"2013 bir Pazar günü"
Türkiyede yine bir sıcak gün de babamın iş yerine gidiyorduk.Bugün Türkiye'de son günümüzde.Bir daha ne zaman dönerdik kim bilir? Burdan gitmek istemesemde benim isteğim çare değildi. Burdan gitmek istemememin en temel sebebi o yeşil gözlü çocuktu. Bugün son günümüz olduğu için ona açılmaya karar vermiştim.
Her zaman babasının yanındaki boş odada oturuyordu. Bugün ben büyük cesaretim ile o odaya girecek ve ona olan hislerimi söyleyecektim.Bugün söyleyemezsem başka zaman asla onu görüp söyleyemeyecektim.
"Hadi maris, in aşağı Ve son gününü iyi değerlendir kızım." Babamın sesi ile camdan başımı kaldırıp arabadan aşağı indim.
"Baba,ben bugün aşağı katta olucam haberin olsun." Dedim babamı bilgilendirmek amacıyla .
"Sen bilirsin, bir saate çıkıyoruz haberin olsun uçağı kaçırırız yoksa." Dedi babam.Başımı sallayıp yanından ayrıldım.
"Günaydın maris"dedi güvenlik Hakan ağabey.
"Günaydın hakan ağabey" burada 1 haftadır vardım ama hemen hemen herkesi tanımıştım bu süreçte.
İçimde heyecan Ve korku ile merdivenleri çıkmaya başladım. İçim içimi yiyordu. Şaka gibi bugün onu ilk defa yakından görecektim.Umarım beni terslemezdi.Çok üzülürdüm bu durumda.
Bir haftadır onu izliyordum ama bir an başını kaldırıp bakmamıştı bana. Çok durgun çok üzgün bir hali vardı benim olduğum günler de.Sebebini öğrenememiştim, zaten öğrenemezdimde tanımıyordum ki onu gidip konuşayım.
İkinci kata geldiğim de onun olduğu odanın karşısındaki sandalyeye oturdum. Onu ilk defa bu katta, bu koridorda görmüştüm. Yani insan ne diyebilir bu durumda bilemiyorum ama, ben buna ilk görüşte aşk derim.Tabi benim açım ile aşk,o başını kaldırıp bana bir kere bile bakmamıştı çünkü.
Bazen yanına gidip elim ile başını kavrayıp, kaldırıp yüzüme bak etrafına bak kafanı kaldırıp bir gör insanları diyesim vardı ama ne haddime bunu yapmak.
Başımı odasına çevirdiğimde yoktu, oda boştu. Şaşırmıştım çünkü bu saatlerde hep bu odada olur ,ders veya ödevlerini yapardı.Tabi bende onu izlerdim. O başını kaldırıp bakmadığından onu izlemek daha kolay oluyordu.
Geç kalmıştır diye düşündüğümden ayaklandım. Koridoru baştan sona yürümeye başladım. Şansıma ki koridorda kimseler yoktu.
Aradan yarım saat geçmişti,hala ortalarda yoktu . İyice meraklanmaya başlamıştım. Yade ablayı gördüğümde ona sormaya karar verdim. Eninde sonunda öğrenmem gerekiyordu bugün gidecektik buralardan.
Ve eğer ona olan sevgimi anlatmadan gidecek olursam çok üzülürdüm. Bir daha onu görme ihtimalim neydi ki?"Yade abla bir şey sormak istiyorum." Dedim meraklı bir ifade ile.
"Efendim canım?" Dediğinde konuşmaya başladım.
"Ya ben birini soracağım sana ,göremedim buralarda şu 4.odada kalıyordu hep görüyordum gün içinde yani nerede olduğunu merak ettim birşey sormam gerekiyordu da ona." Dedim vereceği cevabı heyecanla beklerken.
"Tabi canım ama bu katı pek tanımıyorum ismini söyle tanıyorumdur belki?" Dediğin de dondum.
"İsmi.." sahi ismi neydi? İsmini bile bilmediğim bir çocuğu sevmek nasıl bir şeydi ki ben o duyguyu yaşıyordum çünkü.
"Galiba bilmiyorum, neyse sorun değil"diye cevapladığımda yanımdan ayrıldı.
İsmini bilmediğim çocuk. Her gün burda ben seni izliyorum. Ben senin o başın kırık halini sevdim. Tam sana olan hislerimi söyleyecekken ortadan kayboluyorsun işe gelmiyorsun. Ben bugün en şanssız günümdeydim sanırım.
Birazdan çıkmam gerekiyordu ama o yoktu. Ben onu hayatımda son kez dün görmüştüm. Dün son görüşüm olduğunu bilsem daha çok doya doya bakmazmıydım yüzüne? Daha çok sevip seninle konuşmazmıydım?Hayatımın en kötü gününü yaşıyordum sanırım. Gözlerimi tutamazken ağzımdan küçük ağlamaklı ses çıktı.
İnsanlar halimi görse,bilse bunda ağlanacak ne varki ağlıyorsun derdi ama o insanın içini bilemezlerdi.
Ben kendimi hiç olmadığım kadar kötü hissediyordum son kez gördüğüm o yüzü hayatım buyunca benim sevebileceğim tek yüz olarak kakacaktı.
Gözlerim dolu dolu ayrıldım oradan "Elvada yeşil gözlü çocuk" diyerek fısıldadım. Bu fısıldayışımı sadece ben ve ruhum duydu. O asla bilmeyecekti ona seslendiğimi, onu sevdiğimi ve onu özlediğimi .
Ona veda etmiştim burda İstanbul'da,Türkiye'de bu şirketin ikinci katında. Artık o bu katta kalacak Ve ben gidecektim.
Şirketten çıkarken içim buruk,sahte gülümseme ile yürüdüm. Arabaya bindik, araba gittikçe benim yüreğim bir tık daha acıdı. Araba uzaklaştı şirket çok küçük gözüküyordu ama o hiç gözükmüyordu .
Gözlerim ıslaktı damlalar gözümden taşmamak için direniyordu adeta bir Yandan kapanıyordu beynim bile 'Elveda yeşil gözlü çocuk' diyordu herşeyim ile vedamı yapmıştım. Artık gitmiştim ve bitmişti.
Umarım bir gün tekrardan burada veya herhangi bir yerde karşılaşırız bunun olması için her gün geceleri Yıldızlara seni anlatacağım.
Sırf o güzel yüzünü unutursam diye,unutursamda yıldızlar bana hatırlatmış olur senin yüzünün güzelliğini.
Bir sokakta tek başına yürüdüğümde karşıdan gelen küçük yavru kedi gibi sahipsizdim Şuan. Ama artık buradan ayrılmıştım. Kim bilir ne zaman dönmek üzere..
Karakterlerimizin instagram hesabını takip edebilirsiniz tüm detayları oradan paylaşıyorum.
@manaserel
@marisakar
@mariskitap
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARİS
Teen Fiction........ Gözlerim her zamanki gibi onu arıyordu.Ama bugün yoktu , onu görememiştim. Tam güvenimi toparlayıp ona olan hislerimi açıklayacakken onun olmaması ne gibi bir şanstı? Gözlerim dolu dolu ayrıldım ordan içimden fısıldadım. "Elvada yeşil gözlü...