"Türkiye'ye inmiş bulunmaktayız.Kemerlerinizi çözüp bekleyiniz."Pilotun sesi ile kemerimi çözüp beklemeye başladım. Ve evet yıllar sonra tekrardan Türkiye'ye gelmiştim. Aklımda olan tek şey yeşil gözlü çocuktu.Onu unutmak istedim kaç kere,öyle biri yok diyerek kendimi kandırmaya çalıştım sadece.
Her gün,her ay,her yıl onu düşündüm ben. İnternetten onu çok araştırdım sosyal medya hesaplarını bile bulmamıştım. Yedi yıl önce o şirkette o olsaydı eğer, ve ben ona olan hislerimi söyleyebilseydim herşey daha farklı Ve güzel olabilirdi. Ama o şans bile bende yoktu.
Düşüncelerimden sıyrılıp yukarımdaki sırt çantamı alıp merdivenlere yöneldim. Yavaş bir o kadarda hızlı adımlar ile uçaktan ayrılmıştım. Uzun uzun yürüyüp bavulumun olduğu alana doğru ilerledim.O kadar uzun yerdeydiki bavul ayağımın ağırlığını hissedebiliyordum. Ama durmakta çare yoktu. Bavulum geldiğinde hemen çektim ve yanıma aldım.
Beni havaalanından İtalya'da tanıştığım arkadaşım alacaktı. Yani sara ile İtalya'da tanışmıştık. Ve o Türkiye'ye yerleşmişti geçen sene ,benide havaalanından o almak istemişti.
Bavulum ile çıkışa doğru yöneldim. Adımlarım bir hayli hızlıydı. Kapıdan çıkıp gözlerim ile etrafı taradım. En son sağda sara'yı gördüğümde ona el sallayıp yanına yürümeye başladım. Bugün oldukça güzel gözüküyordu sebebini soracaktım.
"Hoşgeldin,canım arkadaşım benim" diyerek bana sarıldı elimdeki çanta yere düşmüştü hızından.
"Hoşbuldum birtanem,nasılda özlemişim seni ama" dedim ona tekrar sarıldığımda.
"Evet bende, şu 1 yıl 10 yıl gibi geldi bana anlatamam." Dediğinde oradan ayrılmış arabasına doğru yürüyorduk.
Kırmızı büyük arabasının yanına vardığımızda bavulumu Ve çantamı bagaja yerleştirdi. Bende o sırada ön koltuğa yerleştim. Sara da arabaya bindiğinde otoparktan ayrılmıştık.
Çok da uzun olmayan yol sonunda eve varmıştık. Yani Sara'nın evine ben kendime yeni ev bulana kadar onunla birlikte kalacaktım.Onun için sorun olmayacağını onunla beraber yaşayabileceğimi tekrar Ve tekrar dile getirmişti. Ama ben yeni hayat kurmakta oldukça inatçıydım.
Bavulu Ve çantamı tekrardan bagajdan indirdi. Apartmanın girişinden geçip asansöre bindik."Kaçıncı kat" dediğimde arkamdaki düğmelere uzanıp 5.kat düğmesine bastı.
O kadar yorgun hissediyordum ki kendimi ayakkabılarım çıkarıp direk bulduğum ilk koltuğa kendimi atmıştım. Uçakla gelmiş olabilirdim ama sanki uçağı ben kullanmışım gibi yorgundum. Halbuki pilotlar bile benim kadar yorulmuyorlardır. Sara bana bir bardak su uzattığında minnettar bir şekilde gülümseyip bir nefeste kafama diktim.
"İtalya'da yaşayan bir genç nasıl bu kadar Türk gibi olur." Diyen sara'ya karşılık kahkaha attım.
"Güzelim,İtalya'da yaşıyor olabilirim ama babam Türk ,Türk kanı var bende ne sandın.Evimizde Türk evinden farksız olunca bir türk gibi konuşup davranmaya başlamış oluyorsun." Dedim.
"Doğru diyorsun,benim sadece konuşmam Türk gibi ,arada karıştırıyorum ama onuda senle hallederiz bebeğim." Dediğinde kafamı salladım. Aklına bir şey geldiğinde otuz iki diş gülümsedi.
"Ne oldu?" Dedim yüzüne karşı.
"Anlatıyorum bak,internette ben kadayıf dolması gördüm Ve ilgimi çekti neden yapmayayım dedim ben ve almaya gittim. Kadayıfçıya girdiğimde ismi aklıma gelmedi ve adama 'bana kadife verirmisiniz' dedim gerçekten sonradan ne dediğimi farkettim orda olan insanlar gerçekten güldü bunu hissettim çünkü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARİS
Teen Fiction........ Gözlerim her zamanki gibi onu arıyordu.Ama bugün yoktu , onu görememiştim. Tam güvenimi toparlayıp ona olan hislerimi açıklayacakken onun olmaması ne gibi bir şanstı? Gözlerim dolu dolu ayrıldım ordan içimden fısıldadım. "Elvada yeşil gözlü...