Galaxy Vminkook

Eksik kokular

Çocukların odasında hizmetlilerin getirdiği temiz kıyafetlerini giyen Taehyung yatakta uyuyan küçük bedenlere bakarak gülümsedi.
İşi olmasa sabaha kadar oturup bu masum görüntüyü izlerdi.

Ama bugün çok işi vardı. O yüzden hızlıca üzerini değiştirmiş, kral tacını takarak hazırlanmıştı. Taemin ve Jungmin'i uyandırmamaya özen göstererek öpmüş, odadan çıkmıştı.

"Gözünüz evlatlarımın üstünde olsun"

Taehyung Jungmin ve Taemin'in özel bakıcılarını uyararak taht odasına adımlamıştı. Bugün önemli kararları vardı. Ve bunu herkese duyurması gerekiyordu.

Taht odasına girdiğinde gördüğü manzara içler açıcı değildi. Jungkook tahtında oturmuş, Jimin de kucağında oturmuş, hıçkırarak ağlıyordu.

Kalbine ağırlık çöktü. Kıyamıyordu ki gözyaşı dökmesine. Şimdi suçlu olduğunu bildiğinden daha fazla ağlıyordu.

Gözleri kesiştiğinde ciddiyetinden ödün vermeyerek tahtına adımladı. Gidip eşlerini sarmalamak istese de yaptıklarının kalbini ne denli kırdığını görmelerini istiyordu.

Tahtına oturduğu an kapı çalınmış, verilen komutla Namjoon odaya girmişti. Elindeki mektup Jungkook'un dikkatini çekerken Taehyung aldığı zaferle sırıtmıştı.

Namjoon arkadaşlık ilişkilerini işin içine katmayarak saygıyla eğilmiş, "Kim krallığından olma Kral William'dan mektup var Kralım" demişti.

Taehyung elini uzatarak mektupu Namjoon'dan almış, sessizce okuduğunda yüzündeki sırıtış büyümüştü. Onun bu haline kaşları çatılan Jungkook ve Jimin merakla ona bakıyordu.

"Bundan sonra Kim toprakları diye bir şey yok"

Jimin ve Jungkook ayaklanırken Taehyung da ayağa kalkmış mektubu Namjoon'a geri vererek "100 kişilik askeri birlikle yeni topraklarımıza gidin. Sen komutanlık edeceksin" dedi.

"Taehyung neler oluyor? Neden benim bir şeyden haberim yok? Bana da danışman gerekmez mi? O gereksiz topraklar için ne vaatte bulundun?"

Ardı ardına sorulan sorular. Taehyung'un taşan sabrı. Jimin'in korku dolu bakışları. Jungkook'un hızlı nefes alış verişleri.

"Ne zamandır bir şey yaptığımda izin alıyorum? Kararlarımın sorgulanmasından nefret ederim Jungkook. Bir daha bunu yapma"

Jungkook diliyle yanağına eziyet ederken, Taehyung sinirli gözlerle Jungkook'a bakmış, "Sakın bir daha annemin uyuduğu toprağa gereksiz deme" demişti.

Bakışlarını kaçırdı. Odada gergin hava hüküm sürerken Taehyung sakin olmak adına fazla çaba gösteriyordu.

"Benim olanı bir şey karşılığında almam Jeon. Beni iyi tanıdığını zannediyordum. Küçük bir tehditle hallettim gitti."

Şaşkınlıkla eşine bakıyordular. Aldığı zafer göğsünü daha da kabartıyordu. Hakkıydı da. Tek damla kan dökmeden, savaş çıkarmadan zafer çalmıştı.

"Bunu nasıl yaptın?"

Jimin şaşkınlığını gizlemeden sorduğunda "Sadece karşılarında kim olduğunu hatırlattım" diye karşılık verdi.

Anladıklarını belirten mırıltılar çıkardılar. Taehyung tavana kadar uzanan pencerenin önüne geçerken kalbine çöken ağırılıkla olduğu yere çakılmış gibi hissetti.

Her ne kadar onları üzmek istemese de bir şeyleri yoluna koymak için fedakarlık yapması gerekiyordu.

"Jungmin'i de alıp bir kaç haftalığına oraya gideceğim"