38

928 48 2
                                    

Hatırlatma: Dila ve Kemal, mafya olan Martin'in evine gitmişlerdi. Karısı, Dila'ya ikisinin de kurtulması için yardım teklif etmişti. Dönüş yolunda Kemal, Dila'ya Martin'in odasında ne işi olduğunu soruyor.

*

Martin'in odasında ne işin vardı?

Bu cümle arabada yankılandı, ikimiz de susuyorduk.

Birkaç saniye içerisinde kafamda onlarca  farklı senaryo kurmuştum, Kemal'in sorusu beklediğim bir soruydu. Sakin bir ifadeyle ona döndüm, gözlerime sahte soru işaretleri diktiğimden emin olup şaşkınca "Martin'in odasında değildim, ne demek istiyorsun?" dedim.

Arabayı yeniden çalıştırdı ve gözlerini üzerimden çekti. Düşünüyordu fakat boşuna çabalıyordu, intikamımı alana kadar yaptığım planları öğrenemeyecekti. Kazandığını düşünüyordu ve yanılıyordu. Onu rüyadan uyandıracaktım. Hastalıklı zihninde acımasız planlar kuran tüm tilkileri yakalayıp yakacaktım.

"Bilmem, uzun süredir ortada yoktun. Ne düşünmeliyim?"

Gözlerimi devirdim. "Bana olan güvenine hayranım." dedim öfkeyle, haberi yoktu ama ayrılık bahanelerini kendi eliyle bana sunuyordu. Bir müddet böyle kavga çıkartabilirdim ve aklı benle meşgul olduğu için arkadaşlarıma, aşkıma dokunamazdı. "Ne ima ediyorsun Kemal?  Tüm gece midem bulanıyordu, hâlâ bulanıyor. Lavaboda geçirdim tüm zamanımı. Evde kalmalıydım. Bir de gelmiş anlamadığım olaydan dolayı bana hesap soruyorsun! Hasta hâlimle gelip aptal gecede sana eşlik ettiğim için beni pişman ettin, tebrikler!"

Yüzümü buruşturdum. "Mide bulantımım üstüne bir de sahte bir çifti tüm gece görmek zorunda mıydım?"

"Martin karısını çok seviyor." dedi kaşlarını çatarak. "Rosa da onu zamanla sevecek."

Kendisi gibi birini bulmuştu.

Bu sefer cidden midem bulanmıştı, yüzümü sabit tutmaya çalışıyordum. Konuşmadığımı fark edince gözlerini yoldan ayırıp bana baktı.

"Özür dilerim Dila, senden şüphelenmedim. Gerçekten." Panik gözlerine yerleşmişti, direksiyonu kavrayan parmakları kasılıyordu. Beni kaybetme düşüncesi onu deli ediyordu, biliyordum.

Kedinin fareyle oynaması gibi oynayacaktım onunla, dudaklarımı kıvırdım.

"Sağa çek, kusacağım." Dediğimi anında yaptı ve arabayı durdurdu. Onu beklemeden araçtan indim, kusmaya başlarken arabanın kapısının kapandığını duydum. Gelmemesi için elimi kaldırdım. "Dila? Hastaneye gidelim." Bana uzattığı şişeyi açıp ağzımı çalkaladım. 

"Hayır, eve bırak beni." Emrivaki konuşmama bozulsa da ses etmeden arabaya bindi. Beni kaybetme korkusunun ağır bastığını biliyordum, o takıntısı sinirlerimi daha fazla bozmadan eve gitmeli ve planlarımı uygulamaya geçmeliydim. Rosa beni tedirgin ediyordu ama bir yanım ona güvenmek istiyordu. 

"Dila seninle küs ayrılmak istemiyorum, stresliydim saçmaladım. Özür dilerim. Ben senden asla şüphe etmem." Eve yaklaşmıştık, beni rahat bırakması için kafamı salladım. "Anlıyorum, peki. "

Dev Adam | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin