Galaxy Vminkook

Park?

Jimin sabahın altısında kalkarak çocuklarının odasına gelmişti. 7 aylık kızı diş çıkardığı için fazla huysuz ve nazlıydı.

Şimdi Jungmin babasının kolları arasında iştahla sütünü emiyordu. Kaşınan diş eti yüzünden ağzındaki göğüs ucunu sertçe çekiştirmekten kendini alı koymuyordu.

Küçük kız sonunda uykuya daldığında Jimin odalarına doğru adımladı. Neredeyse 1 saattir Jungmin ile ilgileniyordu.

Odaya girdiğinde yatağın ayrı köşelerinde uyuyan iki bedeni gördü. Yüzünde geniş tebessüm yer edinirken ikisi arasındaki boşluğa girdi.

Jungkook'un gözlerine düşen saçları itip burnunun ucundaki bene öpücük kondurdu. Daha sonra yüzünü çevirip Taehyung'un burnunun ucundaki bene öpücük kondurmuştu.

Ama öptüğü gibi kaskatı kesilmişti.

Taehyung sıcaktı...

Onun bedeni sıcak olmazdı ki...

Telaşla dudaklarını esmer adamın alnına bastırmıştı. Hissettiği sıcaklık ile hemen Jungkook'a dönmüştü.

"Jungkook! Jungkook kalk!"

Jungkook yerinden zıplarken endişeyle Jimin'e bakmıştı.

"Sorun ne bebeğim?"

"Taehyung... Bedeni alev alıyor resmen. Ateşi var"

Jungkook telaşla Alfanın ateşini kontrol etmişti. Hızla yataktan kalkarak askerlere seslenmişti.

"Asker hemen hekimbaşı Seokjin'i çağırın"

Jimin ağlamanın eşiğindeyken Jungkook yatağın yanına çöküp Taehyung'u uyandırmaya çalıştı.

"Papatyam... Aç gözlerini bebeğim"

"Hmm..."

"Lütfen uyanır mısın bebeğim? Aç gözünü"

Taehyung zorla gözünü açmıştı. Kendini bitkin hissediyordu. Boğazı kurumuştu.

"Su" diye bilmişti yalnızca. Acele ile suyu doldurup yanan bedenin ağzına tutmuştu.

Kapı çalınmış, içeri Seokjin gelmişti. İkili geri çekilip alan yaratırken Alfanı kontrol etmeye başlamıştı.

"Ağır hasta şu an. Biliyorsun Jungkook... Taehyung sık sık hasta olmaz, lakin olduğunda da ağır geçirir. Sanırım bu kez daha ağır. Havale gibi"

"Ben dedim üstü çıplak antreman yapmasın diye!"

Jimin ağlayarak sitem etmişti. Jungkook onun yanına varıp ıslak yanaklarına öpücük kondurmuştu.

"Sakin ol Güneşim. Bebeğimiz iyi olacak"

Jimin Deltanın boynuna sokulurken Seokjin Alfaya müdahele ediyordu. Geçen az sürenin ardından ikisini de odadan çıkarmıştı.

Sıkıntılı bekleyişlerin ardından kapı açılmış, Seokjin yanlarına adımlamıştı.

"Papatyam nasıl?"

"Lavantam nasıl?"

İkisi de telaşla sorduğunda Seokjin sıkıntıyla nefes vermişti.

"Durum ciddi. Taehyung'un özel gücünden dolayı ateş bedenine ters tepki yapıyor biliyorsunuz. Acil karışım hazırlamam gerek.

Ayçiçeği... sağlık için harika bir bitki. Ama sorun şu ki, kuzey torpaklarında bitmez. Sıcağı, güneşi sever. Güney topraklarında biter"

Jungkook ne yapacağını düşünürken yanında bir hıçkırık kopmuştu. Yanına döndüğünde sulu mavi harelerle karşılaşmıştı.