rumor % hyunin

[chapter 60] mini wedding day

Hyunjin ve Jeongin, 1 hafta sonra minik düğün tarzı bir kutlama yapmaya karar verdiler. Tabi ki bunu hemen ailelerine söylemişlerdi. Hepsi de çok mutlu olmuştu. Özellikle de Jeongbin. Ardından Hyunjin bunu Minho ve Jisung'a da söyleyip onları davet etti. Sadece en en yakınlarını çağırmışlardı çünkü fazla büyütmek istemiyorlardı. Daha doğrusu Jeongin gereksiz masraftan kaçınmak istemişti.

Fakat Hyunjin yine her şey mükemmel olacak siye Jeju adasında küçük bir konak kiraladı. Tek katlı, kocaman bir ağaçlık alana sahip bir yerde konumlanmıştı ve orada kutlama yapmak çok güzel bir fikir olur diye düşünmüştü Hyunjin.

Hepsi uçakla Jeju'ya varınca taksiyle Hyunjin'in kiraladığı konağagittiler.

Tüm günü sonuna kadar geçirebilmek için sabahın erken saatlerinde gelmişlerdi. Minho yol boyu midesi bulandığı için homurdansa da Jisung ona Malezya'da yaşadığı ilginç hikayeleri anlatarak biraz dikkatini dağıttı. Pfft çılgın aşıklar sizi...

Ah ve Minho ile Jisung'dan bahsetmişken.. 5 yıl içinde çok şey oldu. Maalesef ki Jisung kendine hakim olamadı ve Minho'dan hoşlanmaya başladı. Changbin ile Minho da bazı sebeplerden dolayı anlaşarak ayrılmıştı. İlk 2.5 yıl tek kalsa da sonradan Minho da Jisung'a karşı duygularının olduğunu fark etmiş ve ona açılmıştı. Jisung'un karşılığı olumlu olunca da sevgili olmuşlardı. Jisung halen daha kariyerini sürdürüyor ve bu ilişkilerini gizli tutuyor. Menajeri ise onları çok yakın arkadaş olarak biliyor.

"Evet şimdi tüm her şeyi baştan kontrol edelim. Jeongin listeyi getir bana." dedi Hyunjin içeri girdiklerinde. Kutlama için gereken her şeyin bir listesini yapmıştı annesi.

"Öncelike pasta."

"Pastayı sipariş ettik."

"Tamam. Peki ya çatal bıçaklar?"

"Onlar da poşette kumaşa sarılı biçimde duruyor efendim."

"Güzel. Ya Minho'nun vakumlanmış ve sous vide bilmem nesinde pişmiş etler?"

"Onlar da Minho'nun ısı yalıtımlı çantasında duruyor efendim."

"İçecekler?"

"Onlar da çantada efendim."

"Sofra malzemeleri de bavulda. Ve hmm şey de şeyde. Ve ımm tamam. Serbestsin."

"Sağ olun komutanım."

"Aferin böyle devam Jeongin."

O sırada evin içini gezen Jeongbin, ikilinin yanına gelmişti. O artık 19 yaşında bir genç adamdı. Fakat hala ikisinin gözünde o 14 yaşındaki mızmız çocuktu.

"Hyunjin hyung buraya gelip ne yapabiliriz acaba? Bir futbol topunuz falan yok mu bari oynayalım."

Jeongin "Hayır. Hayır yok Jeongbin. Buraya düğün yapmaya geldik o yüzden bu geceyi mahvetmesen iyi olur." diye cevapladı, kardeşi Hyunjin'e seslense bile. Jeongbin "Of ama ne yapabilirim ki?" diye sordu bıkkınlıkla. Hyunjin "Dans et," dedi. "Kalk eğlen oyna. Pasta ye. Jisung hyungunla takıl. O da senin gibi biraz. Hatta gel sizi tanıştırayım." dedi. Jeongbin hala Minho ve Jisung ile konuşma fırsatı bulamamıştı.

Jeongin eşyaları düzenlerken Hyunjin, Jeongbin'i alıp Jisungların olduğu yere getirdi. Minho ve Jisung bir şeyler konuşurken aniden ikisinin gelmesiyle o tarafa döndüler.

Hyunjin, Jeongbin'in arkasına geçmiş iki eliyle çocuğun omuzlarını tutuyordu. "Evet arkadaşlar sizi bölmek istemezdim ama maalesef bir misafiriniz var. Bu Jeongbin, Jeongin'in kardeşi. Muhtemelen görmüşsündür. Ve şey şu anda bizim işimiz olduğu için sizinle takılabileceğini düşündüm. Yani iyi eğlenceleer."