Yeni bölüm geç geldi biraz. Dedem hastanede yatıyor ve onunla ilgileniyordum. Boş bulduğum vakit yazdığımı anca atabildim.
Bölüm biraz depresif gelebilir haberiniz olsun
***
DİLA'DAN :
"Bu rengi beğendim." dedim isteksizce. Önümdeki kataloğu alan görevli giderken yorgunca arkama yaslandım. Bu saçma işlere son zamana bıraktım diye baba kızmıştı ama umursamıyordum.
Düğüne üç gün kalmıştı.
Deli gibi korkuyordum, son dakika bir sorun çıkacak diye aklım çıkıyordu. Tüm kirli işlerini belgeleyen delillere sahiptim ve bu süre zarfında Kemal yeterince hata yapmıştı. Martin ile arası kötüydü, ikisi de birbirinden şüpheleniyordu. Bit süreliğine işlerini yavaşlatma kararı almışlardı. Kemal üç gün sonraki uyuşturucu ticareti için gergindi ama bunu düğün için geçiştirmeye çalışıyordu. En büyük amacı benimle evlenmekti şerefsizin. Takıntı derecesi çok yüksekti, onu oldukça zeki zannederdim ama zaafı onu aptallaştırmıştı.
Destekçilerim olmasaydı başarılı olamazdım, zira o gece tek başıma iş yapmanın bedelini ödüyorduk.
Eve götürmek için beni almaya Kemal gelmişti. Barış'ın dava açması onu zorluyordu ama şu an o kadar meşguldü ki Alperen ile uğraşamıyordu. Küçük beynindeki aptal planlarını görebiliyordum: Benimle evlendiğinde her şey kökünden çözülecekti ona göre. Çünkü her şeyi hatırlasam bile ondan boşanmama izin vermeyecekti.
Sinsice gülümsedim, hepsi avucum içindeydi.
Avukat Selim'in zaafını da bulmuştuk. Metresini oldukça seviyordu. Bu sevgiyi kullanmam yeterliydi. Tabi ki kimseye zarar vermezdim ama ona bunu hissettirmedim. Yaptığım doğru bir şey değildi ama umurumda da değildi. Eren'e kavuşmama engel olan kimseye tahammülüm yoktu, acımam da.
"Gülümsüyorsun, heyecanlısın sevgilim." Kaşlarım havaya kalktı. Araba camındaki yansımama baktım. "Evet. Çünkü sevgilime kavuşacağım."
Şaşırdı, yüzünde aptal bir gülümseme oluştu. Yanlış anlamıştı. "Evet." dedi neşeyle, kahkaha attım.
Aptal.
"Her şey kontrolüm altında, sakin ol." diye kendimi rahatlattıktan sonra planımın son aşaması üzerine yoğunlaştım.
Alperen ve Başak Londra'ya bir hafta önce gelmişti ama kimse şüphelenmesin diye Londra'dan başka bir yere giden otobüs bileti almış, kendileri yerine başkalarını oraya göndermişlerdi. Polislerle işbirliği içindelerdi, Türk polisi ve İngiltere polisi ortak çalışıyordu. Yasaklı madde ticareti, insan kaçakçılığı, kaçak silah ticareti... Her pislikte Kemal ve babanın adı geçiyordu bu yüzden iyi bir operasyon gerekiyordu. Polisler varlığını Kemal'e ve babaya varlığını hissettirmeme kararı almışlardı. Tüm bilgileri onlara aktarmıştım. Ayrıca Eren için cinayete teşebbüs, şehit polis ve şehit doktor arkadaşım için de cinayet davaları açmaya çabalıyordu Alperen çünkü avukat Selim iyi bir tanıktı, davayı kazanmamız kesinleşiyordu. Tabi ki ben hem mağdur hem de tanık olarak davaya katılacaktım. Barış'ın davasından da sahte rapor düzenlettirmekten ceza alacaktı. Ekstradan da babaya annemi öldürdüğü iddiasıyla dava açmak istiyordum. Annemi sakat bırakmıştı ve tanık Barış'tı bu yüzden Barış'ın davasıyla paralel bir dava olacaktı. Sakat bırakmak cinayete teşebbüstü, öldürdüğünü de biliyordum ama onu ispatlamak zor olacaktı. Bana verdikleri ilaçları gösterecektim ayrıca, kesinlikle birkaç yılla kurtulamayacaklardı bu işin içinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dev Adam | Texting
Teen FictionDev Adam: Sana zaman verdiğim süre boyunca acı çeken ben oldum. Dev Adam: Bana kendin gelmediğin sürece ben yokum, üzgünüm. • Başlangıç: 21 Temmuz.