içinizi ısıtacak bir bölüme hoş geldiniz,sizleri seviyorum iyi okumalar!!
Her zaman söylediğim gibi,hayatın bizi nereden şaşırtacağı hiçbir zaman bilinmez bir şeydi .Keşke hayatın bizi şaşırtacağı başka şeyler olsa,Manas'ın beni fark etmesi veya beni sevmesi gibi ama hayat kötü şeyler sunmaktan daha çok zevk alıyordu.
Okuduğumuz not bizi fazlasıyla şaşırtması dışında korkutmuştu da,daha doğrusu ben korkmuştum,basit bir söz gibi görünse de altında yatan çok gizli şeyler vardı,ve bunu çok ama çok fazla merak ediyordum.
Notun geldiği günün üzerinden üç gün geçmişti ve ben hala Manas'ın evinde kalıyordum.Bu durum benim için sorun değildi sadece Sara evde tek olduğu için üzülüyordum,ama Sara her defasında sorun olmadığını söyleyerek benim gelmemi engelliyordu.
En son Sara'yı aradığımda durumunun gayet iyi olduğunu ve Barış ile aralarının düzeldiğini söylemişti onun için bu habere fazlasıyla sevinmiştim.Onun üzülmesi benim üzülmem demekti ve kırılması en son isteyeceğim şeylerden biriydi.
Hava çoktan aydınlanmıştı ve saat öğleni geçiyordu bile,dün gece geç yattığım için gündüz fazlasıyla uyumuştum. Manas neredeydi şu an bir fikrim yoktu,ama eminim ki o çoktan uyanıp kahvaltısını yapmıştır.
Yataktan doğrulup kalktım ve banyoya ilerledim,elimi ve yüzümü yıkayıp kuruladıktan sonra giyinmek için tekrardan odaya döndüm.Dolaba yerleştirdiğim kıyafetlerden kahverengi kazağımı ve siyah renkte olan pantolonumu aldım.Üzerime kıyafetleri geçirdikten sonra saçlarımı at kuyruğu yaparak odadan ayrıldım.
Çok fazla ses çıkarmadan merdivenlerden indikten sonra gözüm etrafı taradı,Manas ortalarda görünmüyordu,acaba hala uyuyor muydu? Salona girdiğimde koltukta oturmuş bilgisayar ile uğraşan Manas ile karşılaştım. Benim geldiğimi fark edip bakışlarını bana döndürdü.
"Geç uyandım,siz kahvaltı yapmışsınızdır sanırım," dedim çekinerek.Bu cümleyi ona karşı kurmak bile zor geliyordu bana.
"Hayır,seni bekledim..yani iki kere sofra kurulmasın diye,"dediğinde söylediği kelimeler birbirine girmişti.
"Anladım," dedim usulca.
"Geçelim o zaman,masa mutfakta hazırlanılmış," kucağındaki bilgisayarı koltuğun üzerine bırakıp ayağa kalktı ve yanıma doğru geldi,beraber mutfağa doğru yürümeye başladık.
Mutfağa girip boş sandalyelerden birine oturdum,Manas'da oturduktan sonra kahvaltımı yapmaya başladım,dün gece de aç olup bir şeyler yiyemediğim için fazlasıyla açtım.Tabağıma patates kızartması ve peynir koydum.Ağzıma attığım her bir patatese hayranlıkla bakıyordum ki o kadar açtım.
Tabağımda ki patates kızartmaları bittiği sırada kapı çaldı,ben açmak için ayağa kalktığım sırada Manas'da ayağa kalktığında ben açabileceğimi söyleyerek yanından ayrıldım.
Mutfaktan çıkıp kapıya ulaştım ve kapıyı açtığımda Onur ve yanında başka biri ile daha karşılaştım,bu kişi polis üniforması ileydi bu yüzden Onur'un polis arkadaşı olduğunu anlamıştım.
"Hoş geldiniz," dedim kapıyı sonuna kadar açtığımda ve "Manas mutfakta," diye ekledim.
İkisi de içeri girip mutfağa yöneldikten sonra bende kapıyı kapatıp peşlerinden ilerledim. Onur ve arkadaşı Manas'ın yanında bulunan sandalyelere oturduktan sonra bende eski yerime geçip oturdum.
"Kardeşim verdiğiniz numaradan birkaç bilgi buldum,sizin için ne kadar önemli bilemem ama,"dedi adının Adem olduğunu öğrendiğim kişi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARİS
Jugendliteratur........ Gözlerim her zamanki gibi onu arıyordu.Ama bugün yoktu , onu görememiştim. Tam güvenimi toparlayıp ona olan hislerimi açıklayacakken onun olmaması ne gibi bir şanstı? Gözlerim dolu dolu ayrıldım ordan içimden fısıldadım. "Elvada yeşil gözlü...