[chapter 59] happily ever after

239 38 29
                                    

5 sene sonra

"Jeongin gözlerini açabilirsin."

Jeongin, Hyunjin'in onu getirdiği, neresi olduğunu bilmediği yerde durdu ve ellerini gözlerinden ayırdı. Etrafa bakındığında karşıda Han nehrini gördü. Ve şu anda çimlik bir alandalardı. Soluna baktığında yerde bir örtü ve üzerinde duran sepeti gördü. "Birkaç yıl önce olduğu gibi yine piknik mi yapacağız?" diye sordu. Hyunjin "Evet. Gelenekleri devam ettirmek önemlidir," dedi. "Yoksa beğenmedin mi?"

Jeongin çabucak Hyunjin'in boynuna sarılıp "Hayır, tabi ki çok beğendim. Ben de acıkmıştım zaten iyi oldu." dedi. Hyunjin gururlu bir gülümseme sundu ve sonra da örtünün üzerine oturdu. Jeongin de yanına yerleşti.

Hyunjin örtünün üzerinde duran sepeti açtı ve içinden yanında getirdiği yemekleri çıkardı. Hepsini örtüye dikkatlice yerleştirdikten sonra Jeongin "Ama önce hijyen." dedi ve yanında getirdiği ıslak mendili çıkardı. Hyunjin "Buraya geleceğimizi bile bilmiyordun nasıl ıslak mendil getirdin?" diye sordu. Jeongin "Ben her zaman yanımda ıslak mendil taşırım." dedi ve ellerini sildi. Hyunjin de sildikten sonra yemeye başladılar. Ayrıca Hyunjin yanında küçük kutu meyve suyu da getirmişti. Kısacası gayet zengin bir sofraydı.

"Vay be," diye başladı Jeongin. "Seul'e gelmeyeli baya uzun zaman olmuştu. Çok değişmiş buralar."

Hyunjin "Evet bir sürü yeni bina falan yapıldı. Ama güzel şehir ya." dedi. Jeongin kafasını salladı. Hyunjin "Yalnız buraya seninle gelmeyi çok istiyordum. İyi oldu." dedi. Jeongin "Evet burası çok güzel." dedi.

Yemek yerken arada konuştular arada sadece etrafı ve gelip geçen insanlara baktılar. Ah ve evet Hyunjin artık bir idol değildi. 8 yıllık anlaşması sonunda bitmişti ve bu güzel fakat zorlu işin süresi nihayet onun için dolmuştu. Ayrıca artık idollüğü bırakmasının tek sebebi zaman da değildi.

Jeongin'e gelirsek o hala bir oyuncuydu. Hem de tecrübeli bir oyuncu. Ödül bile kazanmıştı. Aynı zamanda geçen sene Hyunjin'in de ısrarıyla bir single yayınlamıştı. Oyunculuk yeteneğinin yanında vokali de parlamıştı.

Bir süre sonra güneş artık yavaş yavaş batmaya başlamıştı. Hyunjin aniden "Şey Jeongin bir arkanı döner misin donumu düzeltmem gerekiyor da." dedi. Jeongin "Imm peki." dedikten sonra arkasını döndü ve Hyunjin yanında getirdiği çantasında bir şeyler karıştırdıktan sonra elini pantolonuna getirdi. Sonra da "Tamam bakabilirsin." dedi. Jeongin geri önünü döndükten sonra da "Ee idol olmadan hayat nasıl?" diye sordu. Hyunjin "Hmm bilmem biraz garip geliyor tabi. Yani her sabah şirkete gitmemeye alışamadım hala." dedi. Jeongin "Doğru. O zamanlar hep aşırı meşguldün. Bu bayramlar tatiller olmasa hiç görüşemezdik." dedi. Hyunjin "Of evet aynen. Ama artık ben daha boşum. O yüzden daha sık sana uğrayabilirim. Hem de çok daha sık..." dedi son kelimeleri gözlerini kısarak söylerken.

Hyunjin sonra saatine baktı. Sanki birisini bekliyormuş gibi bir hali vardı. Arada da bir yerlere dalıyor, Jeongin ona seslenince de hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya devam ediyordu.

"Hyunjin şimdi de bacağını sallıyorsun sürekli. Sen iyi misin?"

"Evet evet. Sadece biraz üşüyorum da belki vücudumu hareket ettirirsem ısınırım diye düşündüm."

"Ah şey istersen arabada bir battaniye vardı onu sana getirebilirim."

"Getirir misin cidden?"

"Evet."

"Tamam. Al anahtar."

Hyunjin cebinden artık kendisinde de olan arabanın anahtarını çıkardı ve Jeongin'e verdi. Jeongin arkadaki açık otoparka ilerledi ve arabayı açtı. Sonra da arka koltuktaki ince battaniyeyi aldı ve arabayı tekrar kilitleyerek Hyunjin'in yanına geldi.

rumor % hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin