Galaxy Vminkook

Eşin değilim

"Kendine dikkat et Papatyam. Bir şey olursa hemen haber  ver"

Delta eşinin uyarılarına başını sallamış, gülümsemişti. Onun endişelerini anlayabiliyordu. Onsuz bir hafta geçirecekti. Ve bu onu fazlasıyla endişelendiriyor olmalıydı.

Taehyung "Nereden çıktı bu meclis. Gitmek zorunda mısın? Elçi göndereriz" diye mızmızlanan Deltaya gözlerini devrmekle yetindi.

"Jungkook, bu her yıl olan bir meclis. Ve biz en güçlü Krallık olarak orada kendimizi temsil etmeliyiz. Yoksa köpekler meydanı boş sanar dimi?! Senin Jimin'in yanında olman daha doğru. Hamile ve kurdunun sana daha çok ihtiyacı var"

Jungkook çaresizce başını salladı. Taehyung'un haklı olduğunu biliyordu.
Ama yine de ondan ayrılmak istemiyordu.

"Jimin'le de vedalaşıp yola çıkacağım. Ona dikkat et lütfen. Yanından ayrılma. Gözün üzerinde olsun"

Jungkook güvenverici şekilde tebessüm etmişti. Taehyung aldığı onayla Jimin'in odasının önüne gelmiş, kapıyı çalmıştı.
Gelen onayla odaya girdi.

Jimin şişmiş karnı, tombullaşan yanakları ile çok sevimli görünüyordu. Alfayı gördüğü gibi karnına tutunarak ayağa kalktı. Gülümseyerek ona baktığında Taehyung kalbinin ne denli attığına şahit olmuştu.

"Ayçiçeği, veda etmeye geldim. Meclis için saraydan gitmem gerek. Bir hafta sarayda olmayacağım. Hem sana hede bebeğimize veda edeyim dedim"

Jimin'in yüzü Taehyung'un söyledikleriyle düşmüştü. Neden gidiyordu ki? Ne gerek vardı.

"Lavanta? Neden gidiyorsun? Kalamaz mısın?" diye sorduğunda Alfa yanına yaklaşmış, yorulmaması için oturmasını sağlamıştı.

"Üzügünüm Jimin. Gitmem gerek. Bu meclis her yıl düzenleniyor. Ve bizim orada olmamız gerek. Şimdi ben gideceğim" diyerek açıklamıştı. Jimin dudaklarını büzdüğünde Taehyung'un bakışları dolgun dudakları bulmuş, kendine gelerek hemen gözlerini çekmişti.

"Gitmeseniz nolur ki?!" diye mızmızlandığında, Taehyung "Ya Jungkook gitmeli ya da ben. Onun senin yanında kalması daha doğru. Kurdunun ona ihtiyacı var. Benim kalmamı Jungkook'un kalmasından daha çok istediğini sanmam" demişti.

Jimin gözlerini kırpıştırarak esmer tenli adama bakmıştı. Taehyung yutkunarak zorla gülümsemiş, "Ben de öyle düşünmüştüm" dedi. Eğilerek şiş karına öpücük bırakmıştı.

Jimin onun kırıldığının farkına yeni varıyordu. Ama sesini çıkarmaya gücü yetmiyordu. Ne diye bilirdi ki? İkiniz de yanımda kalın demek istese de cesareti yetmiyordu.

Taehyung afallamış bedene yaklaşmış, saçına öpücük kondurup geri çekilmişti.
"Kendine de bebeğimize de iyi bak. Görüşürüz" diyerek arkasını döndü.
Beklemeden de çıktı.

° . ¸ ¸ . • . ¸ ¸  ¸ ¸ . • ´ ≮ ' • . ¸ ¸  ¸ ¸ .  • . ¸ ¸ . °

Alfanın gidişiyle ikili yatakta uzanmış, asık suratlarıyla tavanı izliyordular. Jungkook arabir oflayarak sessizliği bozsa da, Jimin üzüntüden tamamen sessiz kalmayı seçmişti.

"Kurdun çok üzgün. Hissede biliyorum Sarışınım" dediğinde Jimin irkilerek yüzünü  Jungkook'a taraf çevirdi.
"Ben, şey yani, evet üzügünüm. Lavanta olmayınca saray boş geliyor bana. Bebeğimizde hissediyor galiba babasının gittiğini"

Jungkook büzülmüş dudaklara bakmış, iç çekmişti. Şimdi bu dudaklara yapışmak vardı. Ama Jimin bir adım atmadan hiçbir şey yapmayacağına söz vermişti kendisine.