[chapter 48] sorry

341 42 36
                                    

"Acaba Hyunjin ne yapıyor, acaba bana cidden küstü mü, acaba cidden eylülde gelmeyecek mi, acaba bana cidden bir daha yardım etmeyecek mi, babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi?"

Jeongin, Hyunjin ile konuşmalarından sonra sürekli bunları düşünüp duruyordu. Üzerine fazla mı gitmişti acaba? "Ama o da başlatmasaymış Yuna'sıyla Ryujin'iyle."

Jeongin ofladı ve oturduğu koltuktan kalktı. Hava sıcak olduğu için çok terlemişti. Yüzünü yıkamaya gitti.

...

Hyunjin, yurttayken kendi kendine dans pratiği yapmıştı çünkü şirkete gitmeye çok üşeniyordu. Fakat sonra yine de şirkete gitmek zorunda kalmıştı vokal pratiği için. Tam da pratik odasında piyanonun önünde de Jeongin ile kavga etmişti. Zaten duygusal bir yapısı vardı ve söylediklerinin ağır olduğunu fark edince sessizce gözyaşı dökmeye başlamıştı.

Hyunjin, Jeongin'i kırgın görmeye dayanamazdı aslında. Ama şimdi kendisi kırmıştı onu. Gidip özür dilemesi gereken asıl kişi de oydu yani. Fakat şimdi pratiğine devam etmesi gerekiyordu çünkü menajeri arada onu kontrole gelirdi. Şimdi gelip onu ağlar halde görürse pek hoş şeyler olmayabilirdi. Bu yüzden yurda dönünce Jeongin'le konuşmaya karar verdi.

Yaklaşık 1 saat sonra Hyunjin yurda dönmüştü. Tüm bu vakit boyunca hep oturduğu için kollarınu esnetti. Zaten şirketin kafesinde yemek yediği için kendini direkt koltuğa bırakmıştı. Bir süre dinlendikten sonra aklına Jeongin geldi. Böylece telefonunu aldı ve mesajlaşma uygulamasına girdi. Fakat son görülmesi 2 saat önceydi. Bu yüzden onu aramaya karar verdi.

'Aradığınız kişi şu anda başka birisiyle konuşuyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.'

"Kiminle konuşuyor olabilirdi ki?" diye düşündü Hyunjin. Birkaç dakika bekledi ve tekrar aradı Jeongin'i. Fakat yine aynı şey oldu. Sonra tekrar aradı. Ancak hala birisiyle konuşuyordu. Sonunda pes etti ve telefonunu şarja takıp dizi izlemeye başladı.

Fakat Hyunjin diziye o kadar dalmıştı ki sessizde olan telefonunun çaldığını fark etmemişti.

...

"Hyunjin açsana şu telefonu ya. Ne yapıyor olabilir? Hem kendi arıyor hem de cevap vermiyor. Gıcığına mı yapıyorsun?" diye kendi kendine söylendi Jeongin.

Ancak nihayetinde Hyunjin, telefonunda yanıp sönen bildirim ışığını görebilmişti. Ve o anda Jeongin'den gelen 7 cevapsız aramayı fark etmişti. Hemencecik onu geri aradı. Ve daha 2 saniye sonra Jeongin aramayı cevaplamıştı.

"J-Jeongin."

"Evet Hyunjin."

"Ben çok özür dilerim. Gerçekten. Sana bu kadar baskı yapmak istmememiştim. Sadece senin için endişeleniyordum ve bu umursamaz tavırların yüzünden azıcık tepem attı sadece."

"Azıcık mı?"

"Tamaam. Azıcıktan biraz fazla. Ama gerçekten seni kırmak gibi bir niyetim yoktu. Seni böyle üzgün görünce sana bunu yapan herkese bir güzel dersini vermek istiyorum. Beni affeder misin lütfen?"

"Umm... Hayır."

"Ne demek hayır?"

"Bir şartım var çünkü."

"Neymiş o?"

"Eylülde yanıma geleceksin."

"Hahaha bu muydu? Geleceğim zaten."

"Yeey. Ve şey ben de özür dilerim. Dediğin gibi biraz umursamaz davrandım. Ayrıca bu aralar çok kaba konuşuyorum. Sanırım gerçekten de biraz buna dikkat etmem gerekiyor. Peki ya sen beni affeder misin?"

rumor % hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin