Kimsin sen?

8.9K 678 696
                                    

Yazım hatalarını mazur görün. Düzenleyeceğim.




"Neden buradasın abi?"

Zorlukla karnını ovalayarak bahçedeki salıncağa, abisi Park Jackson'ın yanına oturmuştu.

Hayal kırıklığı ile baktı abisine. 8,5 aylık karnı yüzünden haraket dahi edemiyordu. Ama abisi ona yardım etmek tenezzülünde bile bulunmadı. Onun yerine karnına tiksinir şekilde bakmıştı.

Üzmek istemedi kendini. Savaş sırasında Jackson Wang'ın sözlerini hatırladı. Onu bir hiç sayan abisi yerine, Tanrı ona her adımını kollayan iki eş hediye etmişti.

'Şimdi burada olsalar benim rahat oturmam için yardım ederdiler' diye düşündü içinden. Bu zaman yüzünde beliren tebessüme engel olamadı.

"Mang krallığına gidiyordum. Geçerken seni göreyim dedim. Hamile kalmışsın yine"

Jimin son cümledeki alayla kaşlarını çattı. Anında sert sesiyle sormuştu.

"O ne demek? Evliyim. İki Kral kocam var ve birbirimize aşığız. Aşkımızın meyvelerini doğuruyorum, bundan gurur duyuyorum. Kızımı doğuracağım, sonra yine doğuracağım, ondan sonra yine doğuracağım.

Bir kez bile olsun Taemin'in saçını okşamadın. İkinci yeğenin doğacak ama sen sadece alaycı bakışlar atıyorsun bana. İlk düğünümde görmüşdüm seni en son. Jungkook'la evlenmemin üzerinden tam 1 yıl 10 ay geçti.

Ben bu zaman müddetinde umudumu kaybetmedim. Belki gelirsin kardeşini, yeğenini görmeye diye. Taemin'in doğum gününe de gelmedin. İki ay sonra iki yaşına girecek oğlum"

Konuştukça gözlerinin dolmasına engel olamadı. Ancak susmak istemedi. İlk defa ailesinden olan bir fertle konuşurken bu kadar cesurdu.

Korkmamıştı da bu zamana kadar. Ama karşısındakini incitmemek için susmuştu. Her defasında da acı çeken kendisi olmuştu. O yüzden devam etti şiş karnını ovalarken.

"Her şeyi geçtim... Savaşa gittim ve ben öl-ölmüştüm. Döndüğümde bile annem ve babam olmasa bile senin gelmeni bekledim. Ama gelmedin. Öl-ölseydim eğer ağlarmıydın a-abi?"

Çenesi titrerken zorla konuşmuştu. Gözünden boncuk tanelerinin süzülmesine engel olamamıştı. Karşında abi silueti ise yüzünde mimik oynamadan konuşmaya başlamıştı.

"İlk olarak bilmiyorum. Belki de ağlardım. Sonuçta 19 sene bir yerde büyüdük... Ayrıca seni görmem kısmına gelirsek~... Bilmelisin ki, aklımıza dahi gelmiyorsun. Niye gelesin ki zaten?! Senin yerin burası.

Ve kullandığın taktik çok akıllıca. Bir Vita olmanın hakkını veriyorsun gerçekten. Akıllı kurt türü olduğunuzu biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum"

Jimin kaşlarını devam etmesi için havaya kaldırmış, yanağındaki ıslaklığı silmişti. Jackson ise ayağa kalkmış, Jimin'e üstten bakmıştı.

"Yani diyorum ki, bu sarayda yaşamak için güzel taktik. İki kralın sikini tatmin etmek, çocuklarını doğurmak... Böylece kapının önüne koyulmayacaksın. Zaten çocuk doğurmak için varsın burada. İlk hatanda seni kovacaklar bunu unutma.

Ama merak etme eğer seni gözden çıkaracaklarını anladığın an altlarına yatarsan kovulmaktan kurtulursun"

Hiç acımadan kurulan cümleler ile Jimin'in yüreği yandı. Bir abi kardeşini ancak bu kadar aşağılaya bilirdi. Hışımla gözyaşlarını silerken soğuk ve düz sesiyle konuştu.

"Neden geldin dedim? Beni özlemediğin her hâlinden belli zaten. Söyle ne için zehirli cümleler kuruyorsun?!"

Jackson boğazını temizleyerek konuşmuştu. Jimin abisinin gözündeki sinirin artışına anbean şahit oldu.

Galaxy Vminkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin