Evet haftasonunu bitirmeden bölümü paylaşabildiğim için çok mutluyum. Bu bölüm kısa ve biraz sakin gibi oldu ama olsun telafi edeceğim🤭
İyi okumalar dileriiiim💓Gecenin karanlığının hüküm sürdüğü bir günün sonuydu her şey,gece olmuş karanlık çökmüş ve canlılar uykuya geçmişti.Bense karanlıktan seçebildiğim kadarıyla siyah ağaçları izliyor aklımdaki düşüncelere cevap arıyordum.
Manas benim için her zaman önemli biriydi ve hala daha öyle.Onunla yaşadığım her bir an öylesine değerliydi ki bir şeyle değiştirmek mümkün değildi.Saatler öncesine kadar onu merak ederek odasına gitmiştim ve ani gelişmeler ile kendimizi başka bir halde bulmuştuk ancak kendimi buna hazır hissetmediğimi anladığımda bu durumu başlamadan bitirmiştik ki-aşağıda bizi bekleyenler varken- bitirmemiz gerekirdi.
'Sanırım şuan hiç sırası değil,' demiştim Manas'a aniden,bunun üzerine bana başka bir soru sormadan gülümseyerek cevap vermişti bana.Kalbini sevdiğim adam her türlü beni anlıyordu ya,işte bu nedenle iyi biriydi o.
Şimdi ise Manas'ın evinin bahçesinde bir bankta oturmuş karanlık ormanı izliyordum,zamanında az izlememiştim bu ormanları ve her baktığımda aklıma Manas gelirdi,o güzelim yeşil gözleri gelirdi şimdi ise yine aynı şeyler ama sanki baktığım yerde yangın varmış gibi duruyordu.
"Son dansı senle bitirmeden bir yere gidemem!" Kolumun birden çekilmesi ile beraber oturduğum yerden hızla kalktım.
"Carlo!" Dedim sinirle.Carlo'nun bu tarz ani hareketlerinden nefret ediyordum ancak bir çaresi de yoktu bu işin.
"Hadi ama güzelim," diyerek beni bahçenin ortasına çektiğinde eş zamanlı olarak kulağıma ağır şarkı sesleri geliyordu.Carlo iki elimi de tutarak farklı dans hareketleri yapmaya başladığında zorla ona ayak uydurmaya çalışıyordum ancak bu çok zordu.
Bir sağa,bir sola ve aşağı yukarı hareket ediyordu sürekli, onun hızına yetişmek çok zordu ve bir hareketini eksik yapma durumunda her an yere kapaklanabilirdim ve bunun olmasını istemediğim için ona ayak uydurmak zorundaydım.
Ben sinir ve stresten gülmeye başlarken Carlo aksime eğlenceden gülüyordu.Birden bire dans ettiğimiz hareketli müziğin sesi yok olduğunda hemen ardından hafif bir keman sesi ilişti kulağıma sonra da gözlerime değdi birinin gözleri.İşte şimdi gerçek gülüşüm ortaya çıkacaktı.
"Sevgilimi alabilir miyim acaba?" Manas'ın güzel sesi ile beraber Carlo beni bıraktığında bu sefer Manas yanıma gelerek bir eli ile belimi,diğer eli ile de elimi tuttu.Bende onun bir elini tutarken diğer boşta kalan elim ile de omzuna tutundum ve keman sesinin ritmine göre dans etmeye başladık.Belki hayatımda hiç keman sesi ile dans etmemiştim,belki hayatımda hiç düzgün dans edip ders almamıştım ama şuan da herkese taş çıkaracak kadar güzel dans ediyordum.Ya da onun dokunuşları bana ilham veriyordu ve bu nedenle böylesine güzel dans ediyordum.
İnce ses ile sağ kalın ses ile beraber sola doğru gidiyor ve geliyorduk,elimin biraz ağardığını hissettiğimde elini tutmaya bırakarak başımı göğsüne gömdüm ve kollarımı beline doladım.Şimdi daha güzel hissediyordum kendimi,sanki hiç derdim yokmuş ve hayat bana çok güzelmiş gibi kapadım gözlerimi ve anın tadını hissetmeye çalıştım.
Ben şimdi kapatıyorum gözlerimi belki açtığımda rüyamdan uyanır İtalya'da ki okuluma giderim.Belki kafamı çarptığım bir yerden başımı kaldırır evime doğru gider seni düşünürüm belki.....Belki tekrar aralarım gözümü ve hayatta sadece biz oluruz,sen ve ben.Ne güzel ama değil mi? İkimizin olduğu bir evren nasıl olurda kötü olabilir ki zaten?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARİS
Teen Fiction........ Gözlerim her zamanki gibi onu arıyordu.Ama bugün yoktu , onu görememiştim. Tam güvenimi toparlayıp ona olan hislerimi açıklayacakken onun olmaması ne gibi bir şanstı? Gözlerim dolu dolu ayrıldım ordan içimden fısıldadım. "Elvada yeşil gözlü...