|Bitsin bu hasret...|
Ellerini birbirine vurup biraz da olsa toprakların dökülmesini sağladı. Masanın üstündeki sürahiyi alıp ilk önce pembe menekşelerin sonra mor lavantaların en sonda da mavi sümbüllerin üzerinde gezdirdi. Güzelliklerin can suyunu da verdiğinde şöyle bir geri çekilip baktı eserine. Çok güzel iş çıkartmıştı. Küçük bahçesi rengarenk olmuştu! Hediyeleri için Taehyung'a ya da Jennie'ye-artık hangisi aldıysa- teşekkür etmeliydi. Zaten onlardan başka kim almış olabilirdi ki çiçekleri?
Son kez derin bir nefes alıp odasına girdi. Cam Kapıyı örtüp perdeyi çekti üstüne ve dolabına yöneldi. Kirlendiğini hissediyordu , banyo yapmak iyi gelir diye düşünmüştü. Bu yüzden kıyafetlerini hazırlayıp hamamın yolunu tuttu. Taehyung'un yatak odası da yolunun üstünde olduğu için onu da çağırmak istedi. Üst kata çıktığında boş koridorlardan rahatça koşa koşa arkadaşının odasına geldi. Kapıya beş sefer peş peşe topraklanmış küçük yumruklarıyla vurdu. Biraz bekledikten sonra Taehyung darmadağınık ve nefes nefese çıktı karşısına. Alfasıyla bir şeyler yaptığı belliydi. Utandı Jimin."E-ee şey...Taehyungie ben hamama gidecektim. Seni de çağırayım dedim fakat sanırım müsait değilsin. Kusura bakma...böldüm."
"Önemli değil Jiminnie. Asıl sen kusura bakma , ben gelemeyeceğim."
"Neyse. Artık bir sonraki sefere , şimdi ben tek giderim."
"Tamam bebeğim görüşürüz."
"Görüşürüz Tete~"
Kızarmış yanakları ile ayrıldı oradan. Birkaç boş koridor daha geçince hamama varabilmişti. Tekli kabinlerden birine girip perdeyi güzelce örttü ve soyunmaya başladı. Anadan doğma (çırılçıplak) kaldığında kırmızı havluyu askılıktan alıp sardı bedenine. Lif , tas ve sabun gibi ihtiyaçlarını iki elinin arasına sıkıştırıp dar kabinden çıktı. Dolaptan bir çift terlik alıp küçük ayaklarına geçirdi ve omegalar bölümüne girdi. Sıcak hava kumral tenine temas edince kendini şimdiden rahatlamış hissetti. Kapıya yakın olan musluk yanındaki mermere oturup elindekileri yere koydu. Musluğu açıp testiyi altına tuttu ve suyun dolmasını izlemeye başladı. Bir yandan da kulakları istemsizce hamamın diğer köşesindeki iki kadın omeganın konuşmalarını işitiyordu. Kendisinden ne kadar uzakta olsalar bile sadece üçü haricinde bomboş olan ortamdan dolayı sesleri yankılanıyordu.
"Yüce vita şu sıralar hastaymış sanırım." Dedi saçlarını köpürten.
"Nesi varmış kız?" Dedi diğeri vücudunu durularken.
"Midesi bulanıp duruyormuş. Dün gece şifacının yanında kalmış hatta , o derece."
"Hamile mi acaba? Velihatlar mı geliyor?"
"Valla bilmem. Kralımız Yüce vitaya hiç pas vermezlermiş , çocuk nasıl olsun ki?"
"Aman canım , hiç pas vermiyorlarsa yüzüne bakmadan halletmiştir. Olamaz mı?" İkisi de 'mide bulandırıcı' bir şekilde gülmeye başladılar. Jimin omegaların daha fazla saçma sapan muhabbetlerini dinleyemeyeceği için tekrar önüne döndü. Demirden Tası o kadar sıkı tutmuştu ki avucunun içi ince bir çizgi şeklinde kesilmişti. Kan suya damlarken neden sinirlendiğini anlayamamıştı. Gerçekten çok sinirliydi.
Kurdu ondan daha da sinirli ve ayriyeten kıskançtı. Dışarı çıkmak için çabalıyordu , Jimin'in canını yaktığını hissedemeyecek kadar gözü dönmüştü.
Neler oluyordu? Neden ne zaman vitanın adı geçse bu hale geliyordu? Daha yüzünü bile görmediği bir kadındı ve hiçbir zaman yararı ya da zararı olmamıştı kendisine. Neden ona karşı bu kadar önyargılıydı?
Kafasındaki bitmeyen sorular banyo keyfini haram kılarken pılını pırtını toplayıp çıktı hamamdan. Apar-topar üstünü tekrar giyinip odasına geri dönmek için ayrıldı bulunduğu yerden. Belki biraz bahçesindeki çiçek kokuları eşliğinde kitap okursa kafası dağılırdı.
Adımları sertti. Küçük elleri yumruk halini almıştı , sıkıyordu. Yaralı olanın daha fazla kan akıtmasını sağlıyordu bu hareketi lakin ne elini ne de dışarı çıkmak için göğsüne pençelerini geçiren kurdunu ne de ruh halini belli eden kızgın ve huzursuz bir şekilde yayılan feromonlarını umursuyordu.
Bedeni odasına giden yolu es geçip başka bir koridora saptı. Artık kendini kontrol edemiyordu çünkü kurdu zihnini ele geçirmişti. Bundan sonra Jimin nereye gittiğini ya da ne yaptığını bilemeyecekti. Hala insan bedeninde olmasına tezat aslında tamamen kurdunun etkisi altındaydı. Kim açık mavi gözlerini görse bunu anlayabilirdi.
Sarayın en tepesine-soylular katına-geldiğinde onu durdurmaya çalışan muhafızları engelledi. Kendisinin kaç katı olan alfaları tek başına geri iteklemeyi başararak bir hışımla deltanın odasına daldı. Jimin ne olduğunu bilmeden mışıl mışıl uyusa bile omega ne yaptığını çok iyi biliyordu. Deltasına hesap sormalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Papatya•
Fanfic"Soru sorma Jimin , sadece bekleyemez misin?" "Beklerim. Neden beklerim bilmiyorum ama beklerim. " |21.05.21 |08.02.22