|
Mühürlenmelerinin ve Jimin'in kraliçe olmasının resmileşmesi üzerinden tam tamına iki hafta geçmişti. Evlilikleri gayet iyi gidiyordu. Yoongi Jimin'i asla üzmüyor , bir dediği ikiletmiyordu. Jimin de Yoongi'yi sevgisiyle besliyordu adeta. Çiftin arasında herhangi bir sorun olmasa da Jimin açısından başka konularla ilgili birkaç problem vardı.
Vita JiHyeon ve annesi.
Her ne kadar aralarında bir iletişim geçmese bile kendisine olan bakışları , yemek vakti masada sarf ettikleri sözler ve bulundukları ithamlardan oldukça rahatsız oluyor , Jennie'nin zamanında bahsettikleri mevzuların gerçek olmasından şüphe duyuyordu. Ayrıca eğitim almamış bir omega olarak kendisinin bir şeyler döndüğünü anlaması ancak eşinin anlamamasını garip buluyordu. Belki de yanılıyordu emin değildi lakin yanılmıyor olsa bile Yoongi'ye bir şey söylemek istemiyordu. Koskoca kralın eşi olsa bile İşine karışmak onun haddine değildi. Hem deltası zeki bir adamdı. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu elbet bilirdi.
Yine de her şey bu kadar güzelken , hayatı yeni yeni başlarken kötü şeyler olmasını istemiyordu ve yapabildiği tek şey ne yazık ki dua etmekti.
sıkıntıyla nefesini vererek elindeki kitabı kapatıp yanındaki sehpaya koydu. İlkbaharın güzel günlerinden biri olmasına rağmen oldukça düşünceliydi. Dışarı çıkıp çiçeklere bakmak bile gelmiyordu içinden. En iyisi kocasının yanına gitmekti. Normalde gündüzleri ona gitmezdi , onun yanına gelmesini beklerdi çünkü yoğun olduğunu bildiği için meşgul etmek istemiyordu. Lakin şimdi içindeki bu sıkıntıyı ancak deltasının herkese baskın ve ağır gelen fakat kendisini oldukça rahatlatan feromonlarını solursa geçirirdi. Cam kenarında bulunan oturduğu tekli koltuktan kalkıp çıktı odasından. Kapıdaki muhafızlara tebessüm ederek kısa bir selam verip sol tarafında kalan geniş koridorda ilerlemeye başladı. Geniş kapının önüne geldiğinde keskin duyu organları sayesinde işittiği ses ve tatlı feromonlar içeride vitanın olduğunun habercisiydi.
Ve bu safkan omeganın hiç hoşuna gitmemişti.
Her zamanki yaptığının aksine bu sefer kapıyı asla çalma gereksinimi duymadan sert hareketlerle açıp görüş açısına kendi koltuğunda oturmak yerine masasının önündeki tekli koltuklardan birine oturmuş olan eşini ve tam karşısındaki bacak bacak üstüne atmış keyifle gülümseyen JiHyeon'un girmesini sağladı. Sinirleri iyice gerilirken yüzüne zoraki olduğu oldukça belli olan bir gülümseme yerleştirmiş küçük bedenini tamamen içeriye sokup ardından kapıyı kapatamıştı.
"Sevgilim? Hoşgeldin bu ne güzel bir sürpriz." Omegasının sinirini ve sıkıntısını en derinlerinde hisseden Yoongi , vitanın yanında eşiyle özel konularını konuşmak istemediği için hiç bozuntuya vermemişti.
"Hoşbuldum kralım." Jimin deltasına karşı saygıyla eğilip doğruluğunda vitaya dönmüş ve samimiyetten uzak bir şekilde 'size de merhaba' demişti.
"Merhaba majesteleri , Hoşgeldiniz. Biz de kralımızla yönetim hakkında bazı meseleleri konuşuyorduk. Eğer çok önemli bir mevzu yok ise bizi tekrar yanlız bırakabilir misiniz? "
"Pardon yüce vita lakin siz kim oluyorsunuz da yönetim hakkında söz sahibi olduğunuzu sanıyorsunuz!? Ayrıca Kraliçeyi kovmak da nedir!? Bu saygısızlık , haddinizi bilmezlik de nereden çıktı!?" Pekâlâ kesinlikle sakin olması gerektiği hakkında içinden kendini ne kadar uyarsa da dayanamamıştı. Jihyeon'un işittiği sözler morarmasına neden olsa bile hala daha rahatlayamamıştı. O Cadı kadının saçını başını yolmadan rahatlayamazdı.
"Jimin lütfen dışarı çık." Tek cümle. Tek bir cümle bozguna uğrattı küçük olanı. Öyle ki keyifle sırıtan vitayı bile umursayamıyordu. Kurdu içinden ona sakin olması gerektiğini , her şeyin yolunda olduğunu ve deltasının dediğini yapmasını söylese bile jimin duymamazlıktan geliyor , sadece Yoongi'nin ifadesiz suratına hayal kırıklığı ile bakıyordu.
"Pekâlâ , ben sizi yanlız bırakayım kralım. Ne de olsa önemli işleriniz var , öyle değil mi?" Hiç bir cevap beklemeden hiddetle arkasına dönüp çıktı odadan. Bu burada bitmetmişti , bitemezdi! Ayrıca deltaya da çok pis hesap soracaktı.
•••
"Ben sana ne dedim jimin? Bu kadında bir bokluk var dedim öyle değil mi? Ama sen ve diğer safoz arkadaşlarımız bana inanmak yerine kuruntu yaptığımı savunurp durdunuz. Şimdi de böyle kızarıp bozarırsın işte."
"Yeter Jennie! Tanrı aşkına şuan zaten yeterince gerginken sen de üzerime geliyorsun!"
"Sadece zamanında boşa çıkardığınız sözlerimin hakkını savunuyorum ben. Ayrıca kendini yıpratmayı bir kenara at derhal. o vita bozuntusunu ve anasını saraydan postalama planlarına geçicez , bunun için geç bile kaldık da neyse aklın başına geldi nihayetinde."
"Söylenmeyi bırak da ne yapacağımızı anlatmaya başla artık."
"Yapacağımız ilk iş vitayı ve o cadaloz anasını izlemek olucak. Mutlaka bir açıklarını bulmalıyız. Sarayın içerisinde herhangi bir halt yediklerini sanmıyorum , gerizekalı değiller lakin saray dışına çıktıkları an onları takibe almamız gerekiyor."
"Ya yakalanırsak?"
"Enayi misin jimin? Kraliçesin sen kimse sana hesap soramaz."
"O halde kraliçeysem senin bu lafları etmek ne haddine!?"
"Kes sesini ben seni hem severim hem de döverim. Elimde büyüdün nankör! Boklu götünü ben temizliyordum senin!"
"Tanrı aşkına sadece bir yaş büyüksün benden!?"
"Bu senden büyük olduğum gerçeğini değiştirmez aptal."
"Pekâlâ tartışmayı kesip konumuza odaklansak?"
"Evet doğru. Yarın ben olanları Tae'ye de anlatırım. Üçümüz birlik olduğumuzda her şeycikleri yapabiliyoruz biz. Bunun da üstesinden geleceğiz elbet."
"Ne yapıp ne edip onları Sarayımdan gönderelim Jennie."
