Biz geldik.
Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar!
Yedi Ay Önce
Dylan'dan
"Dylan." Sarı saçları kumsalda esen rüzgar ile uçuştu ve yüzüne dağıldı hafif hafif. Etkileyici duruyordu. Gülümseyişiyle kalbimin teklediğini hissettim. "Bu çiçekler güzel mi?"
"Dylan Bey!" Hızla başımı masadan kaldırdım kaşlarım çatılı. Watari, endişe ile bana bakıyordu. "İyi misiniz?" Elimle yüzümü sıvazlarken başımı salladım yavaşça. Kendime gelmeye çalıştım.
"İyiyim, uyuya kalmışım." Ayağa kalktım. Çıktım çalışma odasından hızlı adımlarla. Evin kapısına adımlarımı yönelttim.
Yine onu görmüştüm.
Arabama binip hızla çıktım bahçeden. Ardından şehrin en işlek yerine sürmeye başladım. Onu bulmam gerekiyordu. O kimdi, kimin nesiydi bilmiyorum ama onu bulmam gerekiyordu. Eksikliğine, kıvranan kalbime daha fazla dayanamıyordum.
Dört ay önce başlamıştı her şey. Watari bir yıldır kayıp olduğumu söylemişti, hastanede uyanmıştım. Sonrası komple bu çocuk ile doluydu. Onunla dolu anılardan başka bir şeyden ibaret değildi. Aylardır onu arıyordum, her sokakta, karış karış. Gördüğüm her sarışın adama bakıyordum ama o yoktu. Ondan hiçbir iz yoktu.
Arabayı işlek bir caddeye çekip indiğimde, soğuk hava saçlarımın arasında dolaştı. Ellerimi kabanımın cebine koydum ve yürümeye başladım. Onu arıyordu gözlerim yine.
Kaybettiğim sevgilimi arıyordum, kim olduğunu bile hatırlayamazken.
Ama onu görürsem, bir kez olsun gözlerimiz buluşursa hatırlayacağımı biliyordum. Gördüğüm anılar, ortadan kaybolduğum bir buçuk yıla aitti.
Hiçbir şey bulamadığımda, elimde kahvemle caddeyi gören parklardan birine oturdum ve umutsuzlukla gelip geçen insanları izlemeye başladım. Bana yakın olduğunu hissediyordum, saçma bir şekilde. Ama onu bulmam imkansız gibiydi. Dünyanın neresinde bile olduğunu bilmeden umutsuzca sadece Los Angeles'da dolaşıyordum. Sekiz milyar insan arasında, kim bilir nerelerdeydi.
"Baba atkısı..." Biraz uzağıma kuvvetli rüzgarın getirdiği bordo bir atkı düştüğünde başımı kaldırdım. Siyah saçlarında hafif beyazların olduğu bir adama çarptı gözlerim. Dudaklarını oynattı.
"Boşver, yenisini alırız." dediğini duydum yarım yamalak. Ardından baktığı kişiye çevirdim gözlerimi. Sarışın bir adam, ona benzeyen sarışın bir çocuğun etrafına kolunu sarmıştı, arabaya yürüyorlardı.
Bakışları anlık beni bulduğunda, vücudum elektirik verilmiş gibi titredi. Gözlerini yürüdüğü arabaya çevirdiğinde gözlerimden boşalmaya başladı yaşlar.
Thomas.
Kaybettiğim sevgilimin, arabaya binmesini izledim. Rüyalarımda çıkmayan çocuk, benim farkına varmadan benden uzaklaştı.
Ayağa kalkıp titreyen ellerimle atkıyı aldığımda, aklıma nüfuz eden şeyler ile dizlerimin üzerine çökerken gözlerimi yumdum.
"Seni seviyorum Dylan..."
Hatırlıyordum. Her şeyi, her anı ve sonu ile. Yaşadıklarımızı hatırlıyordum. Gözlerimi açtım ağır ağır, elimdeki atkıya baktığımda sıktığımı fark ettim.
"Galiba sonunda birileri..." Duyduğum sesle başımı yukarı kaldırdığında mavi gözlü adam ile karşılaştım. Kaşlarım çatılı, kıvrılı dudaklarına baktım. "Sonunda bir şeyleri hatırladı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
another time [bxb] •dylmas [Tamamlandı]
Fanfiction"Başka bir zamanda yine seni seveceğim Thomas, Başka bir zamanda tekrar buluşacak gözlerimiz..."