Otuz (S&G)

14.8K 1K 478
                                    

"İzmir işini bir kez daha mı düşünseydik acaba?"

"Aylin, bunu yüz kere konuştuk hayatım." Artık bu konuyu konuşmaktan sıkılmıştı Giray. "Annem hastalandı, bizi yanında istiyor. Sadece iyileşene kadar yanında duracağız, sonra istediğin yere tekrar taşınırız."

Aslında hastalık işi bahaneydi, annesinin o kadar ağır bir hastalığı yoktu. Giray'ın tek derdi bir süreliğine Aylin'i buradan götürmekti.

"Peki," diyerek kafasını salladı müstakbel karısı. Hastalık şakaya gelmezdi, yarın bir gün annesine bir şey olursa suç kendisine kalsın istemezdi Aylin. "İstifanı verdin mi? Ne zaman taşıyacağız eşyaları?"

"Ben bugün gidip vereceğim istifamı," diyerek ceketinin iç cebinden çıkardığı mektubu elinde salladı. "Düğünümüze daha bir hafta var, taşınmayı da elbet bir gün hallederiz."

Aylin kafasını sallayarak onayladı Giray'ı ve yarım kalan portakal suyunu kafasına dikerek oturduğu yerden kalktı. Randevusuna geç kalıyordu.

"Benim gitmem lazım," derken sandelyesine astığı ceketini alarak giymeye başladı. "Akşam geliyorsun değil mi?"

Giray da ayağa kalkıp kendi sandalyesini çekti ve garsona elini kaldırarak hesabı istedi.

"Geliyorum tabi, biricik kaynanamın partisini kaçırır mıyım?" Aylin'in yanağından makas alarak sırıttı. "Belki bir ara odana kaçarız."

Aylin ciddi kalmaya çalışsa da dayanamayarak gülmüştü. "Bakarız, belki olabilir," diyerek karşılık vermişti sevgilisine.

Hesabı ödeyip birlikte kahvaltı yaptıkları pastaneden çıktılar ve Aylin arabasına binip randevusuna giderken Giray da istifasını vermek üzere şirkete gitmek için taksi çağırmıştı.

Bütün yol boyunca içi içini yemişti, yaptığı hatalardan dolayı vicdan azabı çekiyordu ama bencil olmaktan başka şansı yoktu.

Hayatında ilk defa yalan söylemişti insanlara, ve gerçekten dedikleri gibi de yalan yalanı doğuruyordu. Bu yüzden buradan gitmek istiyordu. Artık daha fazla yalan söylemek istemediği için bu ortamdan uzaklaşmak istiyordu.

Şirket'in önüne geldiğinde taksiciye parayı uzatıp indi arabadan. Artık bitirecekti onunla olan bağını, bir daha görmeyecekti onu ve bunu bilmek bile içini rahatlatıyordu.

Odası birinci katta olan patronunun yanına gitmek için merdivenleri kullanmayı tercih etti, asansör beklemeye vakti yoktu.

Merdivenleri çıktıktan sonra sekreteri yerinde olmadığı için Burhan beyin kapısına vurarak içeriden bir 'gel' komutu bekledi.

Uzun süren birkaç saniyenin ardından beklediğini duyarak indirdi kapının kulpunu. Yerine olmayan sekreteri bu odada görmek, daha doğrusu patronuyla sekreterinin şişmiş dudaklarını görmek onu şaşırtmıştı. İkisinin de üstü başı dağılmıştı yani ne yaptıkları belliydi.

Patronu evliydi, üstelik üç tane de çocuğu vardı. Karısını sekreteriyle aldatıyordu yani.

'Sen sanki yapmadın' diye bağıran iç sesini duymamaya çalışarak boğazını temizledi.

"Bir sorun mu var, Giray?" Burhan bey'in sinirli ses tonunu duyunca duruşunu dikleştirerek yanına yürüdü. 'Niye böldün bizi' der gibi bakıyordu.

Bu sırada sekreteri çoktan çıkmıştı odadan.

"Ben size bir şey getirmiştim Burhan bey," diyerek mektubu adamın masasına bıraktı. Burhan bey eline mektubu alarak açtı ve ilk cümleyi okur okumaz anında Giray'a dönmüştü. "Annem rahatsızlandı da, düğünümden sonra tekrar ailemin yanına taşınacağım."

BIRAKMA BENİ -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin