Bölüm 6: Mavi İçin Başlangıç Gece İçin Son

266 40 74
                                    

 "Günaydın oğlum."

Yamaç annesine zoraki bir tebessüm ederek kahvaltı masasındaki yerini aldı. Hülya'ya çay doldurmaya başlayan evin yardımcısından kahve istedikten sonra yüzündeki yaralara üzüntüyle bakan annesini fark etti.

"Sadece kaşım ve dudağım patladı, sorun yok. Daha kötüleriyle de bu eve gelmiştim, bu şekilde bakma."

Hülya oğlunun sözlerine karşı iç çekti ve elini onun elinin üzerine koyarak "Ama ilk defa babanın işleri yüzünden oldu." dedi. 

Yamaç annesinin eline bakarak elini onun elinin altından çekip masanın altına indirdi, rahatsız olduğu huzursuzca yüzünü germesinden belli olmuştu. Hülya oğlunun yüzündeki huzursuzluğu fark ederek sandalyesinde dikleşip oğluna gülümsemeye çalıştı, kırılmıştı ama oğlunun kendini geri çekmesine değil; onu adım adım her gün kaybediyor oluşuna.

"Günaydınlar Barlas ailesi."

Merdivenlerden hızlı adımlarla inip yemek masasına tavşan gibi zıplaya zıplaya yaklaşıp Yamaç'ın arkasından sarıldıktan sonra onu öpen Rüya abisinin karşısındaki yerini aldı.

" Hayırdır Rüya Hanım, çok neşelisiniz bugün."

Rüya abisine gülümsedi ve çatalıyla tabağına yiyecek bir şeyler koyarken omuzlarını kendinden emin bir şekilde geri atarak konuşmaya başladı. 

"Bir haftalık Londra tatilimi bitirdim ve evime gelir gelmez de bir davete gideceğimizi öğrendim. Beni bilirsin abiciğim bir parti her zaman beni neşelendirir." 

Yamaç kardeşinin neşeli haline karşı tebessüm ederken istediği kahvenin önüne konulmasıyla yardımcıya başını hareket ettirip teşekkür ederek gelen kahvesini yudumlamaya başladı. Aklı hala Hira'daydı, dün yaptığı şey aklına her geldiğinde içinde anlamlandıramadığı duygular cirit atıyordu ama içlerinden en belirgin olanı onun için duyduğu endişeydi.

______

"Anneanne bu hazırlıklar daha geç başlasa olmaz mıydı? Sadece birkaç saat daha uyumak istiyordum."

Feryal torununun bu mızmız hallerini ne zaman görse içini sıcak bir huzur kaplıyordu. Hira'ya içindeki sıcaklığı dışına vuran bir tebessümle baktı ve onun için hazırladığı kahveyi uzatarak göz kırptı.

"Beni neyin mutlu edeceğini her zaman biliyorsun. Feryal Sultan, senden bir tane daha yok. Gürültü işi affedildi." Son cümlesini söylerken işaret parmağını tik yapar gibi oynatmıştı.

 Feryal torununun bütün şirinliğiyle kurduğu cümlelere karşı ağzından küçük bir kahkaha çıkartarak "Elbette benden bir tane daha yok." dedi.

Hira gözlerini kısıp gülümsedi, kahvesiyle birlikte odasına çıkmak için adımlarını mutfağın dışına doğru atmaya başladığında telefonuna bir mesaj geldi. Yürümeye devam ederken telefonunu açtı, mesaj kayıtlı olmayan bir numaradan gelmişti. Telefonunun kilidini açtıktan sonra mesaja basarak gözlerini hareket ettirip okumaya başladı, kimden geldiğini anladığında kaşları havaya kalkarken gözleri fal taşı gibi açıldı. 

"Dışarıda sokağın başındayım, dün geceyle ilgili konuşsak iyi olur.

Telefonu tuş kilidi yaptıktan sonra hızla cebine koyup kimseye görünmemek adına etrafı kolaçan ettikten sonra kahve bardağını oturma odasındaki sehpaya koydu ve kapıya doğru yöneldi. Avluya çıktığında başını güvenlik kulübesine doğru eğip Mustafa'nın içinde olmadığını gördükten sonra etrafa bakınıp hızlı adımlarla ilerlemeye başladı, villanın demir kapılarından çıktıktan sonra sokağın başında duran Yamaç'ı görüp yanına ilerledi.

YAZGI:SIR PERDESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin