Merhaba, nasılsınız?
Yazmak için hevesim yoktu aslında fakat güzel dönüşler alınca yazmaya devam dedim💃 Yine de bazen erken final yapsam mı diye düşünmüyor da değilim.
5 bin olmuşuz! Teşekkür ederim♡ Benim için okunma sayısı önemli değil, sizden aldığım geri dönüşler önemli. Yorumlarınızı okumayı seviyorum🥺 Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim💖
Keyifli okumalar ✨
°
Genç adam homurdanarak doğruldu, gecenin geç saatlerine kadar Atakan'ı aradığı için bedeni yorgun düşmüş ve koltukta uyuyakalmıştı. Telefonunun ısrarla çalmasına uyuz olduğu için kaşları çatık hâlde sehpaya uzandı.
Arayan kişiye baktı ve nefesini vererek çağrıya cevap verdi. "Ercan eğer önemli bir şey değilse seni döver-"
"Alperen yandık Alperen!" Ercan'ın telaşlı sesini duyunca doğrulduğu koltukta birden ayağa fırladı. Tek eliyle saçlarını düzeltirken koşa koşa odasına gitmeye başladı.
"Yine ne oldu?" Belki Atakan'ı bulmuştu, o yüzden aramış olmalıydı fakat neden endişeliydi sesi?
"Başak-" dediği an genç adam için zaman durdu, kalbi sıkışmaya başlamıştı bile.
"Başak'a bir şey olmadı de, Ercan." Sesi titriyordu.
"Şimdi şöyle ki-"
"Laf gevezeliği yapma!" diye bağırdı panikle. Odasına girdiğinde aynadan kendisine baktı, üstü iyiydi. Daha fazla evde kalmamaya karar verdi ve merdivenlere yöneldi.
"Başak hapise atılmış, mesleği elinden gidecek kızın!"
Kapıya ulaşacakken duyduklarıyla adımı yarıda kaldı, duyduklarını hazmetmeye çalışıyordu. Dişlerini sıka sıka "Kemal," diye fısıldadı. "Yalvaracaksın öldür beni diye, mahvedeceğim seni." devam etti fısıltısı.
"Konum at," dedi arkadaşına düz sesiyle. Ercan ise Alperen'in delilik yapacağını biliyordu, ne yapacağını şaşırmıştı.
"Sakin ol, bak ben halledeceğim-"
"Sana konum at, dedim."
Ercan sıkıntıyla iç çekerek konumu mesaj olarak attı, telefon suratına kapanınca hızla karakola ilerledi. Başak ile görüşme yapması lazımdı.
Bu sefer kimse Alperen'i durduramayacaktı.
°
Dila o telefon konuşmasından sonra kendini hiç iyi hissetmiyordu, hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordu.
Öfkeyle sokağa attı kendini, bir şeyler döndüğünü hissediyordu. Babası kendisini hiç sevmemişti, bencilin tekiydi. İngiltere'ye geri dönüp takıntılı Kemal ile evlenmeyecekti.
Evet, takıntılıydı. Yoksa sürekli kendisini rahatsız etmesinin, tehditvari bakışlarının, geçmiş açılınca delirecek raddeye gelmesinin başka bir açıklaması olamazdı. Kemal ona yalan söylemişti, babası da yalan söylemişti. Etrafındaki kimseye güvenmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dev Adam | Texting
Teen FictionDev Adam: Sana zaman verdiğim süre boyunca acı çeken ben oldum. Dev Adam: Bana kendin gelmediğin sürece ben yokum, üzgünüm. • Başlangıç: 21 Temmuz.