|Bok yolu...|
"Park Jimin. Yüzbaşı Jeon Jungkook'un eşinin kişisel yardımcısı."
"Emin misin o olduğuna?"
"Evet , eminim efendim."
"Güzel. Aferin Tae-oh , iyi iş çıkarttın. Sana güvenebileceğimi biliyordum."
"Görevimdi efendim. Yapmaktan onur duydum."
"Görevini layıkıyla yerine getirdin , eh haliyle bir ödülü de haketmiş sayılırsın. Ne istersin benden?"
"Park Jimin'i kendime eş olarak isterim. Onu benim omegam yapmak isterim."
"Anlamadım!?" Sinirlenmişti ister istemez vita. O omega ilk delta kralı şimdi de en yakın olduğu alfalardan Tae-oh'un aklını çelmişti. Sürtüğün tekiydi anlaşılan.
"Dediğim gibi vitam ; omega Jimin'den oldukça etkilendi kurdum. Onu eşim yapmak istiyorum. Size sormadan edemezdim , müsaade eder misiniz?" JiHyeon bir süre sessiz kaldı. Ne kadar o omeganın Tae-oh ile olmasını istemese bile bunun kralın dikkatini dağıtması açısından iyi olabileceğini düşündü. Eğer delta omegayı gerçekten sahiplenmişse kesinlikle bu evliliğe müsaade etmezdi. Bütün işlerini bırakır , sadece Jimin'e odaklanırdı. Yani dikkati çok güzel bir şekilde dağılmış olurdu ve böylelikle kardeşi bazı işleri kolaylıkla halledebilirdi. Evet evet , bu fırsatı kaçırmamalıydı.
"Biraz zaman ver Tae-oh , düşüneyim."
"Af buyrun vitam lakin neyi düşüneceksiniz? Onunla evlenecek olan ben değil miyim?"
"Saygısızlık ediyorsun haddini aşma!"
"Kusura bakmayın vitam , izninizle." Saygıyla eğilip ayrıldı olduğu yerden alfa. JiHyeon'un isteğine neden çıkıştığını anlayamamıştı lakin umursamıyordu. Jimin'i o kadar çok istiyordu ki onu kendisinin yapmak için karşısına herkesi alırdı ki buna sadece kızgınlık zamanlarında yardım ettiği yine de buna rağmen sadık olduğu vitayı bile. Kimse umrunun işi değildi. Şuan tek odak noktası sadece bir papatyaydı. Çok yakında eşi olacak olan bir papatya.
•••
Jimin tabaktaki son poğaçayı da ağzına depti. Yanakları iki yandan kocaman şişmişti yemeğe çalıştığı lokmanın büyüklüğünden dolayı lakin o bunu umursamıyordu. Ayakları oturduğu tezgahın yüksekliğinden -ya da kendi boyunun ciddi anlamda kısalığından- ötürü yerle arasındaki boşluğa sarkarken ileri geri hareket ettiriyor , etrafı da kolaçan ediyordu diğer yandan. Mutfak görevlileri o kadar çok yoğunlardı ki boş tezgahta oturan minik bedenini kimse fark etmemişti , eh bu da işine gelirdi çünkü taş fırından yeni çıkmış leziz poğaçalardan beş tane yürütmüştü. Eğer bunu ajummalardan biri fark ederse dolgun kıçına güzel bir şamar yerdi. Jimin de bundan nefret ediyordu zaten , asla yakalanmamalıydı.
Kucağındaki kırıntılar haricinde boş olan tabağı yanına koyup atladı tezgahtan. Artık mutfakta işi yoktu. Suç üstü yakalanmadığı için gönül rahatlığıyla gidebilirdi.
Sarayın arka bahçesine çıkan kapıdan geçti ve tam ayağını yeşil çimlerde bukuşturduğunda arkasında bir beden hissetti. Aurası oldukça tanıdık gelen bir alfaydı."Merhaba ufaklık." Sesin kalın tınısı kulaklarına ulaştığında tüyleri diken diken olmuştu. Neden böyle garip hissetmişti ki?
Olduğu yerde dönüp arkasındaki bedene baktı. Suretini ilk defa gördüğüne yemin bile edebilirdi lakin arası hala tanıdık geliyordu."Merhaba?"
"Siz gerçekten yaramaz bir omegasınız Jimin-shi. Poğaçaları gizlice alıp yediğinizi gördüm." Duyduklarıyla gözleri kocaman açılıp kalbi korkuyla atmaya başladı. Ne yani onu ajummalara ispiyonlayacak mıydı şimdi? Hemen bunu engellemeliydi.
"H-ha ne? Kim? Ben mi? Poğaça mı!? O da nedir , yeniyor mu?" Alfanın beyaz yalanını anlamaması için içinden binbir dua saymaya başladı. O kadar stres olmuştu ki dudaklarını dişlemekten neredeyse kan gelecekti. Tombiş ellerinin minik parmaklarını koparmak istercesine çekiştirmesi ve kıpkırmızı olmuş suratı ise işin cabasıydı.
"Ahhh...anladım sakin olun. Merak etmeyin kimseye söylemem , özellikle de o cadı benzeri ajummalara , lakin sizden ufak bir ricam var iyiliğime karşılık."
"Nedir?"
"Akşam benimle buluşur musunuz?"
"Ha? Sizinle mi? Neden?"
"Soru sormayın lütfen. Sadece beni reddetmenizi istemiyorum , sonuçta sırrınıza ortaklık ediyorum öyle değil mi?"
"Evet evet , öyle."
"Güzel. O zaman saat beş civarı sizi odamda bekliyor olacağım. Görüşmek üzere." Dedi ve karşısında sadece şaşkın şaşkın bakmasıyla bile kurdunu deli eden omeganın omzunu okşadı.
İlk randevularında bütün hislerini açıklamak istiyordu. Bunun çok erken olduğunun elbet farkındaydı lakin omega onu o kadar etkiliyordu ki hiç vakit kaybetmeden hemen kendisinin yapmak istiyordu. Jimin'in de kendisi gibi bir alfayı reddedeceğini sanmıyordu. Sonuçta oldukça hoş görünümlü ve güçlü biriydi -ki Yüce vita bile kızgınlığını kendisiyle geçiriyordu. Konuşurken biraz da feromonlarını kullanırsa Jimin asla karşı koyamazdı. Hatta-hatta belki de bu gece mühürlenebilirlerdi.
Alfa düşünceleriyle aptal aptal mutlu olurken deltanın var olduğundan ya da daha doğrusu kim olduğundan bi-haberdi. Jimin'in omega kurdunun telepati yoluyla her şeyi deltaya anlattığından da bi-haberdi. Ayrıca deltanın kendisini ne kadar çok gebertmek istediğinden de bi-haberdi.
Kısacası istediğini almak yolunda ilerlediğini sanarken aslında dümdüz bok yoluna gittiğinden bi-haberdi.|09.07.21|
•Papatyalar'a•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Papatya•
Fanfic"Soru sorma Jimin , sadece bekleyemez misin?" "Beklerim. Neden beklerim bilmiyorum ama beklerim. " |21.05.21 |08.02.22