Nasılsınızz? Okullar açılacak heyecanlı mısınız? Yaz tatiliniz nasıldı?
Çok tutmayayım sizi, keyifli okumalarr<3
°
Şaşkınlıktan irileşen gözlerimle ona baktım. Pekâlâ, beklediğim kişi kesinlikle o değildi. "Rosa?" diye fısıldadım, gülümsemeye devam ediyordu ve artık bu gülümsemesi bana hiç de iyi hissettirmiyordu. Temkinli ifadeyle silahı indirdim, geriye doğru adımladım. Kaşlarım çatılı hâlde onu inceledim, beklediğimin aksine yaygara koparmadı. Sakin bir yüz ifadesiyle kapıyı örttü.
"Hep bunu beklemiştim." Bana olan bakışlarında neden samimiyet vardı? Neler oluyordu?
"Ne saçmalıyorsun?" dedim sertçe, silahı hızla ona doğrulttum ve kafamla ilerlemesi için emir verdim. "Kes sesini, içeri geç."
Kahkaha attı. "Tatlım, ben senin düşmanın değilim ama madem öyle," diye mırıldanırken elbisesini sıkıştığında nefesimi tuttum. Bacağına sıkıştırdığı silahı hızlı bir refleksle eline alıp alnını hedef aldı. "Oyunu kurallarına göre oynayalım."
"Silahı indir." dedim faydası olmayacağını bile bile. Kafasını yana eğerek güldü, silahı yere bırakıp ayak ucuma doğru fırlattığında şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım.
"Sakin ol ufaklık, dediğim gibi düşmanın değilim. Aksine," Koltuklardan birine geçmeden önce rahat bir tavırla masanın üstünde bulunan elmalardan birine uzandı. Bir ısırık aldıktan sonra "Aksine destekçinim, anlaşma yapmaya geldim." diye mırıldandı.
Burada neler dönüyordu böyle? Nasıl bir oyunun içine düşmüştüm?
Sinirle güldüm. "Az önceki oyunun gözlerimi yaşarttı," dedim sertçe. "Ne halt yapıyorsunuz bilmiyorum ama şimdi buradan çıkmama yardım edeceksin ve bu geceyi unutacaksın."
"Yoksa ne olur?" dedi ve alayla güldü.
"Yoksa," diye yükseldim aniden. Devamını getiremedim. "Yoksa-" Aniden bileğimden çekildim ve duvara sertçe fırlatıldım, gözlerini şokla açtığımda kollarım tutulmuştu. Keskin bıçak duvara sürtülüyor, gıcık ses çıkartıyordu.
"Bir mafya karısı olmak, hiç de kolay değil." diye mırıldandı Rosa. "Sevmediğin bir adamla evli olmak daha da korkunç." diye fısıldadı. "Beni tehdit etmeye kalkma çünkü biz ortak olmalıyız, bu odadan öylece çıkamazsın."
"Sen ne saçmalıyo-"
"Ben aptal değilim, Dila." Bir anda kendini geri çekti ve koltuğa geri döndü. Silahımı yere bıraktım, bu kadın yalnızca çok acı çekmişti. Bana zarar verecek gibi durmuyordu. "Şu an ne dediğimin farkındayım, aldığım riski de biliyorum."
Sessiz kaldım. "Martin'i sevmiyorum, ondan boşanmak istedim ama yapamıyorum. Bu pisliğin içinde bulunmaktan nefret ediyorum, vicdanım da susmuyor. Bana yakın geldin tavırlarından anladım, amacın farklıydı buraya gelirken."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dev Adam | Texting
Teen FictionDev Adam: Sana zaman verdiğim süre boyunca acı çeken ben oldum. Dev Adam: Bana kendin gelmediğin sürece ben yokum, üzgünüm. • Başlangıç: 21 Temmuz.