EFGAN
40
'düş'
Yaşanılası bir hayatı yaşayamayacak belki de o istediğimiz zamana gelemeyecektik ya da bizim için çok zor olacaktı.
Kader gayrete aşıktı.
Çabalamadan hiçbir şey olmazdı. Biz çabalayacaktık. Yaşadığımız ve birbirimize yaşattığımız o kadar şeyden sonra kolay olmayacaktı kimi zaman eskileri hatırlayacak kimi zamanda yaralarımıza dokunan şeylerin üstesinden beraber gelmeyi bilecektik.
Bunu başarabilirmiydik bilmiyordum.
Yüzümdeki şaşkınlık ifadesi hareketlerime dahi yansımıştı. Yiğit bundan dahi anlayabilirdi. Saklamıştım amaçsızca sadece yok etmek için.
Numara yaptığımı da anlamış mıydı?"Profosyonelce." Dedi. "Tebrik ederim."
Bana bu denli korkunç bakarken onunla konuşacak gücü kendimde bulamadım.
"Ama yakalandın." Düşüncesizce konuşuyordu. Hiç bir şeyi bilmeden beni suçlayacak mıydı? Beni o telefon sayesinde bulmuştu elimde onun olduğunu daha önce böyle şeylere kalkıştığımı biliyordu neden şimdi bu kadar acımasızca bakıyordu.
"Ben bir şey yapmadım." Titreyen sesimi bastırdım.
"Bu ne?"
Dedi telefonu havaya kaldırarak. Ruhsuz gözleri kamçılarını üzerime dikmiş beni tamamen hapsine almıştı.
"Ben onu unutmuştum."
Kelimeler hafızamdan tamamen yok olmuş kuracak bir cümle bulamıyordum. Söyleyeceğim tek bir kelimede dahi beni yanlış anlamasından korkuyordum.
"Atmadın bunu, neden?"
Haklıydı. Aradan bu kadar gün geçmişti fakat aklımın ucuna dahi gelmemişti. Yiğit'e o kadar düşmüştüm ki her şeyi bir anda silip götürmüştü hafızamdan ama bu yinede beni suçlamasını göstermez .
"Ya da niye atamadın mı diye sorayım."
Sesi gittikçe sertleşiyordu ve acımasızca bakan gözleri. Geniş omuzları, sert bakışları ve duygusuz sesi...
bana şefkat gösteren adam gitmişti.
"Atacaktım ama unutmuşum."
Sesim nasıl çıktı bilmiyordum ama ona doğruları söyleyecektim beni suçlayacak olsa da.
Söylemek istiyordu bir şeyleri dilinin ucuna getirip susuyordu belki de kullanılacağı kelimeleri seçemiyordu ya da beni kırmaktan mı korkuyordu? Her türlü kırılmıştı kalbim bu kadarı bile beni suçladığının apaçık belirtisiydi."Niye yalan söyledin o zaman?"
Aptalca bir şey yapmış yalan söylemiştim ona belki de yapmamam gerekirdi.
Korkmuştum.
Yiğit'i iyi tanıyordum o hırslı ve öfkeli biriydi telefonu gördüğünde sakin kalamayacağını bildiğimdendi saklama çabalarım, belki bir umut diye düşünmüştüm beni yanlış anlamaz diye ama görüyordum ki biz öyle kolay kolay aşamayacaktık bunları. Birbirimize verdiğimiz tüm kırıklar üzerimizde çizik bırakmış, yaranın ağzı açıldıkça kanıyordu.
"Madem atacaktın beni niye kandırmaya çalıştın?"
Beni anlamayacağını artık iyi biliyordum öfkesi onu çoktan esir almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFGAN
Ficción General"Biliyor musun? " dedi. Bir müddet sonra " öyle kolay değil benden kurtulman." Dilinin ucundaki bir itiraf dökülmüştü geceye. Lâkin benim kalbimi yangın yerine çeviren bir itiraftı bu. "Sana öğretemedim..." Nereye kaçarsan kaç, nereye gidersen git...