ATEŞTEN KÜL

686 79 193
                                    

Merhabalar,yeni bölümü umarım seversiniz.İçtenlikle yazdığım bir bölümdü,ama sonu güzel oldu. 2.bölümü erken paylaştım ama geri kalan bölümleri haftada bir atmayan planlıyorum çünkü tam olarak hazırda olan 1 bölüm var. Umarım beni anlayışla karşılarsınız sizleri seviyorum,iyi okumalar!




ÇATIŞMA OLAYINDAN 4 AY SONRA

'Gül bile bu kadar hızlı kurumadı senden gittikten sonra.'

Telefonumun alarm sesiyle gözlerimi araladığımda derince bir nefes aldım.Bugün güzel bir gündü onu ziyaret etme günümdü,her hafta yanına uğradığım gibi bugünde onun  yanına gidecektim.Telefonuma uzanıp çalan alarmı kapattım ve yataktan doğrulup hızlıca ayaklandım.

Yeni evimde ikinci ayımdaydım,henüz alışamamıştım malum düzgün eve geldiğim de yoktu ama neyse.Odamın çaprazında bulunan lavaboya girdim ve elimi yüzümü yıkadım ardından durulayıp oradan çıktım.Mutfaktan duyduğum sesle yönümü oraya doğru çevirdim ve yürümeye başladım.

Yüzüm o kadar ruhsuz ve bakımsızdı ki bu benim için çok büyük olanaktı.Hayatımın bir parçası benden gitmişken ben bu hayatta nasıl mutlu olabilirdim ki? Olamazdım mutlu da değildim zaten,ama öyle görünmeye çalışıyorum mecburen.

"Günaydın bir tanem," mutfağa girmemle annemin büyük enerjisi etrafa saçıldı.

Annem ve babam iki ay öncesine kadar İtalya'dan buraya gelmişlerdi ve uzun süredir bu yeni evimizde birlikte yaşıyorduk.Gelmelerine hiçbir şey dememiştim çünkü bunu bende istiyordum.Ve tam anneme ihtiyaç duyduğum zaman gelmeleri gerçekten güzel bir şeydi.

"Günaydın anne," dedim sadece,sesim her zaman ki gibi kötü çıkmıştı.

"Yapma ama böyle,her sabah uyandığında seni böyle görmeye dayanamıyorum güzelim.Evet belki onu göremiyorsun artık,yanında yok ama kendine eziyet etme." Dedi annem bana moral vermeye çalışarak ama bu bana hiçbir katkı sağlamıyordu.

"Anne beni biliyorsun o yüzden bu konuşma daha fazla uzamasın," dedim onu ikna etmeye çalışarak.Tam konuşmaya başlayacakken onu durdurdum, "Lütfen."

"Peki,kahvaltı yapmadan bırakmam ona göre." Dedi gülerek ardından,sadece başımı sallamakla yetindim ve mutfaktan ayrıldım.

Odama geçip ardımdan kapıyı kapattım,kapının arkasında bir süre durduktan sonra yatağıma doğru ilerledim ve üzerine oturmadan yan tarafına doğru eğilip yere çömeldim.Kendimi serbest bırakıp yere oturduğumda soğuk zemin tüm bedenime işlendi.

Bakışlarım bir süre önümde durduktan sonra gözlerim odamda gezindi.Gülümsedim gördüğüm manzara ile.Çünkü odam tamamen yeşil renkteydi,her şey yeşildi yatağım,perdem,halım,aksesuarlarım ve daha fazlası.

Yeşil almıştım her şey çünkü bir zamanlar aşık olduğum o gözler yeşildi,çünkü aşık olduğum adam da yeşil rengi severdi,çünkü ben onu özlüyordum,çünkü ben onu unutmak istemiyordum ve sırf bunun için her şeyi yeşil almıştım.Çünkü ben hala onu seviyordum.

O gözleri unutmak istesem bile bunu başaramazdım çünkü her eşya bana onu hatırlatıyordu.Tek gözleri değil,o gülüşü,duruşu,bakışları her şeyi hala son gördüğüm gibi aklımdaydı.Yeşil renk bir tek bana onu hatırlatıyordu o yüzden yeşil tercih etmiştim.

Gözümden akan yaşın yanağımdan süzülüp düşmesine izin verdim,az sonra yere damlayan gözyaşlarım daha fazla ağlamama neden oldu.Ben durdurmak istedikçe yaşlar gözümden akmaya devam ediyordu.

MARİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin