Bölüm 2: Barlas Koleji

378 45 125
                                    

"Hira Hanım kapıyı ben açsaydım." Dedi, Ahmet. Feryal İren'den sadece birkaç yaş küçüktü, Nurgül ile aynı zaman diliminde Feryal ile çalışmaya başlamıştı. Onun Atlanta'daki evinin şoförü burada değilken evini kollayan gözcüsüydü.

Hira mavi gözlerini baktığı okuldan çekerek bedenini yavaş hareketlerle Ahmet'e doğru döndü, yüzünde içten bir tebessüm vardı.

"Ahmet abi, kafamda altın tacımı görüyor musun? Ben kraliyet ailesinin üyesi değilim o yüzden seninle iki konuda anlaşalım" dedi Hira, tebessümünü büyütmüştü. "Bana Hanım demek ve kapı açmak yok. Kendim yapabileceğim hiçbir şeyi başkasına yaptırmam. "

Hira'nın bu samimi sözleriyle gülümseyen Ahmet dudaklarını birbirine bastırıp başını onaylarcasına eğip kaldırdı. Karşısındaki genç kızın sözleri hoşuna gitmişti. O Feryal İren'in torunuydu ve en az onun kadar mütevazi ve nazikti.

Hira bakışlarını tekrar okula doğru çevirdi, artık içeri girmesi gerekiyordu. "Bıraktığın için teşekkür ederim Ahmet abi akşam görüşürüz."

Ahmet başını eğip kaldırdı. Adımlarını şoför koltuğuna doğru atıp arabaya bindi.

Hira artık içeri girmesini erteleyen herhangi bir şey bulunmamasından dolayı adımlarını harekete geçirdi ve Barlas Koleji'nin kapısından içeriye doğru ilerlemeye başladı.

Bina oldukça görkemli ve büyüktü, hatta bu küçük şehre göre oldukça büyük. Bahçeye girdiğinde yürümeyi durdurmadan etrafı incelemeye koyuldu. Bahçede futbol ve basketbol için iki ayrı saha ve her ikisinin de kendine ait tribünleri vardı. Bunun yanı sıra etrafa dağınık bir şekilde çardaklar yerleştirilmiş, çimenlerin üzerine rengarenk armut koltuklar konulmuştu, bahçe vakit geçirebilmek adına yeterince fazla seçenekle donatılmıştı.

Okulun bahçesinin ferahlığı ve büyüklüğü Hira'nın oldukça hoşuna gitmişti ta ki bahçedeki çoğu kişinin bakışlarının gönderdiği okların kendisine saplanmasına kadar. Aralı olan dudaklarını kapatmadan içine derin bir nefesi çekip ağzından dışarıya bıkkın bir şekilde geri üfledi.

Okulun içine doğru çıkan merdivenleri aştıktan sonra içerisinin de bahçe kadar geniş ve ferah olduğunu gördü. Kapıda durarak içeriyi incelemeye başlayınca sol duvarda asılı olan panoyu fark ederek bedenini ona doğru döndürüp adım atarak daha çok yaklaştı.

Okulun planı hakkında bilgi veren panonun karşısında durduğunda üzerindekileri okumaya başladı. " Zemin kat: resim ve müzik odası, yemekhane; -1. Kat: Spor salonu ve giyinme odaları; 1. kat: Öğretmenler odası, müdür odası, rehberlik sınıfı" Aradığı yeri panoda bulduğunda okumayı bıraktı, bakışlarını panodan çekti ve merdivene yöneldi.

Kata ulaştığında koridorun başından odalara baktı. Müdürün odasının ilk oda olduğunu görünce, rahatlayarak kasılan vücudunu gevşetti, tüm katı dolaşmaktan kurtulmuştu. Kapının önüne doğru attığı adımları durdurup elini kaldırarak tam anlamıyla sıkmadan yumruk yapıp kapıya iki defa hafifçe vurdu.

"Gel" komutunu almıştı Hira, elini indirdi ve kapıyı açarak içeriye girdi.

Gözleri istemsizce ilk olarak odada gezdi, ahşap ağırlıklı fakat modern bir şekilde dekore edilmişti. Kapının önünde durduğunda solunda dosya dolaplarıyla raflar ve geniş ahşap bir masa, masanın karşısında deri koltuklarla cam sehpa; sağında iki büyük gömme rafın ortasında duvara asılı olan televizyon ve büyük bir toplantı masası odanın tamamlayıcılarıydı. Birçok okula göre müdürün odasına gereğinden fazla önem verilmiş gibi görünüyordu, gerçi okulun şatafatını düşününce bu oda tam okula göreydi.

YAZGI:SIR PERDESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin