Cidden bu bölümü hep yazmak istedim,aylar önce planladığım şeylerin tamamını resmen sundum artık ve üstünden büyük bir yük kalkmış gibi hissediyorum. Her neyse iyi okumalar dileriiiim💓
Ölüm;ismi bile anıldığında insanın yüreğini yakan,kalbini koparan bir kelime,bir sıfattı hayatta.Kelime anlamını bilirdik fakat içinde ki duyguları bilmezdik ta ki o duyguları kalbimizde hissedene kadar.Bir insanın ölme kelimesine hak etmesi için illa ölüp ruhunu teslim etmesine gerek yoktu çünkü bazen insanlar ruhunu teslim etmeden de ölebiliyorlardı.
Dışarıdan uğultular duyuyordum ama sanki çok uzaktan geliyordu bu sesler.Gözlerim öylesine yorgun düşmüştü ki açacak halim yoktu.Ben şuan nerede ne yapıyordum hala anlamış değildim.Bana en son ne olmuştu?
Hani insanlar bir şey yaşar ve o an durup hayatı sorgular,yaşantılarını süzer ya ha işte bende şuan onu kendimce tartıyordum.Bir kaç saat önce veya dakika,yaşadığım şeyler ve gördüklerim bir gerçek olabilir miydi? Belki de rüyadır diye geçirdim içimden ama bu mümkün değil gibiydi görünürde.
"Maris güzelim gözünü açar mısın!" Dedi uzaktan gelen bir ses.Bana seslenen kişiye bir tepki vermek istesem de bu çok zor bir şeydi şuan da benim için.
"Aç gözünü lütfen!" Dedi aynı ses,sesin sahibini çok ama çok iyi tanıdım ancak içimden gülümsemek bile gelmedi.
Bedenim hafif sarsılıyor gibiydi sanırım beni uyandırmak isteyen birileri vardı ancak ben o kişilere destek veremiyordum.Başımdaki sesler farklılaşmaya başladığında bir kadın sesi duydum,"izin verin bakalım." Dedi kadın.Bir şeyler demişti ama neden böyle demişti anlayamamıştım.
"Durumu ne? İyi mi?" Dedi sesinden mutluluk duyduğum adam.
"Bir dakika lütfen,"dedi kadın sinirli bir ses tonuyla ve ardından başımda ki sesler bir süreliğine benden uzaklaştı.Birinin elini elimde,kolumda ve boynumda hissettim sanırım nabzımı ölçüyorlardı ve tabii ki yaşıyordum ben. "Yaşıyor,"
"Oh şükür!" Dedi adamım sevinçle.
"Buraya boş bir sedye lütfen." Dedi kadın sesi.Birden bire görüş açım bulanıktan nete doğru gittiğinde tamamen gözlerimi aralamıştım.Bakışlarım etrafta gezindiğinde ilk önce telaşla beni izleyen Manas'ı ardından etrafta ki ambulans görevlileri ve.......Yerde yatan babamı.
"Uyandı!" Dedi Manas heyecanla ve bana doğru eğilip ellerini başımın altına koyarak başımı dizine yatırdı. "İyi misin güzelim?"
Başımı sallamakla yetindim konuşmadan,ardından bakışlarımı tekrardan yerde yatan babama çevirdim.Gözlerimden akan yaşlar yanağımdan süzülerek yeri bulduğunda ağzımdan küçük bir hıçkırık çıktı. "O iyi mi?" Dedim bakışlarımı babamdan ayırmadan.
Manas ilk önce biraz beni izledikten sonra bakışlarını benim baktığım yöne babama çevirdi.Bir kaç saniye ardından tekrardan bana döndüğünde sadece gözlerime baktı.Bende onun gözlerinin en içine bakmaya devam ettim,ne oldu? Diyordum ama bir cevap alamıyordum.
"Ö-lmedi değil mi?" Dedim zor çıkan sesim ile beraber.O anda boğazımın ne kadar felaket bir durumda olduğunu fark ettim ama umursamadım.
"İyi." Dedi Manas bilemez gibi.
Bir şey demeden sessizce durmaya devam ettiğimde yanımda ki kadın hemşire konuştu,"Canım kendini iyi hissediyor musun?" diye sorduğunda evet anlamında başımı salladım.
"Nasıl bayıldın?" Diye sordu bu sefer hemşire.Bu soru ile beraber yaşadıklarım gözümün önünden geçip gitti tekrar ve o an aklıma biri daha geldi.Annem...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARİS
Teen Fiction........ Gözlerim her zamanki gibi onu arıyordu.Ama bugün yoktu , onu görememiştim. Tam güvenimi toparlayıp ona olan hislerimi açıklayacakken onun olmaması ne gibi bir şanstı? Gözlerim dolu dolu ayrıldım ordan içimden fısıldadım. "Elvada yeşil gözlü...