Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
|Bitirelim...|
"Cidden...Min Jimin neden bu kadar yaramazsın , hm? Ne yapacağım ben seninle?"
Ellerini suçluluk duygusuyla önünde birleştirmiş sıska tombik parmaklarıyla oynuyor , kafası yere eğik taş zeminle bakışıyordu. Oturduğu yatağın yüksekliği nedeniyle yere değmeyen ayaklarını ileri geri sallıyordu fakat odadaki yoğun sert -deltanın siniri sebebiyle yayılan- feromon daha çok gerilmesini sağlıyordu. Zaten dün gece yaptıklarından oldukça utanıyordu , bir de şuan eşinin onu azarlamasıyla iyice kötü olmuştu. Dolgun kızarık dudakları titreyerek büzüldü , iri çekik gözleri sulandı. Odaya hakim olan sinirli feremonların yanına omeganın hüzünlü feromonlarının karışması , odada volta atan deltanın dikkatinin dağılmasına ve gergin yüz hatlarının anında yumuşamasına neden olmuştu.
"Ağlıyor musun?" Kalın sesi biraz endişeyle çıkmıştı bu sefer. Pekâlâ sadece birazcık kızmak istemişti fakat bu kadar üstüne gittiğinin farkına ne yazık ki öpmeyi çok sevdiği boncuk gözlerinden inci tanelerini dökmesiyle varabilmişti.
"Ah bebeğim..." Yerinde iyice küçülmüş olan bedene sarılıp kollarında adeta kaybolmasını sağlamıştı.
"Ağlamana tahammulüm bile olmazken o , o inci tanelerini dökmene neden olduğum için özür dilerim bir tanem fakat , o gün-"
"Yoongi özür dilerim." Ona aşağıdan dolu gözleri ile çipil çipil bakan eşine dayanamayıp rahatlaması için bir gülümseme sundu ve elini yumuşak saçlara atıp okşadı.
"Dün çok sinirlenmiştim ve birazcık kafamı dağıtmak istiyordum. Jennie de önüme içki bardağını itekleyince bir şey olmaz düşüncesiyle içtim. Ah tanrım...Cidden aptal olmalıyım! Hyungumun düğününü mahvettim resmen!"
"Sorun yok aşkım. Hoseok'un anlayışla karşılayacağına eminim. O kardeşine böyle bir şey için alınacak biri değil gibi duruyor."
"Gerçekten öyle aslında , Hoseok hyung harika biridir. ChaeYoung çok şanslı."
"Hm. Kocanı bu kadar övmüyorsun Jiminnie. Kıskandım."
"Kıskanmana hiç gerek yok. Benim deltam eeen iyisi!" Diye şakıyıp , tatlı tatlı kıkırdamıştı iri bedene sokulurken.
"O zaman şimdi en iyisi olan deltan seni kahvaltıya götürecek bebeğim."
"Hmm. Nereye?"
"Sürpriz."
"Peki öyle olsun. Üstümü değiştirmeme gerek var mı?"
"Hayır , sen her halin ile güzelsin bebeğim."
"Yaa~"
"Fakat yüzünü yıkamalıyız. Ağlamanın etkisiyle şişmiş ve her tarafı kızarık. Balık olmuşsun." Delta yaptığı benzetmeye sinirlenen küçüğe munzur bir bakış atarak kollarını ince belinden çekip kaçmaya başlamıştı. Eh , zavallı omega da katil bir civciv korkutuculuğuyla (!) eşinin peşinden koşturmaya başlamıştı tabi.
