On dokuz

17.7K 1.4K 508
                                    


Emir : Müsait olunca ara (16:06)

"Emir!"

Okul çıkışı Engin'le birlikte otoparka doğru yürüyorduk, sonra o kadının sesini duyunca ikimiz de duraksayıp arkamızı döndük.

"Buyrun hocam?" diye mırıldandım sıkıntıyla. Zaten Fırat'ı çok özlemiştim, bu kadının sorularıyla hiç uğraşmak istemiyordum.

"Biraz konuşabilir miyiz?" Engin anlayarak omzuma hafifçe vurup ayrıldı yanımızdan. Enginin arkasından kısa bir bakış atıp tekrar bana döndü. "Restoran'da Fırat'la karşılaştığımızda onun yanındaki çocuksun sen, öyle değil mi?" İtiraz etmeden başımı salladım. "İlk başta hatırlayamadım, sonra geçen gün okulun önünde seni onun arabasına binerken görünce hatırladım."

"Evet?" dedim sabırsızca 'ne olmuş yani' der gibi.

"Fırat benim eski bir arkadaşım, sizin nereden tanıştığınızı merak ettim de."

"Babamın eski bir tanıdığıymış," diye ezberlediğim sözleri söyledim. 'Niye merak ediyorsunuz' diye tepki versem dikkat çekebilirdi. "Ben polis olmak istiyorum da, babam rica ettiği için çok ciddi olmayan olaylarda beni de yanında götürüyor."

İlk başta şaşırsa da, sonra rahat bir nefes alıp gülümsedi. "Öyle mi?" Kafamı salladım. "Tamam o zaman, yarın derste görüşürüz."

Arkasını dönüp giderken ben de Engin'in yanına gitmek için peşinden yürüdüm.

"Alo, Selma anne?" Hemen kafamı kaldırıp baktım. "Yok, yok. O olay öyle değilmiş, şimdi konuştum çocukla."

E yuh ama.

Bir uzaklaşmayı bekleseydin, şu an duyuyorum malum. Fırat'ın annesiyle konuştuğuna yüzde yüz emindim, bir de kadına anne diyor.

Allah'ım, sen bana dayanma gücü ver sabır ver.

Fırat'a söz vermiş olmasaydım görürdün sen.

"Hadisene oğlum." Engin'in sabırsız sesini duyunca adımlarımı hızlandırdım. "Ne diyormuş?"

"Hiç ya, derslerin çok iyi falan filan." Kendimi överek konuşunca 'hah' diyerek alayla güldü. "Bırakayım mı seni eve?"

"Olur valla, hiç hayır diyemeyeceğim."

Arabanın anahtarını ona fırlatıp yolcu koltuğuna geçtim. O da hemen şoför koltuğuna oturup arabayı çalıştırmıştı.

"Benim böyle bir arabam olacak var ya, başka birinin arabayı sürmesini bırak arabama bindirmem bile."

Güldüm. "Ne yapacaksın sanki arabaya lan?"

Omuz silkerek arabayı sürmeye başlayınca telefonumla uğraşmaya başladım. Hala Fırattan haber yoktu. Evham yapmamaya çalışsam da dün geceden beri haber alamıyordum.

"Senin niye sabahtan beri suratın asık lan?" Kafamı telefondan kaldırarak araba kullanan Engin'e baktım.

"Suratım mı asık?" Bilmemezlikten gelerek kafamı onaylamazca salladım. "Yoo."

"Sen de var bir şeyler bu aralar da, hadi neyse." Cevap vermeyerek arkama yaslandım. Engin'lerin sokağına girmiştik zaten.

Evlerinin önüne park ettiğinde ikimiz de indik. "Gel bir kahve yapayım sana."

"Yok sağol kanka, başka zaman yaparsın." Kaşlarını çatarak gözlerimin içine baksa da zorlamayarak kabul etti. O evine girdiğinde ben de sürücü koltuğuna geçtim.

Dönüş yolunda telefonum birkaç kez titrediği için eve gitmeyi bekleyemeyeceğim için hemen kenara çektim.

Hem Fırat, hem de Giray mesaj yazmıştı.

BIRAKMA BENİ -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin