"Sen..." diye mırıldandı Alperen, öfkeyle yanan hareleri Dila'nın mavilerinde birkaç saniye takılı kaldıktan sonra titreyen ellerini yumruk yaptı.
"Alperen?" diyerek sessizliği bozan Dila, tedirgince apartman katındaki diğer kapılara baktı. Neyseki kimse gürültüye çıkmamıştı. Evinin kapısını tamamen açıp Alperen'i eve almakta kararsız kalmıştı.
"Alperen ya..." diye mırıldandı Alperen, sesi titriyordu. "Alperen.." diye fısıldadı genç adam, kafasını salladı ruhsuz şekilde.
Sesini güçlü çıkarmaya çalışarak "Sen!" dedi, yumruk yaptığı elini kapının yan tarafındaki beyaz duvara vurdu ve derin nefes aldı. Kafasını kaldırdığında kendisine dolu dolu bakan mavi gözlere nefretle bakmaya devam ederken "Sen ne yapıyorsun?" diye sordu zehir gibi sesle.
"Ne?" diye soruya soruyla karşılık verdi Dila, mavilerini kaçırdı.
"Ben bu film projesine James'ten önce girmiştim, James'e rol teklif gelince bilerek ayarlardın bu işi, değil mi?" diye bağırdı Alperen, acı çektiğini beli eden kızarık gözlerini yumup öfkesine hakim olmaya çalıştı.
"James'in menajeri olarak onun kariyerini düşünmek zorundayım, bu film daha da ünlenmesini sağlayacak-"
"Kes!" diye bağırdı Alperen, işaret parmağını Dila'ya doğru doğrulturken her zerresi titriyordu. "Yüzsüzsün, gurursuzsun Dila! Bilerek ayarladın bu işi, bana neyi kanıtlamaya çalışıyorsun?"
Dila gergin nefesini verdi, dolan gözlerini sildi ve soğuk sesiyle "Gitmezsen güvenliği çağıracağım," diye mırıldandı. Alperen soğuk bir şekilde gülümsedi fakat gülümseyişi korkutucu gözüküyordu.
Dila kapıyı kapatacakken Alperen ayağını uzattı ve içeri adım attı, diğer ayağıyla kapıyı kapatmaya çalışırken Dila koridorda geri geri adımlamaya başladı. Kapı hafif aralık kaldı, Alperen bunu umursamadan bağırmaya devam etti.
"Atakan'ı bir kez daha mahvetmene izin vermeyeceğim, duydun mu beni?"
Dila kaşlarını çattı, gözyaşlarına alayla bakan Alperen yüzünü buruşturdu. "Bakıyorum da benden daha iyi oyuncusun Dila, kendini geliştirmişsin."
"Ne saçmalıyorsun?" diye sordu, ağlamaktan kısılmış sesiyle. Titreyen eliyle dışarıyı gösterdi. "Çıkar mısın?"
"Neden lan neden?" diye bağırdı yeniden Alperen, ağlamamak için dudaklarını birbirine bastırıyordu genç adam. "Dostum dedim sana," diye fısıldadı. "Kardeşim dediğim adama bunu nasıl yaptın?"
"Alperen," diyerek başladığı konuşması yarıda kesildi.
"Hepimizi kandırdın sen!" diye bağırdı çıldırmış gibi, ellerini saçının arasından geçirdi. "Yeniden Atakan'ın hayatına girmeye çalışıyorsun, neden? Yetmedi mi? Çocuğun hayatını bitirdin sen," Sonlara doğru sesi kısıldı, gözlerini yumup titrek soluk bıraktı.
"Hiç mi acıman yok senin?" diye fısıldadı titreyen sesiyle. Genç adam, arkadaşı için her şeyi göze almıştı. "James'in menajeri Dila diye duydum, kuşku edip araştırmasam Atakan'ın hayatına mı girecektin? Yine mi mahvedecektin kardeşimi?"
Dila sadece sustu. Hıçkırmamak için dilini ısırıyordu, kan tadını aldığında midesi bulanmaya başlamıştı.
"Dila Demirtaş," dedi hayal kırıklığıyla Alperen, buruk şekilde gülümserken başını iki yana salladı. "Demek babanın soyadını geri aldın ha?" Genç adamın sesinden taşan öfke, genç kadının titrek nefes vermesine sebep oldu.
"Sen bencilsin, gurursuzsun, acımasızsın Dila." dedi Alperen yenilmiş gibi.
"Sus." dedi Dila, ellerini kulaklarına bastırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dev Adam | Texting
Teen FictionDev Adam: Sana zaman verdiğim süre boyunca acı çeken ben oldum. Dev Adam: Bana kendin gelmediğin sürece ben yokum, üzgünüm. • Başlangıç: 21 Temmuz.