On sekiz

18.7K 1.3K 564
                                    

"Nerede kaldı bu Selim hoca ya, yarım saat oldu bekliyoruz." Oflayarak arkama yaslandım, dışarıda şarıl şarıl yağmur yağıyordu.

Hoca gelmediği için sınıf resmen kahvehaneye dönmüştü. Birilerinin iskambil kağıtlarıyla oynadığını bile görmüştüm.

"Senin haberin yok tabi," diyerek omzuma yumruğunu geçiren Engin'e baktım merakla. Neyden haberim yoktu? "Sen yokken Selim hoca artık derslerimize girmeyeceğini söylemişti. Şevval hoca olmayınca zorunlu olarak almıştı zaten bizim sınıfı, biliyorsun. Çok sınıfı olduğu için yetişemiyormuş, yeni hoca mı ne gelecekmiş."

Sahi, Şevval hoca demişken hiç Fırattan yeni haberler almamıştım. Artık bu konu beni daha çok ilgilendirdiği için ona sormayı aklıma not ettim.

"Yeni hoca mı?" diye sordum yüzümü buruşturarak. "Sınavlara üç ay kala?"

Omuz silkerek bilmediğini belirtirken sınıfın kapısı birden açıldı. Islak saçlı esmer bir kadın koştura koştura öğretmen masasına giderken ben oturduğum yerde doğruldum.

Hayır ya..

"Kusura bakmayın çocuklar, biraz geciktim." Koştuğu için nefes nefese kalmış bir şekilde uzun deri ceketini çıkartıyordu. Herkes yerine geçmiş ve suspus olmuştu. "Ben yeni kimya öğretmeninizim, adım Gül Akın."

Bir bu kalmıştı başıma gelmedik. Gelecekteki kocamın eski nişanlısı resmen bana ders verecekti! Ben ağlamayayım da kimler ağlasın, hı?

Bütün sınıf sessiz bir şekilde yeni hocayı inceliyor, sorduğu 'eski hocanızla nerede kalmıştınız' sorularına da kibarca cevap veriyorlardı.

"Kadın da fenaymış ha," diyerek kolumu dürten Engin'e ters ters baktım. Neresi fena ya, ben daha güzelim?

"Bakmaz sana o." Engin'in söylediğini duyup arkasını dönen Zeynep'i duyunca sırıtmama engel olamadım. Ona laf sokmadan duramasa da Zeynep'in Engin'den hoşlandığı çok belliydi.

"Hadi canım," dedi Engin şaşırmış gibi elini ağzıyla kapatarak. "İyi ki söyledin. Ben de tam-"

"Şş, sessiz olabilir miyiz lütfen?" Biricik gelecekteki sevgilimin eski nişanlısı, arkasını dönüp buraya bakarken göz göze geldik. İlk önce kaşlarını çatarak beni süzdü, hatırlamış ama çıkaramamış olmalıydı.

"Pardon hocam," diyerek önüne döndü Zeynep.

Bir süre daha bana baksa da sonra tekrar önüne dönerek tahtaya bi şeyler yazmaya devam etti. Aslında kadını tanımadığım için ona sinir olmam saçmaydı belki ama sevmiyordum işte onu. Hissediyordum iyi biri olmadığını.

Zaten geç geldiği için ders çabucak bitmişti, herkes çantasını toplayarak sınıftan çıkarken Engin'le biz de çıktık.

Fırat'ın yanına emniyete gideceğim için heyecanlıydım çünkü ilk defa habersiz gidecektim. Henüz sevgilim olmayan gelecekteki sevgilimi görmek için bir de izin mi alacaktım? Umarım işi yoktur.

"Mekan'a geliyor musun?" Kaşlarımı kaldırıp indirerek 'cık'ladım.

"Yok, işim var. Selam söylersin sen çocuklara." Engin kafasını sallayarak uzaklaşırken ben de otoparka doğru yürüyordum. Arabamın olduğu yere doğru yaklaşırken Fırat'ın arabasını görünce duraksadım.

Kalp kalbeee karşı derler, sen de üzüldün mü? Ay bilee çeker gider, geceyi düşündün müü?

Siyah arabasının önüne kalçasını yaslamış sigara içiyordu. Benim geldiğimi görünce baştan aşağı süzdü beni. Sırıtarak yanına doğru yaklaşırken kafasını arkaya doğru yatırarak nefesini yukarı doğru dışarı verdi.

BIRAKMA BENİ -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin