Oy Ve yorumlarınız benim için önemli unutmayın iyi okumalar✨
Şuan daha iyi anlıyordum. Korkunun sevdiğimize zarar veren bir şey olduğunu.Ve o hissi yaşamadan da hiç bir şeyi anlayamayacağımızı.Hep düşünürdüm benim korkum nedir diye,karanlıktan korkmak derdim kendi soruma cevap olarak.Ama ben büyüdükçe anladım karanlığın benim gözümde kötü diye adlandırdığım bir şey olduğunu .
Bedenim buz kesilmiş bir haldeydi.Hayatımda yaşadığım tüm güzel anılar film şeridi gibi gözümün önümden geçiyordu.O kurşunun bana veya Manas'a gelmesinden o kadar çok korkuyordum ki dilimi yutmuşcasına sessizdim.
"Abimin selamı var,bize müsaade tekrar geleceğiz ama merak etme." Yukardan gelen ses sonrasında bir kaç kere daha silah patladıktan sonra tüm sesler kesildi.
Her şeyin bittiğini düşünerek Manas'a sardığım kollarımı yavaşça serbest bıraktım.Manas'da başını kaldırıp bana korku dolu gözlerle baktıktan sonra ayağa kalkıp koltuğun üzerine oturdu.Cebinden çalan telefonunu çıkararak konuşmaya başladı.
"Gittilermi?.....Tamam çıkıyoruz." Derin bir nefes verdikten sonra bana uzandı.Kolumdan tutarak destek verdiğinde ayağa kalktım.
"Şimdi çıkıyoruz, korkma sakın gitmişler." Gözlerime bakarak konuştuğunda derin nefesler alıp bıraktım.Başımı tamam dercesine salladıktan sonra çıkış kapısına yöneldik.
Kapıdan çıktıktan sonra ardımızdan kapıyı kapatıp kilitledi.Uzun merdivenleri tekrardan çıkıp otoparka ulaşmış olduk.Manas benim korku dolu bakışlarımı gördükten sonra önüme geçip etrafı kolaçan etti.
"Kimse yok korkma,Ben buradayım." Zorda olsa gülümseyerek peşinden çıktım.
Asansöre binip onun odasına çıktık.Manas önden giderken ben arkasından ilerliyordum.Odasının önüne vardığımızda önden kapıyı açıp benim girmemi bekledi,ben içeri geçtikten sonra oda girdi.
"Manas Bey neler oluyor,aklım çok karıştı." Uzun aradan sonra konuştuğumda sesim titriyordu.
Hayatımda bir kere silah travması yaşadığım için hem sesinden hem kendisinden küçüklüğümden beri korkuyordum.O silah kurşunu benden kardeşimi almıştı,daha fazla ne olabilirdi ki.Ben bu gerçeği hayatım boyunca unutamamıştım.Her gece rüyalarım kabusa dönüşüyordu.
Hayatım şuan düzende gibi olsada her gece bir saniye bile olsa aklıma geliyordu.Annemin kanlar içinde yerde yattığı,ve omzu dışında karnından gelen kanlar benim hayatımın travması olmuştu.O gün aklıma geldikçe nefesim daralıyordu ama kendime gelmeye çalışıyordum hemen.
O anı aklımdan silmeye çalışır gibi başımı sağa sola salladım.Başımı tavana kaldırıp derin nefesler almaya çalıştım.Nefesimin sıkıştığını hissederken elim göğsüme gitmişti,Sandalyeden destek alıp oturmaya çalışırken Manas bana yardım ederek oturmamı sağladı.
"İyimisin,hastaneye gidelim istersen?" Elimi hayır anlamında sağladım.
"Çantamda ilacım vardı getirirmisiniz." Dedim zorlanarak.Bu durumda bana en iyi gelen şey ilacımdı.
"Tamam bekle sakin ol!" Manas telaşla odadan çıkarken başımı sandalyeye yasladım.
Benim korkumda böyle başlamıştı işte.Kardeşim..adını bile koymadığımız yüzünü bile görmediğimiz bir bebekti benim korkum.Korkunç olan bebek değildi aslında,onu gidiş sebebiydi,silah patlaması.
Her kurşun sesinde benim içim kanıyordu.Aklıma annem ve kardeşim geliyordu.Annem yaşıyordu onu kurtarmışlardı ama bebeğimiz o kurşuna dayanamamıştı.Küçük bir can nasıl dayanırdı ki böyle bir büyük acıya?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARİS
Teen Fiction........ Gözlerim her zamanki gibi onu arıyordu.Ama bugün yoktu , onu görememiştim. Tam güvenimi toparlayıp ona olan hislerimi açıklayacakken onun olmaması ne gibi bir şanstı? Gözlerim dolu dolu ayrıldım ordan içimden fısıldadım. "Elvada yeşil gözlü...