Geçen ki bölümü paylaşmam gecikti ama bundan sonra düzgün bir şekilde atmaya devam edeceğim.
İyi okumalar dilerim✨"İçimde ki sevgi tükenene ve yaram iyileşene kadar seni seveceğim."
Bazen duyduklarımız şaşırtırdı bizleri,gerçekliği kavrayamadığımız inanamadığımız şeyler bile.Duyduklarım belki kulağa hafif geliyordu ama bende hissettiren duygu çok farklıydı.Ben onu yıllarca sevmiş ve beklemiştim.Kaderin bizi bir araya getirdiği zaman belki de benim annemin ve onun annesinin arkadaşlığı ile yazılmıştı.
Annemin anlattıkları beni bir hayli duygulandırırken bir yandan Manas'ın küçük cümlesi de beni şaşırtmıştı.Annemde benim kadar şaşkındı.Yıllarca arkadaş kaldığın birini özlerken birden bire onun oğlu ile karşılaşman ve onun öldüğünü bilmek acı vericiydi.
"Ne zaman?" Dedi annem bir soru sorarak uzun zaman sonra,fakat neyi sorduğunu ben anlayamamıştım.
"Nasıl?" Dedi Manas,anlaşılan oda annemi anlayamamıştı.
"Yani annen.....Ne zaman öl-"
"Sekiz yıl kadar bir zaman oldu." Annem daha sorusunu tamamlamadan Manas ona cevap vermişti bile.
"Başın sağ olsun oğlum," dedi annem derin bir iç çekişle.
"Teşekkürler." Dedi Manas daha da bir iç çekişle.
"Annenle beş yıl kadar bir zaman geçirdim,her anım onunla doludur sanki daha fazlaymış gibi güzel günlerdi.Demek dünya bir yere kadar yaşanabiliyor,güzeldi gerçekten güzel ve iyi bir insandı.Ondan geriye kalan tek şey sen olmalısın?" Dedi annem kısa konuşma ardından.
"Evet ben tek kardeşim yani annemden." Dedi Manas kısaca açıklayarak.
"Gözlerinden belli aslında Dilay'ın çocuğu olduğun,gözlerini direkt sana bahşetmiş gibi." Annem hayran dolu bakışlarla onu izliyordu.
"Bunu sizden duymak güzel.Hayatım boyunca hiç annemi bir başkası tarafından dinlemedim,sadece babam arada bir anlatırdı o kadar.Onunla alakalı bildiğiniz bir şey var mı? Yani daha doğrusu onun sevdiği,sevmediği şeyleri bilmek isterim.Neyde güldü neyde ağladı,her şeyi bilmek isterim tabii siz anlatmak isterseniz." Manas öylesine güzel konuşmuştu ki bu ricasını kırmak mümkün değildi.
"Tabii oğlum anlatmam mı?" Dedi annem hafif tebessümle ve ardından anlatmak üzere boğazını temizledi. "Sanırım baştan başlamak lazım,biz lisenin başlangıcının ilk gününde tanıştık.Tam olarak hatırlamıyorum ama aklımda kalan tek şey sınıf değişikliği nedeniyle bir araya gelen kişilerdik.Sınıfta asla sevilmeyen bizlerdik,bir ara bizde birbirimizden haz etmezdik ama zamanla konuşunca birbirimizi çok sevdik.İşte o zamandan bu yana arkadaşlığımız hiç bozulmasın diye yemin ettik.Ben sözümde duran bir insandım tabii onun da hakkını vermek lazım,ama bir gün sınıfa biri geldi bir başkası daha doğrusu bizim yıllarımızı çalacak biri." Annem hafif yutkunurken söylediği şeyin kendisinde derin bir yara açtığı gayet ortadaydı.
"O kişi kimdi?" Dedim uzun zaman sonra konuşarak.Annem bana baktı hafif tebessümle ardından başını öne eğdi kızgınlıkla.
"Dediğim gibi bizi birbirimizden ayıracak kişiydi.O kişinin ismini ağzıma almak istemem ama kısacası olayı anlatayım.Biz gençtik,belki de cahil.Bu göğsümüzün altında ki kalp var ya hani? İşte o kalp ne kadar kötü bir şeydir bir bilseniz.Ben kendime engel olamadım tutuldum o gelen kişiye,hayallerimizi ve anılarımızı çalan kişiden bahsediyorum.Sevdim hem de çok sevdim,sevdikçe gidip Dilay'a anlattım,oda beni dinledi tabii.Öylesine çok sevmiştim ki artık sevmekle olmuyordu,gidip konuştum onunla evlenelim dedim ama işte o zaman kazık yedim ben." Annem duraksadığında bakışları Manas'a döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARİS
Teen Fiction........ Gözlerim her zamanki gibi onu arıyordu.Ama bugün yoktu , onu görememiştim. Tam güvenimi toparlayıp ona olan hislerimi açıklayacakken onun olmaması ne gibi bir şanstı? Gözlerim dolu dolu ayrıldım ordan içimden fısıldadım. "Elvada yeşil gözlü...