Selamünaleyküm konniçiva
Nasılsınız efendim?
Ben de iyiyim işte, hafiften sürünüyorum. O kadaree.
Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar.
Yatakta yatarken parmaklarımın ucunda tuttuğum kovana bakmaya devam ettim. Dylan bana inanmamıştı. Kurşunun üretim seri numarası olabileceğini söylemişti iki bin yirmi bir sayısının.
Diğerleri gelmişti ve oldukça büyük bir telaşa girmiştik. Gidiyorduk. Dylan mavi gözlü adamın onlardan biri olduğunu, Clay 'in siyah defter adlı listeye para ödülü ile ismimizi yazdırdığını düşünüyordu. Siyah liste kiralık katil gibi bir şeymiş.
Tekrar yazan tarihe baktım. İki bin yirmi iki. Bana inanmamıştı. Bir kez daha.
Kapı aralandığında uyuduğumu düşünüyor olmalılar ki fısıldaşmalar doldurdu odayı. "İyi olduğuna emin misin?" diye Ricky'nin sesini duydum.
"Şoka girdi, yine atak geçiriyor galiba, psikoza girdi. Bu sefer ne kadar sürer bilmiyorum." Derin bir nefes çektim içime sessizce. "Adamın iki bin yirmi ikiden geldiğini söylüyor. Gösterdiğim kovan var ya, arkasında yazan sayı üretim yılıymış. Onu bu yıla o adam getirmiş." Deli muamelesi görmekten bıkmıştım.
"Çok mu kötü gözüküyor?"
"Bilmiyorum." Birkaç saniye sessizlik oldu. Ardından odanın ışıkları açıldı. "Sen çık hadi, Clara'ya falan yardımcı ol." Kapının kapanma sesi geldi.
Adımları yine bana yaklaştığında ona döndüm yavaşça. Yatağın kenarına oturdu. "Uyumadın mı?" Elimdeki kovandan çekmedim bakışlarımı.
"Hayır." Elimden kurşunun kovanını aldığında yatakta doğruldum ve oturur pozisyona geçip ona döndüm. "Bana neden inanmıyorsun?" Gözleri gözlerimde dolaştı.
"İnanabilinecek şeyler söylemiyorsun Thomas, üzgünüm." Gözlerimi duvara diktim.
"Ama doğruyu söylüyorum." Çok sinirimi bozuyordu bu olay.
"Tamam, seni dinliyorum." Derin bir nefes aldı. "Neden getirdi bu adam seni buraya?"
"Çünkü böyle olması gerekiyormuş, ben galiba geçmişteki bir şeylerin olmasını sağlıyorum." Kaşları havalandı şaşkınlıkla.
"O zaman neden sana karışıyor? Senin yapman gerekmez mi? Tek başına?" Omzumu silktim.
"Geleceğimi değiştirdiğimi söyledi. Zaman çizelgesinde yapılmaması gereken bir şeyi yapmışım, beni uyardı." Bu sefer de çatıldı kaşları.
"Seni öldürmeye çalışarak mı?"
"Beni öldüremez, çünkü zaman çizelgesine müdahale ederse gelecekte çok büyük bir olay değişebilir." Gözleri şaşkınlıkla gözlerimde dolaştı. "Ya da size de dokunamaz. Sadece küçük görevleri var. Onun dışında her şeyi zamana bırakması gerekiyor."
Bir şey demedi bir süre. Gözlerime baktı sadece. "Thomas." diye fısıldadı başını başıma yaklaştırırken. "Korktuğun için atak geçiriyorsun."
"Ben deli değilim." dedim kaşlarım çatılırken. "Uydurmuyorum bunları." Saçımı geriye taradı parmaklarıyla.
"Güvende değiliz, gitmemiz lazım."
"Bize dokunamayacak. Eminim." Derin bir nefes aldı.
"Gidiyoruz Thomas. Şimdi." Ayağa kalktı. "Hadi." Dolabı açtı ve alttan çıkardığı çantaya kıyafetlerimi doldurmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
another time [bxb] •dylmas [Tamamlandı]
Fanfiction"Başka bir zamanda yine seni seveceğim Thomas, Başka bir zamanda tekrar buluşacak gözlerimiz..."