Galaxy Vminkook

Taemin'e kardeş

Yazım yanlışlarını görmezden gelin

Taemin Alfa babasının kucağında neşeyle kıkırdarken Jungkook odasında imzalaması gereken senetlerle uğraşıyordu. Jimin ise ne kadar süredir bilmediği şekilde oğluyla eşini izliyordu.

Bu görüntü karşısında gözleri dolarken kulağına gelen seslerle kaşlarını çattı. Arka tarafta iki hizmetli Beta kendi aralarında fısıldaşıyordular.

"Şu üçlünün aşkında en çok kazanan taraf net Kral Jungkook'dur. Prens Jimin'e ayrı acıyorum, Kral Taehyung'a ayrı"

"Haklısın. Prens Jimin daha akibetinin ne olacağını bilmeden hamile bırakıldı. Ne belliydi saraydan gitmeyeceği?! Krallarımız sonucunda çocukları olmayacağını bilerek evlenmişti. Bir nevi ilk başta onu kullanmış gibi geldi bana"

"Kullanmak demeyelim ya. Haksızlık olur. Kral Taehyung'u bilmiyor muyuz?! Karıncayı bile incitmez. O güzellikte Vitaya nasıl kıyardı ki zaten. Hem de masum birine"

"Ahh, sen de doğru söylüyorsun"

"Kral Taehyung'a da üzülüyorum. Şehzade Taemin'i nasıl da seviyor kendi oğlu gibi. Hiçbir zaman  çocuğu olmayacak. Sevgisi için fedakarlık yaptı"

"Evet yaa, Şehzade Taemin'e baktığında içi gidiyor. Daha dün bir kez öksürdü diye hekimbaşı Seokjin'i çağırmıştı. O gerçekten çok güzel bir baba"

"Evet. Çok iyi bir Kral, eş, baba. Neyse, biri duyacak. Hadi, işimizi bitirelim"

Jimin'in duydukları kalbini sıkıştırmıştı. Onlara kızamazdı. Çünkü kötü şeyler söylememişlerdi. Saygı çerçivesinde özgür düşüncelerini dile getirmiştiler.

Düşündü o an. Neden hâlâ Taehyung ile çocuk yapmıyordular ki? Ne engel oluyordu ki? Bunu daha önceden düşünmüştü. Sadece cesaret etmemişti.

O Betalara teşekkür etmeliydi. Hatırlattıkları için.

° . ¸ ¸ . • . ¸ ¸  ¸ ¸ . • ´ ≮ ' • . ¸ ¸  ¸ ¸ .  • . ¸ ¸ . °

Jimin Jungkook'un odasına gelmiş son kez derin nefes verip kapıyı çalmıştı. İçeri girdiğinde masada çatık kaşlarla senetleriyle uğraşan Delta başını kaldırmış ona tebessüm etmişti.

"Güneşim? Hadi gel yanıma"

Jimin hafif kızararak Deltasına adımlamıştı. Jungkook anında kucağına çektiği bedenin dudağına sulu öpücük kondurmuştu.

"Alfamız nerede?" diye dudakları ayrıldığında Jungkook sormuştu.

"Seninle yalnız konuşmak için ona trip atıp, sonra da gönlümü geri kazanmak bahanesi ile bana bir sürü meyve alması için şehir pazarına yollamış olabilirim"

Jungkook'un yakası ile oynaya oynaya kurduğu cümleler Deltanın kafası karışmıştı.

"Bekle lütfen. Beynim algılamadı. İlk önce koca sarayda meyve mi yok? Pazardan istiyorsan askerlere de getirttire bilirdi... Ayrıca asıl soru niye yalnız konuşuyoruz?"

Jimin dudaklarını büzüp yapılı omuza yumruklarını geçirmeye başlamıştı.

"Yaa! Benim canım öyle istedi o yüzden. Pazardan istediğim için Lavantam benim için bizzat gitti. Ve evet özel konuşalım istedim. Taehyung'un yanında konuşsak utancımdan ölürdüm"

Yanakları al kırmızıya bürünürken sesi de utancından kısılmıştı. Jungkook yanaklara ufak ufak öpücükler kondururken o da fısıltı ile konuşmuştu.