Yorumlarınızı bekliyorum 🤗
Keyifli okumalar!Kader, bileklerimize bağlanan prangalardı. Ondan kaçamıyor, bizi çürütmesine izin veriyorduk. Bu evren benim prangam olmuştu. Hiçbir kaçış yolu yoktu. Buraya mahkumdum ve bu mahkumiyet beni istemediğim şeyler yapmaya zorluyordu.
Kutay'la iş birliğine başlamıştım. Yeni bir para kaynağıyla insanları Kılıç'ın yanından uzaklaştıracaktık fakat buradaki insanlar uyuşturucu dışında bir şey ister miydi? Belki evet fakat bu şey, uyuşturucudan daha kötü bir şeyse.
Umutsuzlukla derin bir nefes almaya çalıştım. Bu evrendeki hava artık bana yetmiyor gibiydi. Annemle babamı özlemiştim...ve kardeşimi. Loş ışıkla aydınlatılmış dar merdivenlerden inerken düşmemeye çalışıyordum. Burası, getirildiğim evin bodrum katına iniyordu ve Kutay benimle orada buluşmak istediğini söylemişti.
Sonunda son basamağı da indiğimde nefesimi düzenlemeye çalışırken karanlık bir köşeden Kutay'ın çıktığını gördüm. "Hoş geldin Derin." dedi.
Başımı hafifçe sallamakla yetinirken "Ne işimiz var burada?" diye sordum. Aydınlık alanda uzun bir masa ve üzerinde içi dolu çeşitli tüplerle fen derslerinde gördüğüm deney aletleri bulunuyordu.
"Söylediğim şeyi yapmak için buradayız. Yeni para kaynağımızı hayata geçirmeye başlayacağız." dedi.
"Yeni para kaynağımız da uyuşturucu olmayacak değil mi?" diye sordum. Eğer böyle bir şey planlıyorsa bu işin içinde olmayacaktım.
"Hayır, buna karşı olduğunu biliyorum ama bunun dışında zaten uyuşturucu pahalı bir şey ve bu yeni formül için ihtiyacımızı karşılayacak kadar satın alamayız. Paramıza yazık olur." diye karşılık verdi. Tek düşündüğü paraydı. İnsanların canı umrunda değildi ve bu beni fazlasıyla rahatsız ediyordu.
Bunu umursamamaya çalışarak "Yeni formül ne peki?" diye sordum.
"Ben ona Altın Şeytan diyorum. Bir süredir bunun üzerinde çalışıyordum ve çıkardığım veri sonuçları beklediğimden de iyi geldi."
Yüzümü buruşturdum. "Adında hayır yok ki."
Kutay gülerek "Öyle olması gerekiyor. Müşterileri çeken ilk şey isimdir." dedi.
Masaya biraz daha yaklaştım. "Ne işe yarıyor?" diye sorduğumda Kutay plastik eldivenleri takarak heyecanla gülümsedi.
"Aslında bir çeşit enerji içeceği fakat içine bazı karışımlar eklediğimde kokusuyla birlikte baş döndürücü oluyor. Kullanıcılar bunu uyuşturucu sanacak fakat çok büyük bir zararı yok. Beynin bir süreliğine algı mekanizmasını etkiliyor. Sanki uyuşturuyormuş gibi. Yani öyle sanacaklar. Bir çeşit hipnoz sıvısı da diyebilirim." dedi.
"Hiçbir zararı yok yani, emin misin?" diye sordum.
Kutay'ın yeşil gözleri parladı. "Hiçbir şey için tamamen zararsız diyemeyiz. Mesela bir ilacın da yan etkileri olur fakat bunlar çok büyük yan etkiler değil. Öyle düşün." dediğinde tam olarak rahatlamasam da başımı salladım.
Kutay küçük cam bardaktaki altın sıvıyı bana uzatarak "Denemek ister misin?" dediğinde gözlerimi büyütüp "Hayır, sağ ol." dedim.
Kutay derin bir nefes alarak bardağı masaya bıraktı ve deney tüplerinin başına geçti. "Ne kadar kaçmak istesen de bazı şeyleri yapmak zorundasın Derin." Elleri seri bir şekilde çalışırken tüplerdeki sıvılar cam borular yardımıyla hareket etmeye başlamıştı.
"Biliyorum. Yapacağım ama daha yeni denenmeye başlayan bir şeyi içmek istemedim doğal olarak." diye karşılık verdim. Yavaşça masaya yaklaşırken gözlerim renkli sıvıları takip ediyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARALEL
FantasyFarklı evrenlerden aynı anda dilenen bir dilek... Ve o dileğin değiştirdiği iki hayat... Derin fazlasıyla sıradan bir hayata sahip sıradan bir kızdı. Herkes gibi anne ve babası, onunla tamamen zıt bir kardeşi vardı. Hayatında her şey normalken bir...