EFGAN
21'Çıkmaz'
Havalar soğumuştu iyice üzerime askıdan hırkamı geçirdim ve bir kahve yapmak için mutfağa geçtim. Üzerine koyduğumda mutfağın kapısı çalındı. Neden dış kapı değilde mutfak kapısı diye düşündüm ve sonra camdan görünen ateş'i görmemle geriye doğru irkildim.
Beni korkutmuştu. Kapıyı açtım ama onu içeriye almadım.
" Neden buraya geldin?" Dedim hesap sorar gibi. Korkuyordum ve şu an böyle karşı karşıya konuşmamız bile beni germişti.
"Sana anca böyle ulaşabilirdim." Dedi gayet sakin bir sesle.
"Yiğit evde olabilirdi bunları düşünmeden hareket etmen saçma." Dedim korkmuş ve sert bir sesle.
"Merak etme yiğit'in evde olmadığını bildiğim için geldim zaten. Farkındaysan ilk mutfak kapısına geldim." Yiğit'in geleceği düşüncesi bile korkutuyordu beni. Böyle konuşmayı nasıl becerecektim. Diken üstünde gibi hissediyordum. Onu içeriye almadım ve dışarı da çıkmadım öylece kapıda bekledim.
"Sana nasıl güveneceğim." Dedim. Bundan emin olmak istiyordum. Güvenmekten başka çaremde yok gibiydi. Bana yardım edebilecek tek kişi oydu.
"Bana güvenmen gerek. Benimde sana." Dedi başka bir yolu yokmuş gibi.
"Sen bana istediğimi vereceksin, bende sana." Benim ne istediğimi biliyordu en baştan beri ama ben onun ne istediğini bilmiyordum. Intikam almak istiyordu ama ben ona nasıl yardım edecektim ki? Şimdi burada böyle konuşmak istemiyordum. Yiğit her an gelebilirdi bu da işleri daha da zorlaştırırdı.
"Gitmen gerek." Dedim. "Yiğit her an gelebilir."
"Sakin ol. Yiğit gelmez."
"Nasıl bu kadar eminsin?" Dedim değişik bir yüz ifade yerleşti suratına.
"Onu uğraştıracak bir kaç şey buldum diyelim." Dedi mecburi bir sesle.
Ne kadar rahat olmamı söylese de olamıyordum. Bana göre çok fazla sakindi ama ben sakin kalamıyordum. Korkularım belki de yersizdi ama konu yiğit olunca pekte kolay olmuyordu. Sakinleşmek için derin bir nefes alıp verdim. Ne kadar çabuk konuşursak o kadar iyi olurdu.
" Sana nasıl bir yardımda bulunacağımı bilmiyorum..."
"zamanı geldiğinde senden tek bir şey isteyeceğim, zamanı gelince." Şu an istememesinin nedenini pek anlayamasamda soramadım çünkü bende ondan zamanı gelince çok şey isteyecektim. En başta da yiğit'ten kurtulmak için yardım etmesini.
"Hisseleri aldığını biliyorsun." Dedi üzgün bir halde. Gerçekten canı sıkılmışa benziyordu. Onların yiğit'in hakkı olmadığını söylüyordu. Ya peki onları haluk bey'den nasıl almıştı. Aralarındaki döngü nasıl ilerliyordu.
"Ama çok sürmeyecek..." Dedi düşünceli bir sesle. Gözleri kapıya takıldı. İrislerinde ateşler yükseliyordu. Yiğit onun damarına basmıştı ama hala çok sakin kalıyordu belki de zorundaydı.
" Bana yaptıklarının acısını bir bir çıkaracağım." Dedi zehirli bir sesle. Dişlerini sıkıyordu.
"Eğer bu işine beni ve oğlumu bulaştıracak..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFGAN
Beletrie"Biliyor musun? " dedi. Bir müddet sonra " öyle kolay değil benden kurtulman." Dilinin ucundaki bir itiraf dökülmüştü geceye. Lâkin benim kalbimi yangın yerine çeviren bir itiraftı bu. "Sana öğretemedim..." Nereye kaçarsan kaç, nereye gidersen git...