!Tamamlandı!
O inşaat tepesine intihar etmek için çıkmıştı Emir, onu kurtarmak için gelen başkomiser Fırat'ın kucağında ineceğini nereden bilecekti ki?
*Yaş farkı içerir!*
Şimdi attığım için yarın yeni bir bölüm atabilir miyim bilmiyorum ama deneyeceğim fndkdmd
Yatağımda yatarken bininci kez sağ tarafa dönüp sıkıntıyla ofladım. Üç saattir yatağımdan uyumaya çalışıyordum ama gözüme bir gram uyku girmiyordu. Aklım Fıratta kalmıştı.
Yeğeni arayıp annesinin merdivenlerden düştüğünü söyleyince apar topar ablasının yanına koşmuştu. Önemli bir şeyi olup olmadığını merak ediyordum.
O giderken arkasından 'bana da haber ver' diye bağırsam da hala haber yoktu.
Artık daha fazla dayanamayarak bir mesaj yazdım.
Emir : Ablan iyi mi? (02:34)
Fırat : Sen uyumuyor musun? (02:43)
Emir : Uykum yok
Emir : Ablanın durumunu merak ettim
Fırat : Sadece ufak bir kaza, abartacak bir şeyi yok.
Fırat : Bacağını incitmiş, birkaç gün dinlenmesi gerekiyormuş.
Emir : Bacağını incitmiş olmasına üzüldüm ama daha büyük bir şey olmamasına sevindim
Fırat : Merak ettiğin için uyuyamadın, değil mi tavşan?
Yüzümdeki gülümsemeyle ayağa kalkıp ışığı yaktım. İnternetten getirttirdiğim kocaman tavşan kulakları olan şapkayı çekmecemden çıkartarak kafama geçirdim ve aynanın karşısında bir fotoğraf çekerek ona yolladım.
Emir : Tavşan demişken...
Emir : (sarışın hayal ediyoruz)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Emir : Yakışmış mı? (02:56)
Fırat : Seni yerim çocuk. (03:00)
Çığlık atarak yatağımın üzerinde tepinirken bir mesaj daha geldi. Artık onunla konuşurken canım nasıl istiyorsa öyle davranıyordum, çünkü o da öyle yapıyordu. Hemen oturarak titreyen ellerimden dolayı mesajı okumaya çalıştım.
Fırat : Ulan tipe bak, yavrum amacın beni çıldırtmak mı?
Emir : Ben çıldırıyorsam sen de çıldıracaksın
Emir : Doğanın kanunu bu, ben ne yapayım?
Fırat : Bakıyorum da sana bir cesaret gelmiş?
Emir : Ne dedim ki?
Emir : Sen güzelim, yavrum derken iyi ama?
Fırat : Hocan uyanmış, en son ifadesini almaya gideceklerdi bizimkiler.
Konuyu değiştirmesiyle kahkaha attım. 'Öylesine söylüyorum' dememişti en azından.
Emir : Çok sevindiim
Emir : Kimmiş peki, çok merak ediyorum
Emir : Hem kim olduğunu
Emir : Hem de hangi sebeple yaptığını
Fırat : Bilmiyorum ki, henüz doktoru ifadesinin alınmasına izin vermiyordu daha yeni uyandı diye.
Fırat : Sabah'a öğrenir söylerim sana.
Fırat : Şimdi yat uyu güzelim, sabah okulun var.
Fırat : Sonra uyanamayacaksın.
Emir : Tamam o zaman
Emir : İyi geceler biricik kahramanım ❤️
Fırat : İyi geceler güzelim..
Yerinden çıkacak kapasiteye sahip kalbimi sakinleştirmek için derin derin nefesler alarak telefonu bırakarak tavana bakarak yattım.
Hissediyordum, artık hey şey çok güzel olacaktı..
-
"Oğlum kalksana artık, okula geç kalacaksın!"
"Anne biraz daha uyuyayım ne olur!" Yalvararak kafamın altındaki yastığı alıp yüzüme bastırdım. O kadar yorgundum ki, yüzümü aydınlatan güneşe sinir olmuştum. Hemen doğmasına ne gerek vardı sanki?
"Emir!" Annemin uyarıcı ses tonunu duyunca oflayarak ayağa kalktım. Bir rahat yoktu!
Ayaklarımı yere vura vura lavaboya ilerledim ve yüzümü yıkayıp geri çıktım. Hiç okula gitmek istemiyordum. Sabahın köründe okul mu olurmuş hem?
"Ne zaman geldiniz siz?"
Kahvaltı hazırlarken ayakta dikilen beni süzdü. "Sabaha karşı geldik, baban uyuyor daha. Biraz daha iyi ama gitmeyecek işe bugün."
Kafamı sallayarak onayladım ve tam üzerimi giyinmek için odama gideceğim sıra kapının zili çaldı.
Annem kapıyı açmaya giderken Hülya teyzedir diye düşünerek odama doğru ilerledim.
"Buyrun?"
Kafamı hızla arkaya çevirip annemin yanına giderken iki tane polisin geldiğini görüp gözlerimi büyüttüm.
Fırat'a bir şey mi olmuştu acaba?
Saçmalama Emir, eşi yaralanmış asker eşi misin sen?
Fırat'a bir şey olsa niye sana haber vermek için kapına gelsinler gerizekalı.
"Emir Karakan burada mı?" Gözlerim korkuyla büyürken annemin arkasından çıktım. İkiside beni baştan aşağı süzerken birisi boğazını temizledi.
"Şevval Yıldırım'ı yaralama suçundan şüphelisin, bizimle emniyete kadar gelmen gerekiyor."
