[chapter 17] admit it

916 109 33
                                    

Hyunjin ve Jeongin her ne kadar uzun zamandır görüşmemiş olsa da ilk buluştuklarında sanki zaten hep beraberlermiş gibi hissetmişlerdi. Jeongin her ne kadar ayrı kaldıkları süre boyunca Hyunjin ile iletişime geçmek istese de bunu bir türlü başaramamıştı. Sebebini kendisi de bilmiyordu. Şartlar mı el vermedi, aklına mı gelmedi yoksa sadece korktu mu? Ama Jeongin o zamanları unutup artık tekrar birlikte oldukları için gayet mutluydu. O gece yatağına girdiğinde yazışmalarını tekrar okudu. Yüzünde bir sırıtış vardı. Sonra telefonunu kenara kaldırıp uykuya daldı.

Ertesi sabah Hyunjin Kkami'nin havlamalarıyla uyanmıştı. "Ne var Kkami sabah sabah?" diye sızlandı ama sonra kapının çalma sesini duydu. "Of bu saatte kim gelebilir ki?" diye sorarken saatin çoktan 13 olduğunu gördü. Çabucak ayağa kalkıp kapıyı açmaya gittiğinde görmeyi hiç beklemediği biri vardı: Minho.

"Minho! Senin burada ne işin var ve evimi nasıl buldun?" diye sordu Hyunjin. Minho kıkırdadı, "Sen belki hatırlamıyorsun ama lisedeyken buranın adresini bana vermiştin." dedi. Hyunjin anladığını belirten bir 'haaa' sesi çıkartıp "E içeri gel bari." dedi ve içeri girince kapıyı kapattı. Minho lavaboya gidip ellerini yıkadı ve Hyunjin ile birlikte salona geçtiler. Hyunjin "Hangi rüzgar attı seni buraya?" diye sordu. Minho "Öncelikle bir saçını başını düzelt ben sabahın köründe yanına gelmişim sen pijamayla dolaşıyorsun." dedi. Hyunjin ise "Haber versen belki düzeltirdim Kkami'nin sen geldin diye havlamasıyla uyandım gerizekalı." dedi ve sonra ani bir şekilde odasına gidip kıyafetlerini değiştirdi ve saçını taradı. Geri geldiğinde "Beğendin mi?" diye sordu ve Minho "Evet evet. Neyse sana anlatacak şeylerim var." diye söze başladı. Hyunjin ciddileşip dirseklerini dizlerinin üzerine koydu ve ellerini birleştirip kafasını da öne eğdi.

"Şimdi ben geçen bizim Chan'a ortaokuldakilerin numarası sende var mı diye sordum. O da işte evet neden dedi ben de işte senin olayları anlattım. O da işte a evet duydum çok kötü falan dedi hatta selam söyledi sana. Neyse işte aldım o Jiyeon'un numarasını. Gittim mesaj attım. Hatta dur göstereyim." dedi Minho ve telefonunu çıkarıp Jiyeon ile olan mesajlarına girip ekranı Hyunjin'e çevirdi.

minho
merhaba jiyeon
ben ortaokuldan minho
hatırladın mı bilmiyorum ama
seninle bir şey konuşmam lazım

Hyunjin mesajları okumayı bırakıp "Minho sana ona bir şey yazma benim müdahale ettiğim çok belli olur demiştim." dedi. Zaten artık özür dilemişti ve daha çok uzatmak istemiyordu. Fakat Minho "Kanka bak biliyorum ama içim el vermedi. Bu kızın sana neden böyle davrandığını çözmem lazımdı. Çünkü işin içinde bir iş var. Bak dinle, sen şuan zorbalıkla suçlanıyorsun değil mi? Zorbalık nedir, çok ciddi bir şeydir. Elalem bunun yüzünden psikolojik sorunlar bile yaşıyor. Benim de zorbalık gören arkadaşlarım vardı." dedi. Hyunjin bu cümleden sonra aklına Jeongin'in yaşadıkları geldi. Evet kendisinin yaptıkları kesinlikle zorbalık değildi. Bunu küçük bir çocuk bile anlardı.

Minho "Biliyorsundur şuan başka idollere de zorbalık yaptı deniliyor hatta o hafta bu olaylar baya çoğaldı. Ki bu da çok şüpheli yani neden bir anda oldu bunlar? Ve ben hepsini araştırdım. Ama tek ortak noktaları mağdurların hiçbir zaman o idolü affetmemesi. Zorbalık hafife alınacak bir şey değil. Sen kendi hayatını mahveden birini hemen affeder misin? Hayır. E o zaman o niye uzatmadan affedip seni destekleyeceğini söyledi? Çünkü bu zorbalık değil sadece boş beleş bir kavga." diye devam etti. Hyunjin "Aslında haklısın ya. Asıl o şuan zorbalık yapıyor, kariyerimin en zirvelerindeyken beni böyle düşürüyor. E o zaman göster mesajları." dedi ve Minho tekrar ekranı gösterdi.

minho
merhaba jiyeon
ben ortaokuldan minho
hatırladın mı bilmiyorum ama
seninle bir şey konuşmam lazım

rumor % hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin