|Hayatımsın...|
Sabah daha güneş doğmadan , horozlar bile uyanık değilken , ayaktaydı küçük omega.
Çünkü bugün evleniyordu.
Gece boyunca gözüne gram uyku girmemiş , yatakta bir o yana bir bu yana dönüp durmuştu.
Çok heyecanlıydı. Tıpkı eşi gibi.
Yoongi çoktan damatlıklarını giymiş her şeyin hazır olup olmadığına bakıyordu. Tam da istediği gibiydi zaten her şey. Sarayındaki çalışanlarına bu konudaki güveni tamdı lakin o kadar heyecanlıydı ki ne yaptığının kendisi bile farkında değildi. Emin olduğu tek şey hiçbir kusur istemediğiydi. Elbette mükemmel bir düğün olmalıydı çünkü bugün eşiyle hayatlarının gerçek başlangıcıydı.
Son olarak ikram edilecek yemekleri de kontrol edip yine herhangi bir eksik olmadığını gördükten sonra omegasını uyandırmak için ayrıldı mutfaktan. Merdivenleri hızlı hızlı çıkarken çok sabırsızdı miniğini göreceği için. Düğün hazırlıkları taze çiftin iletişimini oldukça kısıtlamıştı şu birkaç gün boyunca.
Neyseki bu gece hasret giderirlerdi , çokta takılmaya gerek yoktu.
Yoongi bebeğinin rahatsız olmasını istemediği için kapıyı yavaşça açtı. Onu tatlış öpücükleriyke uyandırmayı planlarken çoktan gelindiğini giymiş , aynanın karşısında elmas küpelerini takmakla uğraşan Jimin'i ve onu oturmuş izleyen annelerini görmeyi beklemiyordu. Pekâlâ delta bir miktar hayal kırıklığı yaşamış ve karşısındaki güzellik sayesinde nutku tutulmuş olabilirdi lakin bunları belli etmeyerek (!) odaya girip ardında kalan kapıyı kapattı."H-hayırdır , erkencisiniz?"
"Yoongi..."
"Efendim bebeğim?"
"Bizim bugün düğünümüz var. Sence de erkenden kalkıp hazırlanmamız gerekmiyor muydu bir tanem?" Yoongi yapılan açıklamayla dumura uğramış gibiydi. Ayrıca annelerinin yanında Jimin'ine rezil olmuştu ve bu biraz utanmasını sağlamıştı.
"Tanrım Yoon iyi misin?! Yanakların kızarmaya başladı. HİH! Yoksa ateşin mi çıkıyor!?" Jimin hala saf saf deltaya neler olduğunu sorguluyordu kendi kendine.
Yanakları kızarmış utangaç Yoongi'nin zihnindeki deltanın tabiki sinsi planları vardı.
Ateşimiz akşam çıkacak omegam , biraz sabır eyle...
•••
Danslar , yemekler , düzenlenen ufak tefek eğlenceler...
Jimin'e göre düğün harika olmuştu , tıpkı düşlediği gibi. Yorulmuştu da lakin değerdi.
Şimdi vakit akşamın biraz geç saatlerine dayanıyordu. Ay çoktan tepeye çıkmış , yıldızlar ise etrafını kuşatmıştı. Evli çift sarayın dış kapısındalardı , davetlerini geri çevirmeyen misafirlerini yuvalarına uğurluyorlardı. Jimin kendi arkadaşlarına ve ailesine biraz daha erken veda ettiği için sıkılıyordu lakin terbiyesizlik yapmamak adına yüzündeki gülümsemeyi asla silmiyordu. Yorgunlukla kafasını eşinin omzuna koymuş iki eliyle de tek kolunu sarmalamıştı. Yoongi her ne kadar yanındaki bebeğe ilgi vermek istese de şimdi zamanı olmadığını biliyordu. Hem zaten biraz sonra en güzel şekilde ilgileneceklerdi birbirleriyle.
En nihayetinde saray bahçesi ortalığı topralamakta olan birkaç görevli dışında boşalmıştı.
Yoongi kendisine gülümseyerek bakan omegasına döndü ve ani bir hareketle minik bedeni kucakladı. Jimin ayaklarının yerden kesilmesiyle kısa bir an şaşırmış olsa da hemen kollarını kocasının boynuna dolamıştı."Yoongi yürüyebilirdim"
"Olsun ben seni kucağımda taşımak istiyorum bebeğim."
"Lakin yorulursun."
"Yorulucaz zaten yavrum." Yapılan imayı anlamıştı küçük olan. Yanakları kırmızının en güzel tonuna bürünürken tek elini yumruk yapıp geniş omuza geçirdi. Aldığı karşılık ise yalnızca sinir bozucu bir gülümsemeydi.
Odanın önüne geldiklerinde Yoongi kucağındaki bedenden etkilenmeyip kolaylıkla kapıyı açmış , içeri girdiklerinde de aynı kolaylıkla kapatmıştı. Ardından odanın ortasında kalan büyük yatağa ilerleyip Jimin'i dikkatli bir şekilde oturtmuş , çalışma masasının üzerindeki kırmızı kutuyu almak için arkasını dönmüştü onu izleyen gözlere. Kadife maddeyi alıp tekrar döndüğünde küçüğün ellerini önünde birleştirmiş bir şekilde yere odaklandiğini fark etmişti. Eğik kafasına rağmen hala kızarık olan yanakları , dişlenen dolgun dudakları net bir şekilde görebiliyordu.
Ufak bir tebessüm sunarak yanına oturdu tatlı bedenin heyecanla. Yumruk haline bürünmüş tombik ellerinden bir tanesine uzandı ve avucunun içine aldı. Bununla birlikte eş zamanlı olarak eşinin kafasını kaldırıp kendisine merakla bakmasına neden oldu. Yüzündeki rahatlatıcı ifadeyi asla silmeden boşta kalan eliyle kutuyu açtı ve içindeki pırlanta yüzüğün açığa çıkmasına neden oldu. Zarif parmaklarıyla bir o kadar zarif yüzüğü çıkartıp avuç içerisine hapsettiği ele tutuşturdu."Seni ilk gördüğüm günün akşamı tasarlamaya başlamıştım bu yüzüğü. Ardından da malzemeleri temin edip bir çizim halindeyken can bulmasına neden oldum. Uzun zamandan beri şu masanın üzerinde duruyor. Hep ilk gecemizde vermeyi düşünmüştüm çünkü. O da tıpkı bizim gibi bugünü bekledi sabırsızca."
"Biliyor musun; bu yüzüğü değerli kılan yapıldığı malzemeler değil Yoongi. Senin verdiğin emek , belki de yaparken kattığın sevgi , bu sarf ettiğin düşünceli sözler ve bizim birbirimizi bekleyişimiz...İyi ki varsın sevgilim. İyi ki hayatımdasın , hayatımsın."
Ve Yoongi bunun üzerine bir şey söylemek yerine duygularını dokunuşlarıyla , yumuşak öpücükleriyke ifade etmeyi yeğledi.
|15.11.21|
•Papatyalar'a•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Papatya•
Fanfic"Soru sorma Jimin , sadece bekleyemez misin?" "Beklerim. Neden beklerim bilmiyorum ama beklerim. " |21.05.21 |08.02.22