Yirmi dokuz

16.5K 1.1K 424
                                    


"Vay be, sevdiğimizin elinden yemek yemek de varmış." Dudakları yukarı kıvrılırken gözleri kısıldı.

"Beğendin mi?" Yüzündeki gülümseme o kadar içtendi ki yanaklarını ısırmak istiyordum. Çok tatlı şu adam ya.

"Hem de çok," diye karşılık verdim gülümsemesine. Yemeğimiz bittiği için tabakları iç içe koyarken ayağa kalkıp yanına gittim ve yan bir şekilde kucağına oturdum. O koluyla belimi sararken dudaklarımı yanağına bastırdım. "Ellerine sağlık sevgilim."

"Afiyet olsun yavrum." Yanağımı okşarken sanki bir şey demek ister gibi dudaklarını araladı ama sonra tekrar kapattı.

Kaşlarımı çattım. "Bir şey mi oldu?"

"Bugün," diye konuşup kucağında benimle birlikte doğruldu. "Sen parktayım deyince seni görüp öyle geçeyim eve demiştim. Geldim ama o çocukla konuşuyordun, sonra birden kalkıp gittin. Bağırdım arkandan ama duymadın beni." Derin bir nefes aldığında hala yanağımı okşamaya devam ediyordu. "Elini tutuyordu, üstelik sen gittiğinde arkandan içli içli ağladı."

Benden hesap sorarken bile bu kadar sakin kalması ona olan hayranlığımı arttırmıştı. Eğer onu Gül'le el ele görsem dağıtırdım ortalığı, bağıra çağıra hesap sorardım.

Bana bu kadar güvendiğini görmek gözlerimi yaşartmıştı. Onu sanırım gerçekten hak etmiyordum.

"Seni çok seviyorum, biliyor musun?"

Verdiğim cevaba şaşırsa da kaşlarını çattı. "Canın mı kaynadı, yoksa onaylamayacağım bir şey yaptığın için önce beni mi sakinleştiriyorsun?"

Yaşlı gözlerimi kısarak güldüm. "Yok, sadece seni seviyorum işte."

"Ben de seni seviyorum." Uzanarak dudağımdan öptü ve geri çekildi. "Canımdan çok hem de. Ama artık bana bir cevap vermelisin."

Yan oturduğum ve kafam ona dönük olduğu için boynum ağrımıştı. Kafamı göğsüne yaslayarak beline sarıldım.

"Bana yaptıkları için özür diledi, ben de kabul etmedim."

'Hm' layarak belimi okşadı, ama sanki kafasına hala bir şey takıyor gibiydi. "Sarp'la aranda başka bir münasebet oldu mu, seni dövdükleri geceden hariç?"

Zeki adam.

"Oldu," dedim yalan söylemeden.

O olgun davranıp benden sakince hesap soruyorsa, ben de olgun davranıp ona doğruları anlatabilirdim. Artık aramızda gizli saklı olsun istemiyordum. Şimdi 'yok' deyip geçiştirsem yarın öbür gün kendisi başka bir yerden öğrenecekti ve aramızdaki güven toz olacaktı.

Yaralanma olayından sonra ona o kadar kızdıktan sonra aynı şeyi ben yapmak istememiştim.

Hem, Sarp'la olan sahte ilişkimiz Fırat'ın varlığından önceydi sonuçta. Çok büyük tepki vereceğini düşünmüyordum.

Ya da düşünüyor muydum?

"Ne oldu?" Artık belimi okşamayı bıraktığı ve hafifçe geri çekildiği için kafamı mecburen kaldırmak zorunda kalmıştım göğsünden. Hem merak ediyor, hem de öğrenmek istemiyor gibi tereddütlüydü.

"Eski okulum onun sayesinde öğrenip bana düşman oldu," diye mırıldandım tepkisini ölçerek. Belimdeki elini sıkılaştırarak dişlerini sıktı ve sesli bir nefes verdi.

"Orospu çocuğu diyeceğim anasının suçu yok."

Yavrum benim, küfür bile edemiyor.

"Bir video gösterdi bütün okula," diye devam ettiğimde sakinleşmeye çalışarak tekrar gözlerime baktı. "Sarp'la benim olduğumuz bir video." Sanki anlamış gibi elini belimden çekerek yumruğunu sıktı. "O sıralar, ben sevgili olduğumuzu sanıyordum. Ama değilmişiz, beni kandırıyormuş."

BIRAKMA BENİ -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin